AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin: Burada bize düşen Meclis'te yapmamız
gerekeni en hızlı şekilde yapmak, dokunulmazlığını
kaldırıp yargılanmasını sağlamaktır.
İsmi geçen şahıs partisinden istifa etti
ama bu tek başına onu kurtarmıyor. HDP'li
kadın milletvekilleri bu sürede sessizliklerini
koruyor, hiç seslerini çıkarmadan Meclis'te
parmaklarını sallamaya devam ediyorlar.
Hassasiyetleri her iki olay kamuoyuna yansıdıktan
sonra ortaya çıktı. Fezleke gelene kadar
tek adım atmamışlar.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: Kadın hakları diye en çok bağıran
samimiyetsizler bir kez daha gösterdi ki; dağdaki
de aynı şehirdeki de!! (...) Demirtaş'ın
eşine (haklı olarak) sahip çıkanlar, HDP milletvekili
tarafından tecavüze uğrayan kadına
da sahip çıksınlar! 'Partisi zarar görmesin
diye' istifa etmişmiş... Tecavüz yok! Kadın
hakkı/mağduriyeti yok! Lanet olsun samimiyetsizliğinize,
ikiyüzlülüğünüze!!!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta: Milletin Meclis'ine seçilmiş
kişinin onur ve ahlaka aykırı
bu davranışı kabul edilemez.
Bu kişinin Meclis çatısı
altında olmaması gerekiyor.
Burada esas önemli
olan HDP'nin bu aylarca
olayı gizlemiş olması.
HDP'liler kadın hakları
diye bağırır, çağırır
ama iş gerçeğe gelince iki
yüzlü davranırlar. Bundan sonra kadın hakları
diye nara atmasınlar.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Fatma Aksal: İki yıla
aşkın süredir olay saklanıyor. HDP'li iki kadın
milletvekili olayı saklaması için kadına telkinde
bulunuyor, tehdit ediyor.Tecavüz yetmiyor
gibi bir de örtbas etmeye çalışıyorlar. Bunlar
kadın ve şiddet dendiğinde kıyameti koparan
isimler. Zaten kızların dağa kaçırıldığını, cinsel
saldırıya uğradığını biliyoruz. Meclis'te bu
kişiyle görev yapmak istemiyoruz.
AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir: HDP'nin kadın vekillerinden
açıklama geldi mi?
Hani şu her fırsatta kürsüye
çıkıp, parmak sallayarak,
agresif ve üstenci
üslupla
güya kadın
hakları
savunuculuğu yapanlar. İddialar
doğrusu ise TBMM'de kadına şiddet
uygulayan, apaçık dayak atan, tecavüz
eden milletvekilleri olması endişe verici.
Bunu bile bile, kürsüde kadın hakları
söylemi de siyasi ikiyüzlülüktür. Kadın
örgütleri neden sessiz? Mahalle ayrımcılığı
mı?