Sağlık Bakanlığı Korona virüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, vatandaşlara uymaları gereken kurallar hakkında bilgiler verdi. Vatandaşların yeni normalleşme sürecine göre hareket etmeleri gerektiğini kaydeden Çelik, "Bu normalleşme eskinin normalleşmesi anlamında değildi. Eskiden olduğu gibi davranma anlamında değil, yeni normaldi bu. Yeni normale göre hareket etmemiz lazım. Bunun da kuralları gayet basit ve nettir. Maskemizi mutlaka takacağız, aramızdaki sosyal mesafeyi koruyacağız ve özellikle el hijyenine dikkat edeceğiz. El hijyeni hep çok ihmal ediliyor. Maske zaten yanlış takılıyor. Sosyal mesafeye maalesef uymuyoruz. Bu 3 hata bir araya geldikten sonra korona virüsün bulaşmaması için hiçbir sebep ortada kalmıyor. Dolayısıyla maskenin mutlaka kuralına uygun bir şekilde kalabalık ve kapalı ortamlarda takılması lazım. Açık alanda giderken, etrafında kimse yokken maske takın diye bir ısrar zaten olmaz. Kimse yoksa ne sosyal mesafeye ne de maskeye ihtiyaç olacak ama bir cadde de yürüyorsunuz, yanınızdan insanlar gelip geçiyor, bunlara karşı dikkat etmeniz lazım. Maalesef bunu yapmıyoruz. Özellikle insanların kendi çevresinde ortak hareketlenmenin çok hızlanmaya başladığını, burada normal denilen olayın salgından önce normal olduğu anlaşılıyor. Bulaşlar bize aile kümelenmeleri, bina kümelenmeleri şeklinde geliyor. Bir binada yada sitede insanların topluca enfekte olduklarına şahit oluyoruz ve hastanemizde bu hastalığı tedavi etmeye çalışıyoruz. Bunlara mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
HİJYENİN ÖNEMİ...
Vatandaşların el hijyenine çok dikkat etmeleri gerektiğini kaydeden Çelik, "Vatandaşlarımız AVM'lere girdiği zaman, toplu taşıma araçlarına bindiği zaman ellerini mutlaka bir yerlerden tutunuyor. Tutunduktan sonra ellerinizi temizlemeden göz ve yüz bölgemize ellerimizi vurmamamız lazım. En önemli kaçırdığımız noktalardan birisi bu gözüküyor. Dolayısıyla kapalı alanlara girdiğiniz zaman ellerinizi bir yerlere vurduktan sonra lütfen yüz ve göz bölgenize ellerinizle dokunmayın. Maskemizi kuralına göre takmamız gerekiyor. Burunu açıkta bırakacak şekilde veya elimizde maskeyle gezmenin bir esprisi yok. Bu sadece bir aksesuar olarak bulundurmaktan öteye gitmiyor. Düğün ve nişanlar başladı. Kayseri'de yaşanan bir nişandan kaynaklı hastalarımız var. Kapalı alanlarda bunu yapmamak, mümkünse açık alanlarda yapmak ve burada da sosyal mesafe, el hijyeni ve maskeye dikkat etmemiz lazım. Bunları yapmazsak korona virüs sayısının artışı kaçınılmaz olacaktır" diye konuştu.
"İkinci dalga olduğunu düşünmüyorum"
Vaka sayısındaki artışı değerlendiren İlhami Çelik, "Şu an ikinci dalga diye düşünmüyorum, küçük piklerden birisi. İkinci dalga çok daha büyük olacak diye tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu küçük piklerden birisi. Tecrübelerimiz de gösteriyor ki; bu kurallara uymazsak vakalar artacak. İkinci dalgayı benim şahsi beklentim sonbahar ayıdır. Çünkü insanlar daha çok kapalı alana gireceği, havaların etkisini değiştireceği, sıcak soğuk havalarda ani değişikler olduğunda bunları daha çok bekliyoruz. Dolayısıyla şuanda yaşadığımız pikleri küçük pikler diye görüyoruz. Maalesef sayı arttı ama bunu nisan ayına kıyasladığınız zaman seviyeye henüz yaklaşmış değiliz. Ancak kurallara dikkat etmezsek buda kaçınılmaz olacak. İkinci dalgayı erkene almak gibi bir gayrete gireceğiz gibi çabalarımızı sürdürüyoruz gibi geliyor bana. Dolayısıyla vatandaşlarımızdan ricamız; bu konularda çok dikkatli olmalıdır. Kendi kişisel sorumluluğumuzu yerine getirdiğimiz gibi toplumsal sorumluluğumuzu da yerine getirmemiz lazım. Maalesef bireysel düşündüğümüz zaman toplumsal sorumluluklarımızı göz ardı etmiş oluyoruz. Başka insanlara bulaştırmakla bu işi bu toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirilmediği ortaya çıkmış oluyor" şeklinde konuştu.
Kısıtlamaların yeniden gündeme gelmesiyle ilgili konuşan Çelik, "Çeşitli önlemler alınabilir. Bu olmayacak diye bir şey söylemek mümkün değil. Daha ilerleyen bulaşlar ortaya çıkarsa, vaka sayısı çok daha artmaya başlarsa bunların ele alınması kaçınılmazdır. Ancak insanları yaz döneminde eve hapsetmenin getirdiği sıkıntılarda var. Özellikle yaşlılarımızın evde kalmaktan kaynaklı bir takım psikolojik ve fiziksel sorunları olduğunu biliyoruz. Bunları zamanında konuştuk ama maalesef vakaların yoğun olduğu dönemde bu insanlarımızı sokağa çıkarmak çok doğru değildi. Ancak yaz aylarında D vitaminini fazla alacağı, güneşe çıkacağı, çok daha mutlu günler geçireceği günlerde evlerine hapsetmek çok mantıklı gelmiyor ama bu mantıklı gelmiyor olayında vatandaşlarımızın da burada bir rol alarak bunu engellemesi lazım. İnsanların sokağa çıkmasının engellenmesini kendimize bağlamamız lazım. Eğer kurallara uyarsak insanlar rahatça dışarı çıkabilirler, gezebilirler. Bu kısıtlamalara da hiç gerek kalmaz. Burada bütün olarak bunu ele almamız lazım. Tüm toplum bireylerinin kendine bunu hissetmesi gerekiyor" dedi.