Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, A Haber ekranlarında yayınlanan Memleket Meselesi programına konuk oldu. Afyoncu, Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması gerektiğini söylerken, Ayasofya ile ilgili arşivlerde bir belge gördüğünü ve vatandaşların dönemin Başbakanı Menderes'e ilettiği isteği açıkladı.
Prof. Dr. Erhan Afyoncu'nun açıklamaları şu şekilde:
Danıştay'ın ne karar vereceğini ben bilemem, bu hukuki bir meseledir. Benim kendi fikrim; Ayasofya'nın cami olmasıdır. Biz bunu çok önceden beri söylüyoruz, çünkü bu İstanbul'un fethinin bir sembolü olmuştur, cami olması doğru olacaktır. Burada en önemli şeylerden birisi şu; bu olay Türk milletinin bir idari tasarrufudur ve Türk milletinin idari tasarrufu yapılırken de Türk milletinin yetki verdiği makamlarının tasarrufu olacaktır. Çünkü bizde bazı kesimler ilginçtir ki bazı muhafazakar kesimler de vardır ''Batı ne der?'' vesaire diye diye düşünüyorlar bu öyle değil. Yani burada kendi iç meselemizi dış bir meseleye taşımamak lazım ve Fatih'in emanetine sahip çıkmak lazım. Tabii burada mesele şu; Türkiye'nin yapacağı birkaç tane hamle Türkiye'nin nereye gideceğini gösterir. Bunlardan bir tanesi nükleer enerjidir. Bakın 1955'den beri Türkiye'nin nükleer enerji programı var ve maalesef şu ana kadar gerçekleşmedi. İnşallah Akkuyu'daki nükleer santral bir iki sene sonra açılırsa bu Türkiye'nin önemli bir faz değişikliğini gösterir. Aynı şekilde Ayasofya kararı da böyle bir etki gösterir. İnşallah önümüzdeki günlerde biz Ayasofya'nın cami olarak açılmasını temenni ediyoruz.
MENDERES'E İLETİLEN AYASOFYA MEKTUBUNU ANLATTI
Türkiye'nin senelerden beri mesela 1950'de Adnan Menderes iktidara geldiği zaman ilk olarak yaptığı işlerden bir tanesi 18 Haziran'da ezanın Arapça olarak okunması. Burada da ilginç bir şekilde hem Demokrat Parti hem de CHP'nin ortak oylarıyla kabul edildi. Bu olay halkın gönlünde önemli bir yer edindi. Ben her zaman hatırlarım rahmetli dedem 70'li yıllarda vefat edene kadar Menderes'e dua etmiştir. Aynı şekilde ben arşivde belgeler gördüm, o dönemde Menderes'e gönderilmiş mektuplar var. ''Siz ezanı asli şekline döndürdünüz, sayın Başbakanım Ayasofya'yı da cami haline getirin.'' O dönem bu olmamış, her zaman bu imkanı bulamıyor devlet adamları veya fırsat gelmiyor, cesaret edemiyorlar.
AKKUYU SANTRALİ ÇOK ÖNEMLİ BİR HAMLE OLUR
Aynı şekilde bakın 1955'de nükleer enerji için biz bir programa hazırlanmışız. Benim hocalarım vardı, ben fen edebiyat fakültesinde olduğum için ben fizikçilerle, kimyacılarla beraber çalışıyordum. Mesela Emin hoca vardı bizim nükleer fizikçi o da derdi, ''Dünyada bizim kadar nükleer uzmanı olup, nükleer santrali olmayan tek ülke biziz.'' derdi. Mesela rahmetli Özal da böyle bir hamle yapmak istedi ama yapamadı. Şimdi Türkiye inşallah şu Akkuyu'yu açarsa bu çok önemli bir faz değişikliği olur Türkiye açısından ki biz hiçbir zaman bunları düşmanca bir şey için kullanmıyoruz, kendi ülkemizin menfaatleri için kullanıyoruz. Aynı şekilde Ayasofya'nın cami olarak açılması da Türkiye'nin önündeki yolda farklı bir faza geçtiğini gösterecek. Bu dediğimiz gibi Türk milletinin vereceği bir karardır. Burada ben muhalefetin yerinde olsam iktidarla beraber hareket ederim ve Türk milleti ne diyorsa o yönde bir kararın çıkmasını sağlarım.
YUNANİSTAN'A CAMİ TEPKİSİ
İstanbul'da 100 civarında kilise açık gurur da duyuyoruz. Gayrimüslim bizimle aynı olanaklara sahip vatandaşlarımız ibadetlerini yapıyorlar. Ama Yunanistan'dan o kadar çok Müslüman Türk ve Arnavut olmasına rağmen Atina'da bir tane cami yok, Selanik'te bir tane cami yok. Bunlar son derece ciddi problemlerdir. İşin ilginci tarihi camileri çok farklı amaçlarla kullanıyor Yunan'lar, Hamza Bey Camii olsun, başka cami olsun çok ağıza gelmeyecek şekilde kullandılar. Şimdi mesela Atina'da yeni bir cami yapılıyor, kardeşim Atina'da yeni bir cami yapacağına, tarihi bir camiyi restore et.