İşte Bediüzzaman'ın talebesi Hüsnü Bayramoğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği cevaptan başlıklar:
GENELKURMAY BAŞKANI'MIZI AYASOFYA'DA YANINA GİTTİM VE MUVAFFAKİYETLER DİLEDİM.
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı, seksen küsür yaşıma gelmiş birisi olarak her ehl-i iman gibi heyecanla Ayasofya Cami-i Şerifi açılışına koştum. Genel Kurmay Başkanımızı da orada gördüm. Zat-ı Alilerine dua ettim. Muvaffakiyet diledim. Gelen bayramlarını tebrik ettim. Acaba Genel Kurmay Başkanımız İsrail'in, Yunanistan'ın yahut Ermenistan'ın mı Genel Kurmay Başkanıdır? Acaba benimde mensubu olduğum bu necib milletin kahraman ordusunun kumandanı olan bir Zat'ı tebrik etmem kimleri ne için rahatsız etmektedir? Komutan bizim komutanımızdır, ordu da bizim ordumuzdur. Aynı şekilde bizim bu müjdeleri görmemize vesile olan Sayın Cumhurbaşkanımızla tebrikleşmemizi ve Ayasofya Camiinin açılış gününde hem Bakanlarımız hem de Vekillerimizle tebrikleşmemizden ve sevincimizden ve seksen senedir beklediğimiz bir günün heyecanını paylaşmamızdan ancak islam ve tarih şuuru olmayanlar rahatsız olur. Ben bu vatanın bir evladıyım ve vatandaşıyım ve herkes gibi böyle bir müjdenin tahakkukuna sevinmem hakkımdır!
KİMSE İLE RAKİP DEĞİLİZ
Mehmet Güleç Kardeşim (Fırıncı Mehmet) Hz. Üstadımızı ziyaret etmiş, bilhassa İstanbul'da çok hizmetleri sebkat etmiştir. Benim ne Mehmet Fırıncı'ya ne de başka bir insanın şahsına karşı rakibane bir vaziyetimiz olması mümkün değildir. Bizler اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ ayetinin emrine imtisalen tüm müminleri kardeş biliyoruz. Risale-i Nur davasında postnişinlik yok ki post kavgası olsun. Ben Üstadımızın hizmetinde bulunmak ve meslek ve meşrebini muhafaza noktasından vasiyetle emrettiği hususları yerine getirmekle mükellefim. Bütün Nur talebeleriyle görüşüyorum. Hasbelkader farklı gruplar olmuşsa da ben şahsen hiç bir gruba dahil değilim. Ben Bediüzzaman'ın Hizmetkarı ve talebesiyim. Bütün Nur talebelerini dava arkadaşım ahiret kardeşim görüyorum.
ÜSTADIMIZIN AYASOFYA MÜJDESİ HERKES TARAFINDAN MALUMDUR.
Ayasofya'ya dair Üstadımızın müjdeleri ve arzuları zaten malumdur. Kardeşlerime kısmen anlattığım ve bilvesile Sayın Cumhurbaşkanımıza da arzettiğim bir hatıramı aynen Ayasofyanın açılmasından rahatsız olan mahfiller bu hatıradan da rahatsız olmuşlardır. Evet Üstadımızın mühim talebesi Ahmet Feyzi Efendi Üstadımızı vefatından evvel ziyaret etmiş ve tam dört saat görüşmüşlerdir. Konuşmalarında istikbale dair bazı meseleler de mevzu edilmiştir. Kendi yazmış olduğu bazı ayet ve hadislerin tefsir ve şerhlerini şifahen de Üstadımıza aktarıyordu. Konuşmasında Risale-i Nur'un dünya dillerine tercümesinden, Nur Medreselerinin Anadolu'da hatta aktar-ı alemde açılacağından, milyonların bilhassa hıristiyanların Risale-i Nurları okuyarak imanlarını kurtaracaklarından, bir hidayet vesilesi olacağından, masonların ve zındıka komitesinin belinin kırılacağından ve bunun en büyük işaretlerinden birisinin Ayasofyanın vaziyet-i asliyesine tebdil olacağından, cami-i Emeviye dair bazı hususlardan ve mescid-i Aksa'nın tam hürriyetine kavuşacağından ve bunların devamında cemahir-i müttefikay-ı islamiyenin teşkil olarak inşaaAllah ittihad-ı islamın vücut bulacağından, islam ordularından vs. yani dört saat böyle müjde ve beşaretlerden bahsetmiş zaman zaman Üstadımız Hazretleri de tasdik ve tebrik ve tebşir emareleri göstermiştir. Neticede de " Ahmet Feyzi ben senin bu anlattığın inkişaflar yok demiyorum. Fakat ben görmeyeceğim. Kabrimden seyredeceğim. Hüsnü görecek inşaaAllah" buyurdular. Ben bunun teferruatını kardeşim Mehmet Rıza'ya aktardım. O da o mahfillere cevap verdi. Ayasofya gibi muazzam bir meselenin laubalileştirilmesi lakaytlaştırılması hedefine matuf hertürlü çarpıtma kimlere ve hangi malum çevrelere hizmet ettiği masonların naşir-i efkarı olan bir gazetede makes bulmasıyla daha iyi anlaşılmıştır! Fakat Üstadımızın dediği gibi Ayasofyanın açılmasıyla Tayyib Bey iki ordu kadar kuvvet kazanmıştır, yıkılmayacak ve yıkamayacaklardır!
Bu hususları ben söyledim yanımda bulunan kardeşlerimden Mehmet Rıza Derindağ ve Taha Tütüncü kaleme aldılar.