1995'te bir dilekçeye verilen cevapta "24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tespit edilmiştir" denilerek, Ayasofya'ya vurulan zincirin hukuksuzluğunu tescilledi. Tarihçiler, "Ayasofya bugün Osmanlıların sayesinde ayaktadır, müze olması yasal değildir" dediler.
Hristiyanlar tarafından defalarca yağmalanan ve şehrin Türk hakimiyetine geçmesiyle yok olmaktan kurtulan Ayasofya'nın 'müze' yapılmasına yönelik kararın resmi gazetede yayımlanmadığı ortaya çıktı. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü'nün 1995 yılında bir dilekçeye verdiği cevapta, Ayasofya'nın müze olma kararının resmi gazetede yayınlanmadığını teyit ettiği öğrenildi.
14 Haziran 1995 tarihinde, genel müdür Özgür Erkman imzası ile bir dilekçeyi yanıtlandıran Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, resmi yazısında, "24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tespit edilmiştir" ifadelerine yer vererek, Ayasofya'ya vurulan zincirin hukuksuzluğunu tescilledi.
HALAÇOĞLU: HUKUKSUZLUK VAR
Konu ile ilgili konuşan Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi için hazırlanan kararnamenin geçersiz olduğunu savunarak, "İstanbul fethedildiğinde Ayasofya tamamen harap, kubbesi de kısmen çökmüş vaziyette idi. Danıştay kararı beklemeden Ayasofya açılmalıdır. 1924 Anayasası'na göre de bugünkü Anayasa'ya göre de, kararnamelerin, kanun hükmünde kararname olabilmesi için Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra Resmi Gazete'de yayımlanması gerekiyor. Ama Ayasofya için böyle bir durum söz konusu değil, burada açıkça bir hukuksuzluk var. Bu kararname Resmi Gazete'de yok. Anayasaya göre Resmi Gazete'de olmayan kararname zaten geçerli değil" açıklamasında bulundu.
SOFUOĞLU: KÜLTÜR MİRASINA ZARAR VEREN CHP'DİR
Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu da, Ayasofya'nın kılıç hakkı olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: "Uluslararası vaziyet diye belirleyici bir kavram vardır. Yere ve zamanına göre şekil alır. Bizler cami olan Ayasofya'yı cami olarak yeniden açmaya çalışıyoruz. Mesele budur. Avrupa'daki devletler, Müslümanların camilerine çökeceklerse çöksünler. O onların adaletsizliğidir. Biz burada kiliseye çökmüyoruz. Ayasofya'nın ibadete açılması, dünya kültür mirasına neden zarar versin? Bu mirasa asıl saygısızlığı yapan CHP'dir. 500 yıl boyunca cami olan Ayasofya müze çevrilerek miras iç edilmiştir."
KOCABAŞ: AYASOFYA BUGÜN OSMANLILARIN SAYESİNDE AYAKTA
Osmanlı Tarihi üzerine 50 yılı aşkın araştırma yapan Tarihçi Süleyman Kocabaş ise, Ayasofya'nın sürekli bakım ve onarımla ihya edildiğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Ayasofya, kilise vasfını yitirmişti. Osmanlı burayı ihya etmiştir. Kubbe defalarca tamir edildi. Saray kapısına bakan duvarlar zayıf olduğu için Mimar Sinan bugün gördüğümüz payendeleri koydurdu. Ayasofya bugün ayakta ise Osmanlıların sayesindedir. En yakın zamanda da yeniden cami olarak açılması gerekmektedir."(Yeniakit)