Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Enver Altaylı, Metin Can Yılmaz ve Mehmet Barıner ile "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmek" ile suçlanan tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou ve sanıkların avukatları katıldı.
Duruşmanın başlangıcında Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz, söz alarak usule ilişkin beyan ve itirazlarda bulundu. Dosyada, hukuka aykırı olarak elde edilen dijital materyaller bulunduğunu ileri süren Yılmaz, mahkemenin iddianamenin kabulünü değerlendirirken bunu dikkate alması gerektiğini ifade etti.
Yılmaz, mahkeme heyetindeki hakimlerin tarafsızlıklarını yitirdiklerini iddia etti ve reddi hakim isteminde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanığın taleplerini değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından cumhuriyet savcısına görüşü soruldu. Savcı, kanun uyarınca dijital materyallere ilişkin değerlendirmenin sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından yapılacağını, reddi hakim talebinin ise duruşmayı uzatmaya yönelik olduğunu ifade etti ve taleplerin geri çevrilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, iddianamenin kabul kararının deliller incelenmeden verildiğine yönelik iddianın yersiz olduğuna ve delillerin hukuka aykırı olup olmadığının sanık sorgusunun bitmesinden sonra değerlendirileceğine, reddi hakim talebinin ise davayı uzatmaya yönelik olduğuna hükmederek talepleri geri çevirdi.
Söz verilen sanık, mahkeme heyetinin reddi hakim talebini geri çevirmesine karşı üst mahkemede itirazda bulunacağını bildirdi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Sebahattin Sarıdoğan, itiraz sonuçlanana kadar esasa ilişkin işlem yapamayacaklarını belirterek, sanıklar ve avukatlarından tahliyeye yönelik beyanlarını sordu.
Sanık Yılmaz, "77 yaşındaki kayın pederim hücrede tecrit altında tutulurken, ben tahliyemi isteyecek durumda değilim." dedi.
Enver Altaylı da ciddi sağlık problemleri bulunduğunu anlattı. Yargılanmasını gerektirecek delil bulunmadığını söyleyen Altaylı, "Benim bu insanlarla 17-25 Aralık'tan sonra hiçbir temasım yok. FETÖ'cü değilim, casus hiç değilim, İnönü'nün sevgisini kazandım, Celal Bayar'la görüştüm. Özal partisinin başına geçirmek için gayret gösterdi. Demirel benim Cumhurbaşkanı olmam için gayret gösterdi. Nursultan Nazarbayev benim dostum. Bir gün benim suçsuzluğum elbet anlaşılacak. Bu karar üç beş sene sonra dönecektir. Ben hayatta olur muyum, olmaz mıyım, bilmem." diye konuştu.
Mehmet Barıner de 34 aydır tutuklu olduğunu söyleyerek, tahliye istedi.
Seda Chamatzoglou ise sanıkların hiçbirini tanımadığını bildirdi.
Mahkeme, sanık Metin Can Yılmaz'ın reddi hakim talebini değerlendirmek üzere dosyanın Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, Enver Altaylı, Metin Can Yılmaz ve Mehmet Barıner'in tutukluluğunun devamına karar verdi.
Dava ertelendi.
İDDİANAME
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanıklardan Mehmet Barıner'in FETÖ mensubu olduğu, örgütsel faaliyetlerini görev yaptığı dönemde de sürdürdüğü ve 1 Aralık 2016'da kamu görevinden ihraç edildiği bildirilmişti.
Mehmet Barıner'in, Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz ile üniversiteden tanıştıkları aktarılan iddianamede, Altaylı ve Yılmaz'ın, Barıner'i yurt dışına çıkarmaya çalıştıkları, Barıner'in yurt dışına çıkarılmasıyla ABD'deki Halkbank davasını manipülatif şekilde etkilenmesinin amaçlandığı anlatılmıştı.
İddianamede, Altaylı'ya, "terör örgütü yöneticiliği" ve "siyasi ve askeri casusluk", Yılmaz ve Barıner'e ise "terör örgütü üyeliği" ve "siyasi ve askeri casusluk" suçlamaları yöneltiliyor. Altaylı'nın 30 yıldan 42 yıl 6 aya kadar, Yılmaz ve Barıner'in ise 22 yıl 6'şar aydan 35'er yıla kadar hapisleri isteniyor.
Altaylı'nın FETÖ mensuplarının yurt dışına çıkarılması için damadının yanı sıra Türkiye ve Almanya vatandaşı Ali Serhat Ilıcak ile hareket ettiği aktarılan iddianamede, Ilıcak'ın Muğla'da temas kurduğu tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou'nun ise "örgüt üyesi olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek" suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor.