Sur İlçesinde terör örgütü PKK'nın çukur ve hendek eylemleri sırasında evini teröristlere açarak yaralı teröristleri tedavi eden, örgütün her türlü lojistik ihtiyaçlarını karşılayan ve operasyonların bittiği son güne kadar Sur İlçesinden çıkmayıp teröristlerle birlikte hareket eden Remziye Tosun'un yargılanmasına Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Milletvekili Remziye Tosun duruşmaya katılmazken, güvenlik güçlerine teslim olan terörist İbrahim Halil Koyuncu tanık olarak dinlendi. Terörist Koyuncu şöyle dedi:
"Sur'da babamın kıraathanesinde çalışırken ninemin evinde kalıyordum. İran uyruklu bir terörist Sur'da gezinirken bana propaganda yaptı ve 'Seni bir yere götüreceğim' dedi. Bende etkilenip gittim. HDP Milletvekili Remziye Tosun'un evine gittik. Evde Tosun ile küçük çocukları vardı. Remziye ile İranlı terörist bir süre konuştuktan sonra Remziye bir ara İran'lıya, 'Bu küçük kızım biraz büyüsün onu da örgüte bizzat götürüp elimle teslim edeceğim. Onu gerilla yapacağım' dedi. Remziye'nin evinde bir gece gizlendikten sonra ertesi gün İranlı terörist iki araçla eve gelip beni aldılar. Lice kırsalında Mervan kod adlı teröriste teslim ettiler beni. Mervan beni örgüte götüren bu kişilere bir miktar para verdi. Buradan da yürüyerek Hakkâri Cilo Dağı üzerinden Avaşin Kampına götürüldüm. Silahlı eğitimin ardından bir süre Irak-Hakkâri sınırında kaldım. Ardından Suriye'nin Til Temir'deki Abdulaziz Dağı ile Resulayn, Şeddade ve Al Malikiyah bölgelerinde YPG saflarında yer aldım. Suikast birimi ve sözde Alay karargâhında bulundum. Pişman olup geri dönmek istediğimi söyleyince beni bu kez Deyr Ez Zor ve Ayn İsa bölgelerine gönderdiler. Burada Çiya Kobani kod adlı Azad Simi adlı üst düzey teröristin karargâhında kaldım. Bu kişi ABD'li yetkililerle sık sık görüşmektedir. Sonra bulduğum ilk fırsatta kaçarak Haseki'ye geldim. Ancak örgüt beni yakaladı ve Çiya Kobani'ye teslim etti. Bir ay sonra tekrar kaçtım ve bu kez kardeşimle irtibat kurup kaçmayı başardım."
Sur'da yakalanan 7 ayrı terörist de Remziye Tosun'u teşhis ederek şu bilgileri verdi:
YARALI TERÖRİSTLERİ TEDAVİ ETTİ
*Mehmet Salih Ateş: Biri 4, diğeri 12 yaşında Şevin ve Beritan adında 2 kızı var. Kocası örgüt üyesi olmaktan cezaevindedir. Sur'da çatışmalarda yaralanan arkadaşlarımızı hastane-revir olarak kullanılan evinde tedavi ediyordu. İlaç ve tıbbi malzemelerin depolandığı evde Doktor kod adlı Bedri Oğuz ile birlikte yaralıları tedavi ediyordu.
*Ekrem Özgün: Remziye Tosun yaralıların tedavisinin yanı sıra bize her türlü yardım ve desteği sağlıyordu. Sur'daki operasyon bitene kadar polislerin tüm çağrılarına rağmen Sur'dan çıkmayıp yanımızda kaldı.
*Deniz Ataş: Tedavimi Remziye Tosun ile Bedri Oğuz yaptı. Tedavimi yaparken yanında küçük çocuğu da vardı.
*Bedri Oğuz: Remziye Tosun ile birlikte yaralıları tedavi ettik. Yaralıları tedavi ettiğim eve gelip, sağlık işlerinden anladığını ve PKK'lıların tedavilerine yardımcı olabileceğini söyledi. Bende yaralıları tedavi ederken bana yardım etmesini istedim. Yemek ve barınacak yer ihtiyacını karşılıyorduk.
TANK ATIŞIYLA YARALANAN TERÖRİSTİ BİLE TEDAVİ ETMİŞ
*Mehmet Çoreşoğlu: Hastane olarak kullanılan evde yaralıların tedavisini yapıyordu. Tank atışıyla yaralanınca tedavimi Remziye Tosun yaptı.
