Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Doğu Akdeniz'de hem KKTC'nın hakkı olan ruhsat sahalarında hem de Türkiye'nin kendi deniz yetki alanlarındaki kaynaklardan istifade etmek için gerekli araştırma incelemeleri yapmak, onlardan istifade etmek için çalışmaları sürdürmek bizim hakkımızdır ve bu hakkımızı da mutlaka kullanacağız, kullanıyoruz. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK komuta kademesi, Gazi Orduevi'nde düzenlenen KKTC Silahlı Kuvvetleri Günü Resepsiyonu'na katıldı. Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Bakan Yardımcısı Alpaslan Kavaklıoğlu da resepsiyonda yer aldı. İstiklal Marşı ve Mücahitler Marşı'nın okunmasının ardından KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tanıtım filmi ekrandan sunuldu.
Başkan Erdoğan, Karadeniz'e açılan Fatih sondaj gemisini böyle selamladı | Video
Resepsiyondaki konuşmasına "Bütün herkesin bilmesi gereken husus şu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Kıbrıs meselesi bizim milli davamız" ifadeleriyle başlayan Bakan Akar, 1974'teki bakış açılarının, yaklaşımlarının hala aynı olduğunu belirtti. Bugün de aynı duygu ve düşüncelere sahip olduklarını dile getiren Akar, "Kıbrıs, Kıbrıslılar bizim kardeşimiz, orada Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve menfaatini korumak için ne lazımsa yapmaya hazırız" diye konuştu.
Barış Harekatı ile sadece adadaki Türklere değil, tüm adaya barış, huzur ve güvenin geldiğini dile getiren Akar, "Biz barıştan yanayız, barışı muhafaza etmek için uğraşıyoruz. Fakat aynı zamanda orada yaşayan Kıbrıslı kardeşlerimizin de hak ve hukukunu korumakta kararlıyız, azimliyiz. Bunun için yapılması gereken ne varsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Her zaman samimi olarak söylediğimiz gibi barıştan yanayız. Barış içinde, iyi komşuluk ilişkileri içinde hakça bölüşüm ve paylaşımla buradaki hayatın herkesin güven, huzur, refah içinde yaşamasından yanayız. Buna gayret gösteriyoruz. Fakat diğer taraftan da hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğimizi, burada Türkiye'nin içinde olmayan çözümlerin de hiçbir zaman yaşama şansının olmadığını da belirtmek zorundayım" sözlerini kullandı
"HAKKIMIZI MUTLAKA KULLANACAĞIZ"
Deniz yetki alanlarının belirlenmesi, eşit egemen hakların korunması, kaynakların hakça ve adil şekilde paylaşılması konularının çok önemli olduğunu vurgulayan Bakan Akar, "Bu hususlar hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Hem Türkiye olarak kendi haklarımız hem de Kıbrıslı kardeşlerimizin haklarını bu manada, çerçevede koruyacağımızı, buna her zaman hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Doğu Akdeniz'de hem KKTC'nın hakkı olan ruhsat sahalarında hem de Türkiye'nin kendi deniz yetki alanlarında oradaki kaynaklardan istifade etmek için gerekli araştırma incelemeleri yapmak, onlardan istifade etmek için çalışmaları sürdürmek bizim hakkımızdır ve bu hakkımızı da mutlaka kullanacağız, kullanıyoruz. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın" diye konuştu.
