Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yıl önce yola çıkarken, "Biz ülkemizi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz" dediklerini, bunlardan birincisinin eğitim, ikincisinin sağlık, üçüncüsünün adalet, dördüncüsünün de emniyet olduğunu hatırlattı.
"Bu dört önemli temel taşı yerine koyduk ama bunun üzerine daha ilave ettik." diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Neydi bu? Ulaşım. Neydi bu? Tarım. Neydi bu? Enerji. Neydi bu? Dış politika. Bütün bunlarla beraber Türkiye artık yerinde duramayan ve her geçen gün daha da güçlenen ve böylece ileri yürüyen bir ülke. Ekonomi alanındaki mücadelemizi, istihdam ve iş gücü piyasamızı ayakta tutma ile vatandaşlarımızın gelir kaybına uğramalarının önüne geçme üzerine kurduk bunu. Bu amaçla son 3 ayda 5,5 milyon ailemize 1000 lira karşılıksız nakdi yardımda bulunduk. Esnafımızın ve işletmelerimizin maliyetlerini, gerek Sosyal Güvenlik Kurumu gerek ödemeleri ertelemeleriyle ciddi oranda azalttık. Kamu bankalarımız aracılığıyla çok kolay şartlarda düşük maliyetli finansman desteklerini devreye alarak nakit ihtiyacını karşıladık. Çalışanlarımızı korumak için hem işten çıkarmayı yasakladık hem de kısa çalışma ödeneğiyle işletmelerin maaş yükünü hafiflettik. Mart ayından bu yana 3 milyondan fazla kişi kısa çalışma uygulamasından yararlandı. Bu kapsamda yaklaşık 5 milyar lira ödeme yaptık. Ücretsiz izne ayrılanlarla, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan çalışanlara ise aylık 1177 lira nakdi ücret desteği vermeye başladık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nakdi ücret desteğinden yararlanan çalışan sayısının da 1 milyonu bulduğunu belirterek, "Geliri 5 bin liranın altında olan 6,7 milyon vatandaşımıza 40 milyar lira finansman desteği verdik." dedi.
Başkan Erdoğan: Türkiye normalleşme dönemine ekonomik açıdan sağlam girdi! | Video
Halkbank aracılığıyla 1 milyon 300 bin esnafa 27 milyar lira finansman sağladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ayrıca, yüzde 97'sini KOBİ'lerin oluşturduğu 197 bin işletmeye 154 milyar lirayı aşkın finansman tahsisi yaptık. Esnafımızın, sanatkarımızın, sanayicimizin, üreticimizin, çalışanlarımızın yanında yer almaya devam edeceğiz. Ağustos 2018'de başlayan kur ataklarının ve spekülatif saldırıların etkilerini gidermek için verdiğimiz mücadeleyi, salgın döneminde de başarıyla sürdürdük. Piyasalardaki belirsizliklerin yerini güvene bıraktığı, enflasyon ve faizlerin düşüşe geçtiği, makro ekonomik göstergelerde önemli başarıların elde edildiği dengelenme sürecinin kazanımlarına sahip çıktık. Bu sayede Ekonomik İstikrar Kalkanı gibi gerçekten çok kapsamlı bir tedbir paketini hızlı bir şekilde devreye alabildik. Dışarıdan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan, uluslararası hiçbir kurumun desteğini talep etmeden şirketlerimize, esnafımıza ve vatandaşlarımıza destek olduk. Her talebe anında dönüş yaparak ihtiyaç duyulan destek mekanizmalarını devreye aldık. Mesela konutta tarihin en düşük maliyetleri ve en kolay ödeme imkanlarını içeren bir finansman desteğini geçtiğimiz günlerde milletimizin istifadesine sunduk. Aynı şekilde otomotiv ve turizmde de piyasalara destek olacak finansman imkanları sağladık. Gerek Ekonomik İstikrar Kalkanı gerekse normalleşme dönemi destekleriyle devreye aldığımız adımlar Türkiye'nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam durumda olduğunu gösterdi. Şimdi önümüzde bu kazanımları özellikle istihdamda gerçekleştireceğimiz sıçramayla taçlandırmak var."
Türkiye'nin buradaki amacının Ocak 2019 ile Nisan 2020 arasında işsiz kalan vatandaşların yeniden istihdama katılmalarını sağlamak olduğunu ifade eden Erdoğan, kayıpların telafisinin ötesinde kur saldırısı ve salgın öncesinden daha iyi bir istihdam seviyesine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.
Erdoğan, "Ekonomik faaliyetlerin azalması nedeniyle çalışanlarını kısa çalışmaya geçiren veya ücretsiz izine ayıran işverenlerimize normalleşme desteği vereceğiz." diye konuştu.
Çalışma hayatında normalleşmeyi teşvik edecek bir mekanizma kuracaklarını anlatan Erdoğan, Kovid-19 salgınının özellikle istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirip, salgın öncesinden daha iyi istihdam rakamlarına ulaşmak için gayret edeceklerini vurguladı.
