Danıştay 10. Dairesince Ayasofya'yı camiden müzeye çeviren Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmesinin ardından Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı cuma namazı ile yeniden ibadete açılmıştı. Caminin açılışına katılarak fotoğraf çekinen Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan ve 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olan İbrahim Yılmaz'ın eşi Esma Kılıçaslan ile 15 Temmuz gazisi Adviye Gül İsmailoğlu'na hakaret eden Ebubekir Savaşan şikayet üzerine gözaltına alınmıştı. Sevk edildiği mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Savaşan'a bir tepki de AK Parti Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt'tan geldi. 8 yıl Vakıflar Genel Müdürlüğü yapan, Ayasofya'nın cami olmasının çocukluğundan beri heyecanını yaşamış birisi olarak bu hadise karşısında hislerini ifade etmekte zorlandığını belirten Beyazıt, "Ayasofya'nın açılış cuma günkü programına katılan vekillerden birisiyim. Bu heyecanı yaşayan insanlardan birisiyim. Burada önemli olan hadise böyle bir olayın Tokatlı bir kardeşimiz tarafından vuku bulmuş olmasını çok derin acılar ve derin üzüntülere içersin hissediyorum. Gaziliklerle şehitlerle Darun-Nusret olmuş her tarafta kendisinde yardımda bulunmuş olan bir şehrin evladıyız. 15'liler diyarıyız. Öyle bir yerden özellikle milli değerlere saygılı olması gereken o düşünceden geldiğimizi varsaydığımız bir insanın, kadınlara şiddet derecesinde nefret söylemi içerisinde bulunarak üstelik de bunu kutsal bir yerde değerlerimize hakaret ederek caminin içerisinde olan insanlara, kadınlara hakaret ederek sosyal medyada böyle bir söylem paylaşılması beni derinden yaralamış ve derinden üzmüştür" dedi.
"BUNLAR NE TEZ HZ FATIMA'LARI UNUTTULAR? NE TEZ HZ HATİCE'Yİ UNUTTULAR?"
Fatih Sultan Mehmet'in emaneti olan bir ibadethanenin içerisindeki 3 hanımefendiye yapılan bu söylemin tasvip edilemeyeceğini belirten Beyazıt, "Sosyal medyada bunu engelleyen kanun çıkarmamızın ne kadar isabetli ne kadar önemli olduğunun da altını özellikle çizmek istiyorum. Buradaki yapılan olayı nedir? Kadınlar camiye gelmiş. Kim bu kadınlar 15 Temmuz'da şehit olmuş olan bir kardeşimizin eşi. Diğer hanımefendi kim? Diğer hanımefendi de 15 Temmuz'da Gazi olmuş bir kardeşimiz ve bir başka kardeşimiz de yazısıyla kalemi ile çizgisi ile düşüncesiyle değerleriyle hep İslam noktasında bu konuda mücadele yapmış olan bir kişi. Bu konuda kadınlara hakaret etmenin sövgü de nefrette bulunmanın ifadesini ben izah etmekten gerçekten son derece müşkülat çekiyorum. Son derece de üzülüyorum. Oysaki mescitlerimiz kadın erkek herkese açıktır, çocuklara açıktır. Bunlar ne tez Hz Fatıma'ları unuttular? Ne tez Hz Hatice'yi unuttular? Nerede kaldı bütün bu değer yargılarımız. Değer yargılarımızı yapılan saldırı olarak mı üzüleyim? Bunu yapanın özellikle bu değerlere sahip çıkması gereken bir camiadan gelmesini, onu temsil eden ki ben o camianın da bunu nefretle karşılayacağını, asla kabul etmeyeceğini özelinde düşünenlerdenim. Küfür bizim inancımızda yoktur. Nefret bizim düşüncemiz de yoktur. Sövgü bizim kültürümüzde bizim ahlakımız da yoktur. Ama Darun-Nusret diye yardım edenler şehir olarak ifade edilen Alimler, Fazıllar yetiştiren Tokat'tan böyle bir sövgünün çıkmış olması da beni ayrıca üzmüştür. Dolayısıyla sosyal medya aracılığı ile olsun başka şeylerle olsun kadına şiddetin her zaman nefretle karşılanması gerektiğinin ve bunun asla bir hak olamayacağını asla bunun bir ifade tarzı olamayacağını söylemek istiyorum" diye konuştu.
"BU BİR İFTİRA, AYNI ZAMANDA BİR NEFRET SUÇUDUR"
Yaşanan tatsız olayın takibini yasal ortamda yapıtlarını ifade eden Beyazıt, "Bu konu hakkında Cumhuriyet savcılığı tarafından suç duyurusunda bulunulmuş. Cumhuriyet savcılığa da bu hadiseyi şu anda değerlendirilmiştir ve mahkemesi yapılır. Takibi şikayete bağlı suç kapsamında dışına çıkan bir nefret söylemi ile ifade edeceğimiz bir değerdir. Dolayısıyla bu hadisenin kesinlikle yargıda devam edeceğini düşünüyorum. Aldığım bilgilere göre şikayetçi olanlar da bu şikayetlerinden vazgeçmemişlerdir. Buradaki olan sadece yargının nasıl tezahür edeceği, nasıl sonuçlanacağı çok fazla önemli değildir. Önemli olan insanların vicdanındaki yargıdır mahşeri vicdanda ki yargıdır. Önemli olan rabbimin huzurunda ki insanlara bu nefret söylemi ile ifadesinin bunlarda bıraktığı acı olmalıdır. İnsanların namuslarına ahlaklarına, erdemlerine, kişiliklerine, karakterlerine buna benzer hakaret etmek de Kur'an'da yasaklanmıştır. Özellikle yasak olarak ifade edilmiştir. Bu bir iftira suçudur aynı zamanda bu bir nefret suçudur" ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYA YASASI
Sosyal medya düzenlemesi ile bileklikte bu tür olaylar karşı yaptırımlar geleceğini belirten Beyazıt, açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Artık, Almanya'da nasıl bir işlem uygulanıyorsa, Amerika'da Amerikan vatandaşı bir hakaret de karşılaştığı zaman nasıl bir müeyyide nasıl bir hakka sahipsen Yeni Zelanda'daki herhangi bir Yeni Zelanda vatandaşı hangi haklara sahipse Türkiye'deki mağdur olan mazlum olan hakkı yenen kendisine tecavüz edilen insanda bu haklardan yaralanmış olacak"