Ayasofya... İslam dünyasının sembolik değeri en yüksek mekânları arasında yer alan mabet... Miladi 537'de kilise olarak inşa edilen, bir kaç kez baştan inşa edilen Ayasofya, ilk kez Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet Han tarafından 1453'te İstanbul'un fethi ile Müslümanların kontrolüne girdi. Müzeye çevrildiği 1934'ten beri mahzun bekleyen Ayasofya, 86 yıl sonra ilk kez dün resmen yeniden cami olarak hizmete girdi. İşte Ayasofya'nın 15 asırlık hikâyesi...
İLHAMINI KUDÜS'TEN ALDI
MÖ 330'da İkinci Roma olarak imparatorluğu yeniden kuran 1. Konstantin, annesi Helena'yı Kudüs'e seyahat için gönderdi. Kudüs'te gördüğü mabetlerden etkilenen Helena, imparator oğluna Konstantiniyye'de benzer mabetler yapmasını söyledi. Mabet, Artemis tapınağının kalıntıları üzerine, ahşap çatılı, taş duvarlı, üç nefli bir bazilika olarak yapıldı. Bizans kaynaklarına göre mimar Efratas tarafından inşa edilen ilk Ayasofya, 44 yıl sonra 404 yılında halk ayaklanması nedeniyle yakıldı ve yok oldu. İlk Ayasofya'dan günümüze patrik tarafından tasvir edilen mozaikler ile Megale Ekklesia (Büyük Kilise) damgalı depodaki tuğlalar kaldı.
408'DE YENİDEN İNŞA EDİLDİ
Pagan kültürden Hristiyan döneme geçişin en büyük simgelerinden biri olarak bilinen Ayasofya, 2. Thedosius'un emriyle 408'de yeniden inşa edildi. Yedi yıl sonra yeniden ibadete açılan ikinci Ayasofya, mimar Rufinos tarafından önceki plana uygun olarak inşa edildi. 124 yıl sonra çıkan Nika (Zafer) ayaklanmasında tamamen tahrip edildi.
'
SÜLEYMAN! SENİ GEÇTİM'
Ayasofya'yı daha görkemli ve büyük bir şekilde inşa ettirmek isteyen Justinyen, dönemin tanınmış mimar ve ustalarını bir araya getirdi. 30 bin kişinin ölümü ve Ayasofya başta olmak üzere birçok eserin yıkılmasıyla sonuçlanan ayaklanmalarda yaşananlara karşı kendini affettirmek istediği rivayet edilen Justinyen, o döneme kadar yapılmamış bir eseri ortaya koymak için uğraştı. 532'de başlayan çalışmalarla Ayasofya inşa edildi. Justinyen, açılışta Kudüs'te bulunan Hz. Süleyman mabedine gönderme yaptı ve 'Ey Süleyman! Seni geçtim' diye bağırdı.
İLK HUTBE 1 HAZİRAN 1453'TE OKUNDU
916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrildi. Osmanlı padişahı İstanbul'u aldığında, Ayasofya yaralı Bizans askerlerinin, kadın ve çocukların sığınma yeriydi. Fetih sonrası Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya'da ibadete devam etti. 1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk cuma namazını burada kılan Fatih, Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. Mihrap ve minber yapıldı, çan ve haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı. İlk minare 1481'de inşa edildi. Fatih'ten sonra tahta geçen Sultan 2. Bayezid zamanında bir minare daha dikildi. 1509'daki büyük İstanbul depreminde ilk yapılan minare yıkıldı, yerine tuğladan bir minare yapıldı. Diğer iki minare de Sultan 2. Selim zamanında Mimar Sinan tarafından yenileme çalışmaları sırasında inşa edildi.
1931'DE KAPATILDI
AYASOFYA 1923'te cumhuriyetin ilanından sonra 1934'te müzeye çevrildi. Ancak 1931'de kapatılmıştı. 15 yıl süren çalışma sonunda 1947'de müze çalışmaları tamamlandı. 1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri 1997-2002 arasında restore edildi. Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesinde. Ayasofya'da, içinde padişahların, eşlerinin ve şehzadelerin de yer aldığı 43 farklı türbe var. Bunların arasında 2. Selim, ultan 3. Murat, Sultan 3. Mehmet, Safiye Sultan ve Nurbanu Sultan da bulunuyor.