Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle:
Birileri gibi bizim derdimiz fotoğraf çektirmek, kameralar karşısında şov yapmak değil. Ezeli ve ebedi kardeşliğimizin gereği olarak Lübnan'dayız. Giden arkadaşlarımız, Macron'un yaptıklarını değil tam aksine insanlığımızın gereğini yerine getirdi. Macron filan, bunların derdi tekrar sömürgeci yapıyı ayağa kaldırmak. Saad Hariri'nin döneminde oraya gitmiş ve bir konuşmam vardı. Bizim inancımızda, Şia, Sünni, şu veya bu gibi mezhebi taassup yok. Biz yaratılanı, Yaradandan ötürü sevdik. Bugün Lübnan'da bunun için varım demiştim. Yine aynı anlayışla ordayız.
YUNAN AĞZI İLE KONUŞUYORLAR
Türkiye'nin dış siyasette daha aktif, daha kararlı bir tavır takınması, birilerini rahatsız etmekte. Sadece dışarıda değil, içeride de rahatsız oluyorlar. Ülkemizin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerini garantiye almaya yönelik adımları hem iç politikada hem dış politikada bir turnusol kağıdına dönüşmüştür. CHP'de kimi siyasetçiler ve CHP medyası böyle milli bir meselede dahi devletimize destek vermek yerine Yunan medyasının ağzı ile konuşmayı tercih etmiştir. Başkalarının etki ajanlığını yapan marjinaller dışında 83 milyonun tamamı devletimizin uluslararası hukuk çerçevesinde attığı adımları güçlü bir şekilde desteklemektedir.
Doğu Akdeniz'de Türkiye ne yaptıysa meşruiyet temelinde ve Libya ile olan mutabakat muhtıralarına göre yapmıştır. Akdeniz'de gerginliği artıran Türkiye değil, Türkiye'yi ve KKTC'yi yok saymaya çalışan Rum, Yunan zihniyetidir. Rum kesimi 2003'ten beri adayı tapulu malı gibi görüyor. Hiçbir hakkı olmadığı adanın deniz yetki alanlarında petrol, doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunmaya yönelik imtiyaz ruhsatları veriyor. Rum kesiminin sözde ruhsat sahalarından bazıları ise Türkiye'nin kıta sahanlığı ile çakışıyor. Yunanistan ve Rum yönetimi, Kıbrıs Türklerinin bu coğrafyadaki hidrokarbon kaynakları üzerindeki haklarını gasp etmeye çalışıyor. Hukuksuz adımların bir başka amacı da Akdeniz'e en uzun kıyı şeridi olan ülkemizi Antalya körfezine hapsetmek. Tüm bunlar Türkiye'yi denizden çevrelemeye dönük hamleler.
DEV AYNASINDA GÖRMESİNLER
Daha önce böyle bir oyuna asla gelmeyeceğimizi ilan ettik. Son dönemde Doğu Akdeniz'e sahildar bir ülkenin de kışkırtmalarıyla Yunan ve Rum yönetiminin yanlış adımlar attığını görüyoruz. Kimse kendini dev aynasında görmemeli şov peşinde de koşmamalı.
Şimdiye kadar Yunanistan ile sorunlarımızın çözümünü hep diplomaside, müzakere masasında aradık. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok, ancak, hiçbir ülkeye de hakkımızı yedirtmeyiz. Türkiye'yi ve Kıbrıs Türklerini dışlayan, hak ve hukuku çiğneyen hiçbir girişim ve anlaşmanın başarı şansı yoktur.
Oruç Reis'in pazartesi günü başlattığı çalışma Türkiye'nin BM'ye bildirdiği kıta sahanlığı içinde. Bu saha 2012'de Türkiye Petrolleri'ne verdiğimiz ruhsat sahalarında yer alıyor. Oruç Reis gemimiz 23 Ağustos'a kadar sismik araştırma faaliyetlerini yürütecektir.
