Diyanet İşleri Başkanlığı'nın din hizmetlerini, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ise restorasyon, konservasyon ve koruma faaliyetlerini yürüteceği Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi için 3 imam ve 5 müezzin görevlendirildi. 86 yıl sonra ibadete açılan ulu mabete atanmanın gururunu yaşayan din görevlileri duygularını paylaştı:
Baş İmam Prof. Dr. Mehmet Boynukalın: Allah utandırmasın. Böyle bir şerefe nail olmak elhamdülillah bana nasip oldu. Bu vazifeyi Allah'ın yardımıyla, milletimizin duasıyla inşallah en güzel vech ile yapmaya çalışacağız. Gerçekten şerefli ve ağır bir yük omuzlarımızda. Ayasofya'nın ibadete açılması ümmeti de çok memnun etti. Bu vesileyle başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bu işe vesile olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Adeta fethin tekrarı gibi bir şey oldu bu. Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesinin bir vebal kısmı var, bu vebalden de kurtulmuş olduk. Milletimizin büyük bir beklentisi vardı 86 yıldır beklenen bir andı. Millet desteğini coşkulu bir şekilde gösterdi. Camimiz hiçbir an boş kalmıyor.
Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi imamlarından Ferruh Muştuer: Bize de böyle bir görev verildiği için Rabbimize hamd ediyoruz, büyüklerimize teşekkür ediyoruz 86 yıllık bir özlem bu. Cumhurbaşkanımız tarihe bir not düştü elhamdülillah o tarihi imzaya bizler de şahit olduk. Bizim için bundan daha büyük mutluluk olamaz.
Ayasofya-i Kebir Camii müezzinlerinden Şükrü Asıleren: Elhamdülillah, Rabbim de lütfeyledi, farklı bir duygu, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir duygu. İslam Peygamberi Hazret-i Muhammed'in müjdesine nail olmuş İstanbul'un fethinin nişanesi olan bir camide Bilal-i Habeşi'nin, Abdullah ibn-i Mektum Hazretlerinin görevini üstlenmek omuzlarımıza çok büyük bir sorumluluk yükledi.