Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarının ifşa edilmesine haklarında açılan dava kapsamında İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan tutuklu sanıklar Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç ile tutuksuz sanıklar Barış Terkoğlu, Mehmet Ferhat Çelik, Aydın Keser, Eren Ekinci ve firari sanık Erk Acarer'in yargılandığı dosyanın ikinci duruşması yarın görülecek.
Duruşmadan bir gün önce duruşma savcısı mütalaasını verdi. "Sanıkların savunmalarının kendilerini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu" öne sürülen mütalaada, "Sanıkların üzerine atılı bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı mensubu olan şehitlerin kimlik bilgilerinin ve dolayısıyla da ailelerinin kimlik bilgilerinin, çalıştıkları görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgilerin yayımlanmak, yayılmak ve açıklanmak suretiyle 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27/3. fıkrasında tanımlanan suç ile TCK'nın 329'uncu maddesinde tanımlanan 'Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Bilgileri Açıklama' suçlarını işledikleri" belirtildi.
Savcı, tüm sanıkların "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla ve "İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan da 8'er yıldan 19'ar yıla kadar hapislerini talep etti. Yakalamalı sanık Erk Acerer hakkındaki dosyanın ayrılmasını talep eden savcı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin de devamını istedi.
İLK DURUŞMADA ÜÇ SANIK TAHLİYE EDİLMİŞTİ
Davanın 24 Haziran'da yapılan ilk duruşmasında, tutuklu sanıklar Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanları Aydın Keser ile Ferhat Çelik'in üzerlerine atılı suç vasfına göre delillerin toplanmış olması, tutuklulukta geçirmiş oldukları süre ve kişilik halleri nazara alındığında kovuşturmada adli kontrolün de yeterli olabileceği gerekçesiyle tahliyelerine hükmedilmişti.
"İLK OLARAK SANIK MURAT AĞIREL DEŞİFRE ETTİ"
Davanın görüldüğü İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan 18 sayfalık mütalaada, sanıkların alınan ifadelerinde yargılamaya konu haberin zaten ifşa olmuş bir bilginin haberleştirilmesinden öteye gitmediği yönünde benzer savunmalar yaptıkları ancak MİT mensuplarının deşifre edildiği suça konu paylaşımlarda ve aynı amaçla yayımlanan haberlerde yer alan bilgiler ve fotoğrafların daha önceden ifşa olmuş bilgiler olmadığı belirtildi. Mütalaada şehitlerin MİT mensubu olduklarının ilk olarak sanık Murat Ağırel tarafından sosyal medyada deşifre edildiği ve söz konusu paylaşımda "case officer" vurgusunun yapılarak MİT mensuplarının Libya'da yürüttükleri görevlerine ilişkin yabancı istihbarat birimlerince de anlaşılacak şekilde deşifre edildiği anlatıldı.
"MİT MENSUPLARININ PLAN DAHİLİNDE KOORDİNELİ DEŞİFRE EDİLMESİDİR"
Mütalaada, 3 Mart 2020 tarihinde şehit MİT mensubunun cenaze töreninden gizlice çekilen görüntülerin ilk defa "OdaTV.com" sitesinde yayınlandığı, MİT mensubu şehidin kimlik bilgileri, ailevi bilgileri ve MİT Başkanlığı'ndaki görevine ilişkin bilgilerle birlikte cenazeye katılan diğer MİT mensuplarının görüntülerine yer verildiği anlatıldı. Mütalaada "Sanıkların eylemleri zaten ifşa olmuş bilgilerin tekrar paylaşılmasından ibaret sıradan bir eylem olmayıp, MİT Başkanlığı'nın faaliyetlerinin ve MİT mensuplarının bir plan dahilinde koordineli şekilde deşifre edilmesi, MİT'in görev ve faaliyetleri kapsamında devletin gizli kalması gereken bilgilerinin açıklanması, yayınlanması, yayılması ve MİT mensuplarının açık kimlik, görev ve unvanlarıyla birlikte ifşa edilerek MİT mensuplarının hem kişisel hem de ailelerinin can güvenliklerinin tehlikeye atılması eylemidir" ifadelerine yer verildi.