YUNANİSTAN ART NİYETLİ
Yunanistan'ın Ege ve Akdeniz'de ortaya koyduğu tavır art niyetlidir. Türk kıyılarına 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıktaki Meis Adası üzerinden deniz yetki alanı talep etmek, akıl ve sağduyu ile izah edilemez. 10 kilometrekarelik bir adanın 40 bin kilometrekare deniz alanına sahip olduğu iddiası uluslararası hukuk açısından hem komik hem de temelsizdir. Tansiyonu artıran Türkiye değil, Yunan zihniyetidir. Buradan Yunanistan'ı Türkiye'nin hak ve hukuklarına riayet etmeye tekrar davet ediyorum. Doğu Akdeniz'de çözümün yolu diyalog ve müzakeredir. Sağduyu ile hareket edilirse herkesin hakkını koruyan, kazan kazan temelli bir formül bulunabilir. Biz asla gereksiz macera peşinde değiliz, gerilim de aramıyoruz. Ancak benim Batı Trakya'daki kardeşlerime, soydaşlarıma saldıranlar şunu bilmeli ki, bunun uluslararası hukukta da, diğer yöntemlerle de hesabını verirler.
CHP'NİN TAKOZ SİYASETİNE RAĞMEN BAŞARDIK
Geçmişte vatanperver, milliyetperver devlet adamları taş üstüne taş koymaya çalıştıkça karşılarında sürekli CHP zihniyetini bulmuştu. Merhum Menderes'ten, Özal'a, Erbakan ve Türkeş'e kadar bütün liderler CHP'nin sabotajlarına maruz kalmıştı. Biz de attığımız her adımda, hayata geçirdiğimiz her reformda karşımızda ilk önce CHP'yi ve ortaklarını bulduk. Darbe dönemlerinin insanımızın gönlünde bıraktığı izleri temizlemek istedik. Karşımızda vesayeti, CHP'yi bulduk. Başörtüsü, kılık kıyafet üzerindeki antidemokratik kısıtlamaları kaldırmak istedik, karşımızda CHP'yi bulduk. Şimdiye kadar CHP'nin takoz ve gerilim siyasetine rağmen başardık.
FETÖ paçavraları önünde sabahlara kadar nöbet tutanlar, 15 Temmuz gecesi tankların arasından kaçıp belediyesine sığınanlar, milletin direnişine 'kontrollü darbe' iftirası atanlar, her defasında kaybetti. Terörle, şiddetle, gazete manşetleriyle iktidar hayali kuranlar, AK Parti'nin çelikten iradesi karşısında gayelerine ulaşamadılar.
CHP Genel Başkanı, 15 Temmuz'da milletin gururuna ortak olmak yerine yine kışkırtma ve yalan siyasetiyle bunu gölgelemeye çalıştı. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen o gece darbecilerin kendisine ne için yol verdiğini halen açıklığa kavuşturamadı. O geceye dair karanlık noktaları aydınlatmak varken, tüm enerjisini 15 Temmuz'u itibarsızlaştırmak, darbeci alçakları aklaya harcadı.
AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI MUTLULUKLARIN EN BÜYÜĞÜ
Hamdolsun, gençlik yıllarımızın bir rüyası olan, mitinglerle, "Zincirler kırılsın Ayasofya açılsın" diye sloganlar attığımız Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasının milletimize, ümmete ve tüm insanlığa tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Bu fiili, rüyamızı gerçekleştirdiği için defalarca hamdediyoruz. Önünde o Sultanahmet Meydanı buna şahit. Orada yaptığımız mitingler buna şahit. 86 yıllık aradan sonra tekrar buranın ibadete açılmış olması, bizler için mutlulukların en büyüğü. Rabbim bunu bizlere nasip etti.
KOMADA YATMAKTANSA EĞLENCEYE ARA VERİN
Koronavirüs salgını hayatımızda pek çok şeyi kökten değiştirdi. Temizlik, maske ve mesafeyi tüm milletimden korumayı ve sahiplenmeyi istiyoruz. Bu üçlüye sahip çıkarsak biz çok daha az bu noktada dertli hale geliriz. Hastanelerimiz yeteri sayıda hatta dünyaya göre çok daha fazla konumdayız. Doktorlarımız büyük çabalarla, gayretler sarf ediyorlar. Dünya ile yarış halindeyiz ama halkımız da bizi anlasın. Toplu yerlerdeki eğlenceler, ara verin ya.. Herhalde hastane yataklarında komada yatmaktansa eğlenceye ara vermek daha evladır.
Recep Tayyip Erdoğan: Liderlerin hayallerini gerçekleştiren lider