-2017 yılında bir hayalle başlayan Akdeniz ve Karadeniz'deki sismik araştırmalar geçtiğimiz günlerde Karadeniz'den gelen bir müjde ile ilk meyvesini verdi. Bu gelişme ne anlam ifade ediyor?
Karadeniz'den gelen müjdeyi enerjide yerli ve milli hamlemizin bir ürünü olarak görüyorum. Bu vizyon ülkemizde çıkarılan petrol ve doğalgaz ile; güneşten, rüzgardan ve atıklardan üretilen elektrik ile bizi adım adım enerjide bağımsızlık hedefimize götürecektir. Bu yönde ufak ufak adımlar atılırken Karedeniz'den gelen müjde ile birlikte bir anda kocaman bir adım atılmış oldu. Üstelik dünyanın pandemiden yıkıldığı, yabancı enerji şirketlerinin bütçelerini kıstığı ve denizlerdeki sondaj faaliyetlerini askıya aldığı bir dönemde bu adımı attık.
ÇIKARMA İŞLEMİ ZOR DEĞİL
- Şimdi süreç nasıl işleyecek?
Bundan sonra ana adımlar olarak denizde platform kurularak bulunan gazın çıkarılması, arındırılması ve karaya getirilmesi gerekiyor. Çıkarma işi zor değil çünkü bu alanda birçok şirketin tecrübesi var. Büyük enerji şirketleri de genellikle kendileri değil, taşaron şirketlere yaptırıyor bu işi. Benzer şekilde bir yüklenici ile işbirliği yapılabilir veya Türkiye Petrolleri kendi de üstlenebilir. Çıkarılan gazın sülfür gibi yabancı maddelerden arındırılması da sorun teşkil edecek bir iş değil. Karaya getirilmesi için boru hattı döşenmesi noktasında da şanslıyız zira Türk Akım boru hattına yakın bir lokasyondan söz ediyoruz. Dolayısıyla gerekli zemin etüdleri o bölge için yapılmış hazır olmalı.
YENİ MÜJDELERE HAZIR OLUN
-Karadeniz'deki diğer kuyulardan da müjdeli haberler bekleyelim mi?
Enerji Bakanı 1000 metre daha derine inileceğini ve sismik araştırma sonuçlarına göre umutlu olunduğunu açıkladı. Doğu Akdeniz'deki bazı sahalara çok benzer bir durum sözkonusu. Orada da müjdeli haberler peş peşe geldi. Ama bu lokasyondan bağımsız olarak gerek Karadeniz'de gerekse Akdeniz'de yeni sondajlardan gelecek müjdeli haberler olacaktır zira her iki denizlerimizde de müthiş bir potansiyel olduğunu biliyoruz. Bu potansiyelin ortaya çıkarılması noktasında umutluyum. Özellikle de sismik araştırmaları ve sondajları kendi imkanlarımızla yapabildiğimiz, kimseye muhtaç olmadığımız için umutluyum. Karadeniz'den de Akdeniz'den de müjdeli haberler bekleyelim.
ASLA KÜÇÜMSENECEK BİR REZERV DEĞİL
-320 milyar metreküp rezervi küçümseyenler var. Diğer ülkelerin yaptığı sondaj çalışmaları ile kıyasladığımızda bu rezervi nasıl değerlendirmek gerekir
Küçümsenecek bir rezerv kesinlikle değil. İsrail'in 2009 yılında Doğu Akdeniz'de keşfettiği Tamar sahası 280 milyar metreküp olarak keşfedildiğinde dev yatak olarak kayda geçti, o yılın denizlerdeki en büyük keşfiydi. Bizim bulduğumuz 320 milyar metreküp de dünya denizlerinde bu yılın en büyük keşfi olması kuvvetle muhtemel. Güney Kıbrıs Rum kesimi açıklarında 2011 yılında bulunan ve İsrail karasularındaki sahalardan gaz alan Afrodit yatağıının rezerv potansiyeli 100-170 milyar metreküplük olarak açıklandığında çok büyük rezerv olarak Rum kesiminde büyük heyecan yaratmıştı.
SON DAKİKA! Asrın müjdesi doğal gaz oldu; Gazın kalitesi üst düzeyde | Video
KÜRESEL BİR GÜÇ OLUYORUZ
-Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Berat Albayrak "eksen değişikliği" vurgusu yaptı. Sizce bu vurgu ne anlama geliyor?
