Ünlü oyuncu Onur Yenidünya bir dönem Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen terör olaylarını bizzat mağdur olmuş şahitlerinden dinleyerek kitap haline getirdi. Kara Tepe adını verdiği yeni kitabı hakkında SABAH'a konuşan genç oyuncu daha önce gündeme gelmeyen siyasi olayları şahitlerinden dinleyerek kitap haline getirdiğini anlattı.
'SANATI HER YÖNÜYLE TOPLUMA SUNMALIYIZ'
90'lı yılların terör olaylarının ve şehit haberlerinin arttığı dönemler olduğuna dikkat çekerek, ırkçı radikal derneklerin içerisine bir defaya mahsus da olsa toplantılarında bulunduğunu söyleyen Yenidünya, "Türkiye 90'lı yıllarda maalesef terör olaylarından dolayı büyük zararlar gördü. Bu dönemler içerisinde sırf siyasal anlamda yükselmek adına binlerce eve ateş düştü. Kara Tepe isimli kitabımda kendilerini ırkçı olarak nitelendiren toplulukların mehdi ilişkilere bürünmüş yüzünün beni rahatsız etmesi bu kitabı hazırlamama vesile oldu. Yazma kabiliyeti olan bir aktörüm, televizyon dizilerinde yer aldım, tiyatro oyunları yazdım, sahneledim, kitaplaştırdım, meslek icabı Avrupa seyahatlerim ve bilhassa ülkemizin doğusuna çıktığım uzun süreli turneler neticesinde farklı bir bakış açısıyla ülkemizde baş gösteren dünya terörü, kardeşi kardeşe kırdırma politikasını bütün emareleriyle gördüm.
'ÇUKUR OLAYLARINDA NUSAYBİNDE SAHNEDEYDİK'
Çukur olayları zamanında silah sesleri arasında Nusaybin kültür merkezinde oyun sahneledim, oyun sonunda Türk bayrağı açıp bizi ayrıştırmalarına izin vermeyiz biz kardeşiz, sizleri seviyorum dediğimde salon alkıştan yıkılıyordu. Kuliste yanımıza gelen bir kurum amiri siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Sizin kocaman yüreğiniz var helal olsun!' dedi. Doğu'nun güzel kalpli insanlarını tanımak, nice imkânsızlıklar içinde gözlerindeki umut ışığına şahit olmak ve yıllarca zihinlere saçılmış algısal aldatmacalar buz gibi çarpmıştı yüzüme."
FETÖ'CÜ ASKERLERİN DOĞUDAKİ ZULMÜNÜ ŞAHİTLERİNDEN DİNLEDİ
Onur Yenidünya 2015-2016 yıllarında PKK terör örgütü tarafından özerklik adı altında başlattığı saldırılar sırasında Nusaybin'de sergilediği tiyatro oyununun ardından bu kitabı yazmaya karar verdiğini ifade ederek 'Coğrafya kaderdir' diyor İbn-i Haldun, ben bu ülkenin coğrafi olarak batısında doğup büyümüş, saygın bir ailenin çocuğuydum. Çukur olaylarının ardından bugüne kadar dinlediğim yaşanmış hikâyeleri bir çatı altında toparlayıp, doğunun sabır ile karılmış, maneviyat ile yoğurulmuş bir avuç insanın yaşam şartlarını ve neler çektiğini kitap olarak çıkarmaya karar verdim. Ülke olarak paralel yapılanma ve PKK terör örgütünün çepe çevre hepimizi sardığı dönemlerden geçtik, hala geçmeye devam ediyoruz. FETÖ'cü askerlerin doğu bölgelerinde siyasi çıkarlar uğruna halka yaşattığı zulmü tanıklarından dinleyerek okuyucuya ulaştırmayı amaçladım.
'KÖTÜLERİ YAZARKEN KÖTÜLÜĞÜ GÖSTERMEDEN YAPAMAZDIM'
Ben kötüleri yazarken kötülüğü göstermeden yapamazdım, bu durumda iyinin meydana çıkışı ve mukayese edebilme yetisi daha fazla ortaya çıkacaktır. Karatepe Güneydoğu da bir köy, yaşanılan olaylardan derlediğimiz bir çatı altında toplayıp kurguladığım hepimizin yaşadığı ve öldüğü, Asker ya da sivil, devlet ya da millet olarak kaybettiğimiz ve sonunda tekrar kazandığımız bir köy. Gören bilen ve yazabilen bir insan olarak bütün ülkeme manevi sorumluluklarımı yerine getirmek için yazdığım bu roman, bir yayın eviyle anlaşıp en kısa zamanda okuyucuyla buluşturma derdindeyim.