GENÇLERE İSTİHDAM DESTEĞİ
Bu kapsamda ilave istihdam için de teşvik sağlayacaklarına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürecin en önemli göstergelerinden olan kısmi ya da esnek çalışma alanında iş gücü piyasamızı daha da verimli hale getirecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Özellikle genç istihdamı için 25 yaş altındaki gençlerin istihdamını destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını temin edeceğiz. 25 yaş altı gençlerin ve 50 yaş üzerinde olanların kolay şekilde istihdam edilmelerini sağlayacağız. Bunun yanında çalışanlara tamamlayıcı emeklilik sigortası sunacak bir çalışma başlatıyoruz. Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları korunacak. Tamamlayıcı emeklilik sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınabilmesini de sağlayacağız. Çalışanlarımız emeklilikte daha da rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak. Bu kapsamda oluşacak fon ile Türkiye'nin İstihdam Kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz."
Erdoğan, esnafa, küçük işletmelere, yatırımcılara üretim ve istihdam için uygun maliyetli ve uzun vadeli kaynak sağlayacakları bir sistem kuracaklarını ifade etti.
"Türkiye'nin İstihdam Kalkanı'nı hızlıca devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini de 2022'de yürürlüğe sokacağız." ifadesini kullanan Erdoğan, bütün bunlar devam ederken terörle mücadelenin de devam ettiğine dikkati çekti.
ENFLASYON HEDEFİ
Erdoğan, nisandaki kayıplara rağmen mayıs ayı öncü göstergelerin ekonominin hızlı bir toparlanma içinde olduğuna işaret ettiğini bildirdi.
Bu tabloda, salgın döneminde firmaların kısmen de olsa üretim ve ihracatlarına devam etmelerinin büyük payının olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bakın Amerika'nın şu anda 45 milyona yakın işsizi var. Türkiye bütün bu şartlara rağmen dimdik ayakta duruyor. Şu anda gerek işsize, gerekse vatandaşlarına her türlü imkanı da sağlamanın gayreti içerisinde. Yurt içi talepteki, ihracattaki ve beklentilerdeki iyileşmeye paralel olarak toparlanma yerini hızlı bir büyümeye inşallah bırakacaktır. Enflasyonun hedeflediğimiz seviyelere inmesini sağlayarak bu olumlu süreci desteklemekte kararlıyız. Mal ve hizmet pazarlarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal reformlar yanında gıda fiyatlarındaki şişkinliği giderecek tedbirleri de alacağız. Ayrıca mal ve hizmet fiyatlarındaki kur geçişkenliğine karşı gereken mekanizmaları oluşturacağız. Amacımız 2020'de yüzde 8,5 olarak belirlenen enflasyon kademe kademe düşürerek 2021'de yüzde 6'ya ve 2022'de inşallah yüzde 5'in altına indirmektir. Borsa İstanbul endeksinin tekrar 110 bin seviyelerine çıkması bize diğer ülkelerden pozitif yönde ayrıştıran bir başka faktördür. Birileri zil takıp oynuyordu. Bak, Borsa İstanbul ne hale geldi. Hadi şimdi bunu da söyle. Büyümeyi de söyle. Niye bunları söylemiyorsun. Daha çok güzel şeyler göreceksiniz ve bunları da öğreneceksiniz."
"Türkiye, döviz kuru gelişmeleri bakımından diğer ülkelere kıyasla şu anda iyi bir durumdadır." diyen Erdoğan, devlet tahvili faizlerinin 2 yıllıklarda yüzde 8,6, 5 yıllıklarda 10,1 seviyelerinde gerçekleşmesinin aşağı yönlü eğiliminin işareti olduğunu belirtti.
Bu göstergelerin Türkiye'nin normalleşme dönemine ekonomik açıdan sağlam girdiğinin işareti olduğunu ifade eden Erdoğan, bu güzel tabloyu devam ettirerek Türkiye'yi her alanda olduğu gibi ekonomide de 2023 hedeflerine adım adım yaklaştıracaklarının altını çizdi.
Türkiye'nin salgınla mücadelenin yanı sıra dış politikada da pek çok başarıya imza attığını vurgulayan Erdoğan, "Gelişmiş ülkelerin bile aralarında maske savaşına tutuştuğu bir dönemde biz tüm dünya ile emsalsiz bir dayanışma sergiledik. Filistin'den Somali'ye, Tunus'tan Brezilya'ya, İtalya'dan Amerika, İngiltere, İspanya, Ukrayna'ya kadar, her kıtadan, her inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Ayırım yok. 128 ülkeden 80 bin vatandaşımızı salgın döneminde Türkiye'ye getirerek ailelerine kavuşturduk. Ülkemiz milyarlarca insanın can derdine düştüğü süreçten hamdolsun güçlenerek, itibarına itibar katarak çıkmıştır." diye konuştu.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği avantajları çok iyi kullanarak içeride verilen başarılı mücadeleyi dış politika sahasına da yansıttıklarını belirtti.