*Mehmet Salih Pasin: "Remziye Tosun yaralıları tedavi ediyordu. Bu kadın, sağlıkçı görevinin yanı sıra Sur'da silahlı nöbet tutan, polis ve askerle çatışan bizlere ekmek pişirip yemek hazırlıyordu. Hastane olarak kullanılan evdeki yaralılar, bu kadının kocasının tutuklandığını bize anlattılar.
HASTA BAKICI GİBİ TEDAVİ SÜRECİNE KATILIYORDU
*Yusuf Boz: Hastane olarak kullandığımız evin sağlıkçısı olup, yaralıların tedavisinden sorumluydu. Hasta bakıcı gibi tedavi sürecine katılıyordu.
*Mudanya kod adlı gizli tanık: Çok fukara gibi görünür. Ama örgüte gönülden bağlıdır. Sur'da yaralıları tedavi eder, yasadışı miting ve gösterilere aktif katılırdı.
12 YIL HAPİS
Mahkeme heyeti, Sur'daki mahalleleri işgal eden teröristlerin temizlenmesi için Valilikçe ilan edilen sokağa çıkma yasağının 1 günlüğüne kaldırıldığını ve cami hoparlöründen sivil vatandaşlar için güvenli koridor açılarak dışarı çıkmalarının istendiği, bu çağrıya uyan binlerce vatandaşın evlerini terk ederek Valilik ve kaymakamlıkça kendilerine tahsis edilen konut ve misafirhanelerde geçici istihdam edilip kira yardımı yapılmasına rağmen sanık Remziye Tosun'un evini terk etmeyip operasyonun bittiği güne kadar teröristlerin yemek, ilaç ve benzeri lojistik ihtiyaçlarını gidermekle kalmayıp yaralı teröristlerin tedavisi için evini revir olarak kullandırdığını belirtti. 1,5 yıl tutuklu yargılandıktan sonra 24 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilen Tosun, terör örgütü üyesi olmaktan 12 yıl hapisle cezalandırıldı. Mahkeme cezayı daha sonra 10 yıla indirdi.
EREN'İN KATİLİNİN CENAZE TÖRENİNE KATILDI
Remziye Tosun hakkında ayrıca Gümüşhane'nin Kürtün İlçesinde öldürülen PKK'nın Karadeniz bölge sorumlusu ve Trabzon Maçka'da öldürülen Eren Bülbül'ün katili Zaza kod adlı terörist Mehmet Yakışır'ın Diyarbakır'daki cenaze törenine katıldığı için hakkında ayrıca soruşturma dosyası var.
BASMA FİSTAN VE BEYAZ TÜRBENTLE MAĞDUR ALGISI
Remziye Tosun, Sur'da mağdur edilmiş bir anne algısı yaratılarak HDP tarafından seçim malzemesi olarak parlatılıp cilalanarak sahneye çıkarıldı. Seçim çalışmalarında beyaz tülbent, çiçekli basma fistan giyinerek Sur mağduru görüntüsü verdi. Terör örgütü ise onu, "Sur'un sesi olmak için meclis yolunda" propagandalarıyla tanıttı. Tosun, Avrupa'da yayımlanan terör örgütünün yayın organlarına röportaj verip Sur'un teröristlerden temizlenmesini "Vahşet" olarak niteledi. Tosun, hükümetin milyonlarca kaynak aktarıp tahrip edilen tarihi dokuyu yeniden ayağa kaldırmasını ise, "Sur'da yıkım halen devam ediyor" yalanıyla aktardı. Tosun Avrupa'da örgüt yayınlarına şu açıklamayı yapmıştı.
TERÖRİSTİ KÜRT VE SOYKIRIMA KARŞI DİRENEN KİŞİ GÖSTERDİ
"20 yıl Sur'da yaşadım. Evlerimizi terk etmemiz istendi. Tanklar girdikten sonra tarih yerle bir edildi. Evimizi terk etmedik. Aylarca direndik. Çocuklarım ilk eğitimini direnişle aldı. Çocuklarım devleti erken yaşta tanıdı. Aç ve soğukta kaldılar. Kürtlerin soykırıma karşı direnişine tanıklık ettim. Bir diğer tanıklığım devletin acımasızlığı oldu. Saldırı insanlara yönelik değildi, 5 bin yıllık tarihe yönelikti. Devletin ne kadar gaddar olduğunu tanıklık ettim. Asıl hedefleri ilan ettikleri yasakla Sur'u tamamen yerle bir etmekti. Sur direniş kalesiydi ve kaleyi fethetmekle kalmayıp tamamen yok etmek istediler. Yaşananlar savaştı. Devlet insanlık suçu işledi ve bu suçun hesabını mutlaka verecek."