Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karanlık yüzünü, uzun yıllar örgütün mahrem birimlerinde görev alan itirafçılar anlattı. ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine 20 Ağustos 2018'de ateş açılmasıyla ilgili davada, "silahlı terör örgütü üyeliği, yabancı bir devlete karşı siyasal ilişkileri bozacak şekilde hasmane hareketlerde bulunma" ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 8 yıl 16 ay 15 gün hapse çaptırılan E.B, itirafçı oldu.
İTİRAFLARI ÖNEMLİ
FETÖ ile 2000 yılında Rize'de örgüte ait Zafer Fen Dershanesi'ne gittiği dönemde tanıştığını anlatan E.B, "İkinci dönem Hüseyin Kaçmaz isimli kimya öğretmeni bizi sohbetlere çağırmaya başladı. Örgüte ait Merve Yurdu'nda birkaç kez mangala davet edip bizimle kaynaşmaya başladılar." dedi.
Kaçmaz'ın daha sonra öğrencileri kendi evine davet ettiğini aktaran E.B, ismini hatırlayamadığı birkaç sınıf arkadaşıyla eve gittiklerini, burada Kaçmaz'ın dini sohbetler düzenlediğini, örgütün elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitapların okunduğunu ve videoların izlendiğini belirtti.
Almanya'daki FETÖ'cü vatan hainlerine üst düzey koruma | Video
Dershaneye 2 yıl devam ettiğini aktaran E.B, şunları söyledi:
FETÖ LİDERİNİN KİTAPLARINI ALIYORDUK
"Belirli aralıklarla Hüseyin Kaçmaz'ın evine sohbete gidiyordum. Kaçmaz, Artvin'e yine örgütün dershanelerinden birine ders anlatmaya giderken ara ara yanında beni de götürüyordu. Dershane Rize'de bulunan üniversite öğrencilerinin kaldığı örgüt evlerine geziler düzenleyip, üniversiteyi kazandığımızda bizim bu evlerde kalacağımızı gösteriyordu. Biz bu gezilere gittiğimizde bu evlerde birkaç gün kalıyorduk ve o evlerde kalan abiler bizlere ders anlatıyorlardı. Dershaneye giderken yarıyıl tatilinde bizi örgüte ait Özel Merve Erkek Öğrenci Yurduna götürüp 15 günlük hızlı ders çalışma programı düzenliyorlardı. Başımıza üniversitede okuyan bir abi veriyorlardı. Bu abi bizimle ilgileniyor, üniversite hayatını anlatıyordu. Ders çalışma aralarında çay saatlerinde yine Fetullah Gülen kitapları okuyorduk."
Üniversite sınavını 2002'de kazandığını ve Ankara'ya geldiğini aktaran E.B, gerek Trabzon'da gerekse Ankara'da tanıdığı örgü mensuplarının isimlerini verdi.
Ankara Balgat'ta örgüte ait evlerde kaldığını aktaran E.B, şöyle devam etti:
GÜLEN RANDEVU VERMEDİ
"Ankara'ya ilk geldiğimde yerleştirildiğim Balgat bölgesinde büyük bölge imamı Hakan Kahraman'dı. Birkaç defa yeni gelen birinci sınıflar olarak bizlerle sohbet ettiğini hatırlıyorum. Kendisiyle bölge içerisinde çok karşılaşmışlığım yoktur. Bir yıl kadar sonra bu şahsın büyük bölge imamlığı görevini Yasir isimli şahsa devrettiğini biliyorum. Daha sonra Hakan Kahraman'ın avukatlık yapmaya başladığını Mehmet Kasap ile ortak çalıştığını Yasir'den duydum. Ben 2008-2010 arasında esnaf sohbeti yapıyor ve mütevelliye bakıyordum. Yasir ile çalışıyordum. HÜRSİAD'da genel sekreterlik yaparken Kahraman'ı birkaç kez orada gördüm. HÜRSİAD'ın ABD'ye düzenlediği ticari geziye Hakan Kahraman da üye olduğu için katıldı. O gezideki tüm üyeler Fetullah Gülen'i ziyarete gitmek istediler, ancak Gülen randevu vermediği için gidemediler."
"2004'TE MUHACİR MESULÜ OLDUM"
Örgütte 2004'ten itibaren "Muhacir mesullüğü" görevini yürüttüğüne değinen E.B, kendisine bu görevi Bayram adlı Balgat imamının önerisiyle Hakan Kahraman'ın verdiğini dile getirdi.