Ben bu vurguyu enerjide bağımsızlığa giden yolda küresel bir güç olmak olarak yorumluyorum. Temelde Doğu ve Batı ayrımı üzerine odaklı iki eksenli bir dünyada her iki eksenle de ilişkilerimiz, işbirliklerimiz var. Coğrafi olarak Doğu ile Batı arasında bir köprüyüz, kültürel olarak da hem Doğu'ya hemde Batı'ya yakınlığımız var. Doğalgazda üretici olmamız enerji bağımsızlığı yönünde atılan bir adımdır. Bu adımlarla devam edersek enerjide ne Doğu'ya nede Batı'ya ihtiyacımız kalır, hem Batı'ya hemde Doğu'ya enerji veririz. Benim anladığım eksen değişikliği vurgusu budur.
3 YIL GERÇEKÇİ BİR HEDEF
-Şimdiden "Türkiye bu gazı 3 yılda çıkaramaz" diyenlerin sesleri yüksek çıkmaya başladı. Bu gazı 3 yılda çıkarmak mümkün mü sizce?
Bence 3 yıl gayet gerçekçi, yerinde bir hedef. Benzer keşiflerde 2-3 yılda gazın çıkarılıp kıyıya getirildiği çok sayıda uluslararası örnek var. Örneğin İsrail'in Tamar sahası 150 km açıkta, 1700 metre derinlikteki deniz alanında ve deniz tabanının 4875 metre altına iniyor. Bizim bulduğumuz rezerv sahası 2100 metre derinlikteki deniz alanında ve deniz tabanının 1900 metre altına iniyor. Tamar sahasının gazı bundan 10 yıl önce üç yılda çıkartılarak kıyıya getirildi. Tamar'ın 47 km güneybatısında bulunan Leviathan sahası da benzer özelliklerde ve nihai yatırım kararı alındıktan sonra iki yıl içinde çıkartılıp kullanıma sunuldu.
VATANDAŞIN CEBİNE YANSIYACAK
-Karadeniz'de doğalgaz bulunması vatandaşın cebine yansıyacak mı?
Mikroekonominin temel kuralıdır arz-talep dengesi, arz artınca rekabetçi bir ortamda fiyatlar düşer. Burada da işleyecek, gaz piyasaya girdiğinde vatandaşın cebine yansıyacaktır. Bununla birlikte daha gaz gelmeden doğalgaz aldığımız diğer ülkelerle Türkiye artık pazarlık masasına çok daha güçlü bir şekilde oturabilecektir. Bundan sonra ortaya çıkacak arz bolluğu ile ticaretin yapılacağı rekabetçi piyasa yapısına uluslararası işlerlik kazandırmak önemli. Türkiye'de gazın gazla rekabet edeceği ve referans fiyatların oluşacağı uluslararası bir ticaret merkezi oluşturulursa sadece vatandaşın değil Avrupa'lı tüketicilerin de cebine yansır.
DIŞ POLİTİKADA GÜCÜMÜZÜ ARTTIRACAK
-Türkiye'nin enerji bağımsızlığı dış politikasını nasıl etkiler?
Türkiye'nin temel dış politika konuları ve öncelikleri bellidir, devlet politikasıdır. Ulusal çıkarlar çerçevesinde önceliklerin uluslararası platformlarda ortaya konulması ve anlaşma zemini bulunması enerji bağımsızlığını kazanan bir Türkiye için çok daha kolay olacaktır. Yabancı ülkelerin Türkiye'nin önceliklerine yönelik dış politikaları ülkemiz lehine değişebilir. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak üzere geçmiş yıllarda istediğimiz sonuçları alamadığımız temel dış politika konularının proaktif bir diplomasi anlayışıyla tekrar üstüne gitmek gerekir. Bu sayede uluslararası anlaşmazlıklar yerini işbirliklerine bırakabilir. Türkiye'nin yükselen güç olduğu bir eksen değişikliği bu sayede elde edilir.
YABANCI YATIRIMCININ İŞTAHINI ARTTIRACAK
-Türkiye'nin bu önemli enerji hamleleri cari açık, döviz kuru ve yabancı yatırımcı konularını nasıl etkiler?
İsveç'in en büyük bankalarından birinin ekonomi strateji Başkanı'nın açıkladığı gibi Türkiye'nin uzun vadede borçlanma ihtiyacı azalacak, TL değer kazanacak. Bu beklenti uluslararası piyasalarda oluşmaya başladı, bundan sonra yatırımcıların gelmesi beklenebilir zira Türkiye'nin dinamizmi yabancı yatırımcının iştahını kabartıyor. Sadece enerji hamleleri olarak değil, pandemi sürecinin başarılı yönetimi ve Çin'e alternatif üretim üssü olarak Türkiye'nin yıldızı parlıyor.