İnanları ibadete çağıran camiler, minarelerden yapılan uyarı ve bilgilendirmelerle, ön safta hayatları pahasına mücadele eden sağlık çalışanlarının virüsle mücadelesine de destek verdi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelede alınan önlemler doğrultusunda cuma namazları kılınamadığı için insanlar evlerinde öğle namazlarını kıldı. Kadir Gecesi'nde yine cami minarelerinden dualar ve salavatlar yükselirken, tutulan oruçların kabulü ve virüsten kurtulmak için dualar edildi.
18 Mayıs Pazartesi günü ise normalleşme sürecinde aşamalı olarak açılan camilerde uzun bir aranın ardından ilk kez cuma namazının kılınacağı açıklandı ve vatandaşların seccadelerini getirerek, sosyal mesafeye de dikkat ederek namaz kılabileceği anons edildi.
Minarelerden, "Koronavirüs tehlikesi henüz bitmedi, evlerde kalın", "Cuma namazı için seccadenizle gelin" gibi uyarı ve bilgilendirmeler yapıldı.
15 Temmuz'da silahlı terör örgütü FETÖ kalkışmasında da camilerden selalar okunmuştu.
"SAĞLIĞINIZ İÇİN EVDE KALIN"
AA muhabirine açıklama yapan Sultanahmet Camisi Baş İmam Hatibi Hasan Kara, Müslümanların hayatının merkezinde yer alan camilerin aynı zamanda bir alamet olduğunu söyledi. Kara, "Bir yerde minare gözüküyorsa insanlar 'Burası Müslüman köyüdür' öngörüsünde bulunur" dedi.
Minare kelimesinin Türkçe'ye Arapça "nur saçan" anlamına gelen "menar" ya da "münir" kelimesinden geldiğini anlatan Kara, "Minare, bir bölgenin, bir şehrin Müslüman olmasını gösteren en büyük alamettir, alemdir yani." ifadelerini kullandı.
Minarelerin, cami içerisindeki mihrap, minber, kürsü kadar hatta onlardan daha fazla fonksiyon icra ettiklerini kaydeden Kara, şunları söyledi:
"Minare, eğri dünyanın en doğru yapıtıdır. Allah'ın birliğini ifade eden direktir bizim için, arşa kadar gider. Bizim kültürümüzde minarenin çok büyük bir önemi var. Günde 5 vakit, insanların kalbine, evlerine, iş yerlerine, arşı alaya 'Allahu Ekber' diye Allah'ın adı bütün kainata ilan edilir. Müslümanların bulunmuş olduğu bölgelerde ezanın hakimiyeti vardır minarelerin vesilesiyle."
Pandemi sürecinde camilerde namaz kılınamasa da minarelerden ezan seslerinin hiç kesilmediğini dile getiren Kara, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizim hayatımızın her safhasında mescidin, caminin mutlaka bir fonksiyonu, bir icrası vardır. Pakistanlı şair Muhammed İkbal, 'Ya Rab, hayatımın sonunda minare gölgesinde bir kabir istiyorum senden.' demiş. Allah bizi bu minarelerin dibinde yaşatsın inşallah. Osmanlılar minare noktasında dünyanın en zarif mimarisini yapmışlar, muhteşem minareler. Tepesinde bir alem var, hilaldir o bizim özgürlüğümüzün bir göstergesidir, arşa yükseliyor. Minaredeki hilal durduğu müddetçe burada bu millet esir edilemez elhamdülillah, ezanlar devam ettiği müddetçe bize bir esaret vurulamaz."