Diyanetten yapılan açıklamaya göre, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Dini Yayınlar Genel Müdürlüğünce hazırlanan ve yedi bölümden oluşan kitapta, tarihten bugüne din istismarının farklı görünümleri, dini istismar eden örgütlerin şiddet ve terör konusundaki teolojik gerekçeleri, din ve şiddet ilişkisiyle gençleri bu örgütlere bağlanmaya iten sebepler üzerinde duruluyor.
Başta FETÖ olmak üzere dini istismar eden bütün yapıların insan kaynağı oluşturmada temel hedef kitlesi olarak gençleri hedef aldığı belirtilen kitapta, istismar gerçeğine karşı ortak bir davranış ortaya konulması ve gençlerin terör örgütlerinin tuzaklarına ve kötü emellerine alet olmamaları noktasında bir bilincin geliştirilmesi hedefleniyor.
Kitabın takdim yazısını kaleme alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, din istismarına karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"İslam'ın kavram ve değerlerini kullanarak insanları kandırmak suretiyle sömürme, maddi ve manevi çıkar sağlama, fitne ve fesada sebebiyet verme şeklinde tebarüz etmektedir. İstismarcılar, başta yüce dinimiz İslam'ın iki önemli aslı olan ayet ve hadisler olmak üzere, dinin ana ilke ve referanslarını çarpıtma, ashab-ı kiramın ve tarihi şahsiyetlerin hayatlarını gelişigüzel yorumlama, onlar üzerinden kendilerine meşruiyet alanı oluşturarak menfaat elde etme ve gizli emellerini güçlendirme yoluna gitmektedir."
"İSTİSMAR GERÇEĞİNE KARŞI BİLİNÇLİ OLMAK HEPİMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR SORUMLULUKTUR"
İstismarın önüne geçmek için istismarcı yapı ve anlayışların ortaya çıkışını hazırlayan sebeplerin ve zeminin gerçekçi bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini aktaran Erbaş, şöyle devam etti:
"Bu açıdan, sahih dini bilginin doğru bir metotla, açık, şeffaf ve denetlenebilir bir ortamda, planlı bir müfredat dahilinde, pedagojiye uygun şekilde yapılması ve arzu edenlerin dini bilgilenme, rehberlik ve ibadetlerini yerine getirme ihtiyacının karşılanması hayati öneme sahiptir. İstismar gerçeğine karşı bilinçli olmak hepimiz için inancımız ve geleceğimiz açısından oldukça önemli bir sorumluluktur.
Bu bağlamda, özellikle ömür sermayesinin en bereketli kazanımı olan gençliğe yönelik istismar hareketlerinden korunmak için çocuklarımızın okul öncesi eğitiminden başlamak üzere, sağlıklı bir karakter ve değer aşılayan, iyi bir kul ve güzel ahlâklı bir insan olarak yetişmelerini sağlayan bir anlayış için özen gösterip çaba sarf etmek büyük önem arz etmektedir."