SON DAKİKA: Baro düzenlemesine ilişkin yasa teklifinin görüşmeleri 2 Temmuz perşembe günü TBMM adalet komisyonun da başlayacak.
Kanun değişikliği ile imtiyazlarını kaybedecek barolar, bazı üyelerini organize edip yollara düşürdü. Perde gerisinde devasa bir ekonomik-siyasi rantı kaybetme telâşı var. Yeni yasa ile İstanbul, Ankara ve İzmir gibi on binlerce üyesi bulunan baroların gelir kaynakları bölünecek. Çoklu sistemle, siyasete ayar verme devri de tarih olacak.
CHP'nin darbe tehdidi ve toplumun sinir uçlarına yönelik provokatif eylemlerin ardından bu kez de 'barolar' sahneye çıktı. Bazı barolar 'demokrasi' ve 'savunmanın bağımsızlığı', 'savunma siyasallaşacak', 'çoklu baro yandaş baro' gibi söylemlerle Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya yürüdü. Başkent girişinde bazı girişimlerde bulunsalar da valilik ve emniyet dün aldığı kararlarla provokasyona geçit vermedi.
Barolar, aidat ve her vekaletnameye yapıştırılan 'baro pulu' ile milyonlarca lira gelir elde ediyor. Örneğin avukat başı yıllık 451 TL aidat alan İstanbul Barosu'nun 47 bin üyesi bulunuyor. Sadece üyelerden baronun kasasına yıllık 22 milyon liraya yakın para giriyor. Açılan her dosyadan da barolara 12 TL baro pulu ücreti alınıyor. İstanbul'da senede 100 bin civarında dosyadan 1 milyon 200 bin liraya yakın gelir elde ediliyor.
DEREBEYLİĞİ BİTECEK
Toplanan bu paraların nereye harcandığı ise tam bir muamma. Çoklu baro sisteminin gelmesiyle bu gelir bölünecek. Baro başkanlarının üyelerinden aldığı paralarla hüküm sürme dönemi tarih olacak. Çoklu sistemle, ana muhalefet partisi gibi hareket eden büyük barolardaki siyasi ve ideolojik tekel de kırılacak.
Bu baroların siyaset kurumuna ayar verme dönemi sonsuza dek kapanacak. 28 Şubat sürecinde verdiği hukuk mücadelesi ile tanınan Avukat Hüsnü Tuna, baroların imtiyazlarını kaybetmemek için yürüdüklerini söyledi.
VESAYET MERKEZİ OLMAKTAN ÇIKACAKLAR
Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı Av. Mehmet Sarı da baroların mevcut yapısının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Baroların öncelikle üyelerinin hak ve menfaatlerini korumakla sorumlu olduğunu aktaran Sarı, "Fakat Türkiye'deki baro uygulamasına baktığımızda özellikle bazı barolarda ideolojik bir saplantı var.
Muhalefetin açığını kapatma çabası içerisindeler. Baroların asıl görevleri olan üyelerine yönelik ya da hukukun geliştirilmesi adına çalışmaların yapılmadığı gözüküyor" dedi.