Muhacir mesullüğü hakkında bilgi veren E.B, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yurt dışında örgütün okullarında yetişen veya farklı yollarla örgüte kazandırılmış yabancı öğrencilerle ilgilenen şahıslara muhacir mesulü denilirdi. Örgüt gerek yurt dışındaki okulları, gerekse diğer faaliyetleriyle örgüte kazandırdığı şahıslardan ülkemizde üniversite kazananları bize yönlendirirdi. Bunun sebebi o öğrencileri başıboş bırakmamak, örgütten kopmalarını engellemek ve o öğrencileri ülkemizde yetiştirip kendi ülkelerine döndüklerinde örgütün faaliyetlerinde kullanmaktı. Çünkü örgütün yerelleşme diye adlandırdığı bir politikası vardı. Örgüt yurt dışına okullar açıp, öğretmenler göndererek veya ticari faaliyetlerde bulunarak ülkemizdeki faaliyetlerini bu ülkelere yerleştirmeye çalışıyordu. Ülkemize gelen yabancı öğrencileri burada yetiştirip, işleyişi öğrettikten sonra ülkelerine gönderiyorduk. Bu öğrenciler aynı sistemi kendi ülkelerinde devam ettiriyorlardı. Türkler oradan yavaş yavaş çekiliyor, ancak örgütün faaliyetleri kendi vatandaşları tarafından devam ettiriliyordu."
İşleyişle ilgili de örnekler veren E.B, Türkmenistan'da yüzde 98 oranında yerelleşme sağlandığını bu ülkede bulunan örgüt mensuplarının büyük çoğunluğunun ihtiyaç olan başka ülkelere tayin edildiğini aktardı.
Onların yerine bu ülkede örgütün faaliyetlerini Türkmenlerin yürütmeye devam ettiğine değinen E.B, "Bugün Türkmenistan, tüm Türkleri örgütçü diye sınır dışı etse bile örgütün faaliyetlerinde aksama olmaz. Çünkü zaten bunlar düşünülerek orada yerelleşmeye gidildiği için Türkmen vatandaşlar örgütün tüm emirlerini yerine getireceklerdir. Hatta Türkmenistan'daki örgütçüler başka ülkelerdeki yapılanmalara hem insan hem de finansal olarak kaynak sağlamaktadır. Bu yerelleşme her ülke için geçerlidir." şeklinde beyanda bulundu.
HER ÜLKE BİR BÖLGEYE ZİMMETLİ!
Örgütün her yabancı ülkeyi Türkiye'deki bir bölgeye zimmetlediğini bilgisini veren E.B, "Şehrin muhacir mesulü, yabancı ülkenin ögrenci temsilcisinden sezon başında teslim edilen öğrencilerin planlanan bölgelere dağıtımını sağlardı. Her yabancı ülke Türkiye'de bir bölgeye zimmetlidir. Örneğin Moldova, Tacikistan ve Pakistan'da örgütün okullarında okuyan öğrenciler Çankaya-Yıldız bölgesine zimmetlidir. Ben Yıldız bölgesinde örgüt adına faaliyet yürütürken ara ara Moldova'ya gidip oradaki öğrenciler ve aileleri ile görüşüp kaynaşırdım." diye konuştu.
Moldova'dan Türkiye'deki üniversiteleri kazanan öğrencilerin uçakla İstanbul'a getirildiğini ve Moldova öğrenci temsilcisi Ali Kara tarafından karşılandığını aktaran E.B, "Ben de bu öğrencileri Ankara'da karşılayıp bölgecilere teslim ediyordum. Onlar da planladıkları evlere veya yurtlara yerleştiriyorlardı. Ara ara evlerini kontrol etmeye, eksiklerini gidermeye gidiyordum. Yabancı öğrenciler mezun olup ülkelerine dönerken örgüt adına ülkemizde yürüttükleri faaliyetler hakkında ülke öğrenci temsilcisine bilgi veriyordum. Ülke öğrenci temsilcisi de o öğrenciden kendi ülkesinde örgüt adına nasıl yararlanabileceğini değerlendiriyordu." dedi.
