İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Yengin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, sosyal medyaya yönelik yasal düzenleme açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR"
Sosyal medyada bireysel mahremiyet, toplumsal etik değerler, ırkçılık ve nefret söylemi içeren paylaşımlar gibi noktalar açısından getirilecek hukuki ve mali yaptırımların artık bir gereklilik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yengin, "Sadece Türkiye'de değil, dünyada da bu tip yaptırımlar var. Örneğin, 2017 yılında Almanya'da anayasaya karşı söylemler içeren paylaşımların 24 saat içinde silinmesi, aksi takdirde paylaşımın yer aldığı sosyal medya şirketlerine 57 milyon Euro ceza verilmesine dair bir karar alındı. Yine 2020 yılı itibariyle Fransa'da da ırkçı içerikler ve nefret söylemi içeren paylaşımlar 24 saat içinde silinmezse, sosyal medya şirketlerine 1.25 milyon Euro ceza verileceği ifade edildi. Avrupa Birliği, diğer devletlerden de destek görerek 2021 yılına kadar terör ve nefret söylemi içeren paylaşımların 1 saat içinde silinmesi, aksi takdirde hukuki ve mali yaptırımlar uygulanacağı kararı aldı. Benzer şekilde de Avustralya'da bu tip içeriklerin 48 saat içinde silinmesi, aksi takdirde sosyal medya şirketlerine 525 bin dolar, kullanıcıya da 125 bin dolara kadar para cezası uygulanması, gerekirse hapis cezası verilmesi de gündeme geldi. Türkiye'de de bu tip bir değerlendirme yapılabileceği ifade ediliyor" dedi.
Dünyada sosyal medya düzenlemeleri nasıl? Sosyal medya suçlarına ağır yaptırımlar... | Video
"MALİ VE HUKUKİ YAPTIRIMLAR VAR"
Sosyal mecralarda, bireylerin hak ve özgürlükleri ihlal edilmeden, çeşitli yaptırımların uygulanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yengin, "Mevcut mevzuatta sosyal medya üzerinden kişisel verilerin ihlali, taciz, erişim engeli, şifre kırma, hakaret gibi fiiller için mali ve hukuki yaptırımlar var. Yeni düzenlemeye göre bu şartların daha da ağırlaştırılacağını düşünüyorum. Ancak sosyal medyanın evrensel, özgür bir ortam olduğu unutulmamalı. Aşırı söylemler ve bireysel mahremiyeti ihlal eden kullanıcılar sosyal medya platformlarını kirletiyor. Kısacası, hukuki ve mali yaptırımlar uygulanırken bunun toplum içerisinde baskı unsuru olarak görünmesi de engellenmeli" ifadelerini kullandı.
"SOSYAL MEDYADA BİREYLER ÖZELLİKLE E-TİCARET ANLAMINDA KÂR SAĞLIYORLAR"
Prof. Dr. Yengin şunları söyledi: "Teknolojinin zararlı bir araç olduğunu söylemek kolay. Ancak faydaları da bir o kadar fazla. Sosyal medyada bireyler özellikle e-ticaret anlamında kâr sağlıyorlar. Zaman-mekân bağımsızlığına sahip olarak kullanıcıya ulaşabiliyorlar. Özellikle pandemi döneminde bunun faydasını gördüğümüzü düşünüyorum. Bir eğitimci olarak katıldığımız ve yaptığımız seminerleri sosyal mecralarda canlı yayınlarla gerçekleştirdik. Bunun sonucunda pozitif geri bildirimler de aldık. Dünyaya bakıldığında ise verilen online konserler, bu konserlerden bağış ve kazanç sağlayan gruplar olduğu da görülüyor. Pandemi dönemini bireylerin sosyal anlamda biraz daha hafif geçirmesini sağlayan sosyal medya araçları, bireyleri hem ekonomik hem de sosyal olarak besliyor."