"BİZ GARANTÖR ÜLKEYİZ"
İyi komşuluk ilişkilerine bir kez daha vurgu yapan Bakan Akar, "Bunların birlikte yapılması, kaynakların birlikte paylaşılması bu konudaki gerekli görüşmelere de hazır olduğumuza yönelik daha önce ilgili ve yetkili makamlar tarafından yapılan açıklamalara maalesef komşularımız tarafından gerekli olumu cevaplar verilmedi. Dolayısıyla biz kendi haklarımız doğrultusunda bütünüyle Türkiye ve KKTC olarak oradaki kardeşlerimizle birlikte uluslararası hukuka uygun şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Bunun dışında buradan binlerce kilometre uzaktan gelip burada bir takım konularda kurallar koymaya çalışanların sözlerini bizim hiçbir şekilde dinlememiz mümkün değil. Biz garantör ülkeyiz, garantör ülke olarak buradaki hak ve sorumluluklarımızın tamamen bilgisi ve bilincindeyiz, bunun gereğini de yaptık ve yapacağız. Bu konuda hiç kimse bize herhangi bir şekilde etki etmeye veya herhangi şekilde bizi engellemeye kalkmasın. Bu konuda kararlı olduğumuzu defalarca söyledik. Bunları da yerine getireceğiz. Yaptıklarımızın hepsi hukuki, uluslararası hukuka, deniz hukukuna uygun şekilde yapılmaktadır" ifadelerine yer verdi.
"TARİHLERİNE, TARİHİMİZE, DOĞU AKDENİZ'İN GEÇMİŞİNE BAKSINLAR"
Türkiye ile Yunanistan arasında güven ve güven artırıcı önlemler çerçevesinde yapılan çalışmalarda sağlanan mutabakat kapsamında iki toplantının Atina'da bir toplantının ise Ankara'da yapıldığını anımsatan Akar, "Dördüncü toplantıyı Ankara'da yapmak üzere hazır olduğumuzu karşı tarafa bildirdik. Yunan tarafının da bu toplantılara katılmasını bekliyoruz. Bu arada çeşitli kaynaklardan çeşitli açıklamalar yapılıyor. Bunlardan biri de ,'Doğu Akdeniz'in güvenliğini Türkiye'ye terk edemeyiz' şeklinde başı ve sonu tam olarak belli olmayan bir takım sözler var. Bunu söyleyenler tarihlerine, tarihimize, Doğu Akdeniz'in geçmişine baksınlar. Bizim şu anda geçmişte olduğumuz gibi ecdadımıza yaraşır şekilde oradaki birliklerimiz, kuvvetlerimiz güvenlikle ilgili orada yapılması gereken ne varsa bunları yapabilecek kabiliyete, imkana sahip. Bunları da herkesin bilmesini istiyorum. Dolasıyla bu tür ilişkilerde dil çok önemli. Taraflar açıklamalarını yaparken dikkatli dil kullanmaları lazım. Tahrikten, gerginliği artırmaktan, provokasyondan uzak durmak lazım" şeklinde konuştu.
"HERHANGİ BİR OLDUBİTTİYE MEYDAN VERMEYECEĞİZ"
Türkiye'nin gerginliği artırmak veya barışı, huzuru bozmak gibi bir amacının olmadığını vurgulayan Akar, şu açıklamalarda bulundu:
"Hep birlikte neler yapabiliriz sorusunun cevabını beraber bulalım diyoruz. Dolayısıyla biz komşularımızı bu yönde davet ediyoruz, beraber çalışmak, toplumlar oradaki insanlar için bir şeyler yapabilmek konusunda çalışmaya devam ediyoruz, buna çalışıyoruz. Fakat bunun dışında bunu da bir acizlik olarak almasınlar, diğer taraftan yapılması gereken ne varsa, herhangi bir oldubittiye meydan vermeyeceğimizi, Türkiye'nin ve KKTC'nin içinde olmadığı hiçbir çözümün de Kıbrıs'ta ve Doğu Akdeniz'de yaşama şansının olmadığını da herkesin bilmesini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bizim hedefimiz adada barışı, huzuru rahatı, refahı kalıcı hale getirmek. Bu konuda gayretlerimizi sürdürüyoruz. Geçmişte olduğu gibi bugün de orada Kıbrıs Türkünün yanında olmaya, onların en büyük destekçisi olmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."
Konuşmanın ardından Bakan Akar ve protokol üyeleri tarafından kesilen pastanın ardından resepsiyon sona erdi.