Örgüt içinde ülke öğrenci temsilcileri dışında yabancı öğrencilerle ilgilenen ülke mezuncu temsilcilerinin de bulunduğunu aktaran E.B, ifadesinde şunları kaydetti:
"Ülke mezuncu temsilcisi, ülke öğrenci temsilcileri dışında örgütün faaliyetlerine mensup olduğu ülkenin yurt dışına çıkmış tüm mezun öğrencilerini (yabancı ülkedeki örgütün okullarından mezun olmuş kişiler) takip eden diyalog görevlisi şahıstır. Moldova ülke mezuncu temsilcisi Hakan Filiz'di. Bu şahıs Moldova'daki örgüt okullarında okuyup mezun olan kişilerin takibini yapıyordu. Bu öğrenciler dünyanın neresinde olursa olsun gerek yanlarına gidip ziyaret ederek, gerekse telefon ile bu öğrencilerin örgütten kopmalarını engelleyip sürekli iletişim halinde oluyordu. Ticarette ise ticaretine, bir kamu kurumuna girmiş ise yükselmesine, hiçbir işe girememiş ise işe girmesine ve evlenmesine yardımcı oluyordu. Yurt dışındaki öğrencilerin evlendirme işleriyle yurt dışı ülke mezuncu mesulleri ilgilenirdi."
YAPILANMA İTİRAFI
Muhacir yapılanmasının en üstünde Doktor Ali Ursavaş'ın bulunduğununa dikkati çeken E.B, "Muhacir sorumluları yılda iki veya üç defa İstanbul'da Fatih Üniversitesinde toplantı yaparlardı. Toplantılarda gelecek ve mezun olup gidecek öğrencilerin değerlendirmesi yapılırdı. Bu toplantıya ülkelerin öğrenci temsilcileri ve şehirlerin muhacir mesulleri katılırdı. Ortalama 100-150 kadar ülke temsilcisi vardı. Doktor Ali Ursavaş'ı bu toplantıda bir defa gördüm. Gerçek ismini bilmiyorum. Bu şahıs daha sonra kendisine Fatih Kayalı'yı yardımcı olarak aldı ve muhacir işlerini bu şahsa devretti." ifadesini kullandı.
Fatih Kayalı'nın sekreteryasını Nizamettin Güleryüz'ün yaptığını bildiren E.B, Moldova öğrenci temsilciliğini örgütün yurt dışındaki okullarında öğretmenlik yaptıktan sonra MEB'e geçen Ali Kara'nın yürüttüğünü belirtti.
E.B, Moldovalı kadın öğrencilerle Çankaya'da Bölge İmamlığı yapan Fatih Sert'in eşi Fatma Nur Evşan Sert'in ilgilendiğini anlattı. E.B, Pakistan öğrenci temsilciliğini İstanbul Pak-Türk Derneği yöneticisi Mehmet Aktürk'ün yürüttüğünü, Orta Doğu öğrenci temsilcisinin de Mustafa Araç olduğunu, bu kişinin ayrıca örgütün Orta Doğu imamı Hüseyin Kara'nın yardımcısı olduğu bilgisini verdi.
ÇANKAYA MESULÜ
E.B, "Benim Yıldız eyalet muhacir mesullüğü yaptığım dönemde Çankaya altında üç eyaletin birer muhacir mesulü vardı. Diğer eyaletler olan Altındağ'da Ahmet Arslan, Kızılay'da ise Selçuk Bulu vardı. Kızılay'da daha sonra Kenan kod adıyla Ali Sarıtaş muhacir mesulü oldu. Son olarak da yine Kızılay'da İsmail kod adlı Abdulkerim Ahmet Özbay bu faaliyeti yürüttü. Benden sonra 2010 yılı itibarıyla Çankaya muhacir mesullüğünü yine Özbay devam ettirdi. Son gördüğümde Çukurambar semtinde bir yurdun müdürlüğünü de yapıyordu." ifadesini kullandı.
E.B, örgüt mensubu olduğunu bildiği çok sayıda yabancı öğrenciyi de teşhis etti.
İtirafçı E.B, kısa bir dönem medya mesullüğü görevini de yürüttüğünü vurgulayarak, bu dönemde tanıdığı Mahmut Pala, Cüneyt Zümrüt, Abdullah Demir, Murat Kara, Ayhan Yıldırım ve Hüseyin Yurtoğlu'nun adını verdi.
E.B, örgütün esnaf yapılanmasından Suat Güder, Ahmet Bayazıt, Mehmet Donduran, Ahmet Gödelek, Fatih Sert, Fatih Erdoğan ve Hakan Semerci'yi tanıdığını sözlerine ekledi.
Son Dakika: FETÖ'nün TSK yapılanmasına operasyon: 41 gözaltı | Video