Türkiye, 27 Kasım 2019 tarihinde Libya ile "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakatı Muhtırası" ve "Askeri İşbirliği Mutabakatı Muhtırası" başlıklı iki anlaşmaya imza attı. Türkiye'nin bu hamlesi Doğu Akdeniz enerji kaynakları konusunda bir oldu bittiye imza atmaya çalışan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Mısır, Fransa, Yunanistan ve Rusya'nın bölgedeki oyununu bozdu.
Bir darbe girişimi ile Libya yönetimini ele geçirmeye çalışan Hafter birliklerinin Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti birlikleri karşısında sürekli mevzi kaybetmesi bölgedeki dengeleri değiştirdi.
Geçtiğimiz Perşembe günü Türkiye'yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kritik bir görüşme gerçekleştiren Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) Başbakanı Fayez El Sarrac, ülkeden ayrılırken çok olumlu sinyaller verdi.
Peki Libya-Türkiye ilişkilerini ve UMH'yi nasıl bir gelecek bekliyor? 2011 yılında Kaddafi'nin devrilmesinden bu yana Libya üzerinde çalışan SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli ile UMH'nin adım adım zafere yürüyüşünü konuştuk.
Libya Ordusu ilerlemeye devam ediyor | Video
LİBYA VE TÜRKİYE AKDENİZ'İ YÖNETİYORDU
-Ana muhalefetin itirazlarına rağmen uluslararası kamuoyu Türkiye'nin Libya ve Doğu Akdeniz enerji kaynakları konusunda bütün oyunları bozdu. Libya'da istikrarın sağlanması Türkiye için neden önemli?
2019 yılı sonunda Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıralarının ardından, Türkiye'de de bu soru çok soruldu. Türkiye'nin Libya'da ne işi var? Arap Dünyası ve Libya'da Türkiye karşıtı eksenin önde gelen aktörleri BAE ve Suudi Arabistan destekli medyanın da en çok işlediği sorulardan biri olmuştur. Bu soruya Libyalı bir gazetecinin sosyal medyasından verdiği cevap herhalde durumu en iyi anlatan ve en güçlü izah eden yorum olmuştur. Libyalı gazeteci BAE'ye hitaben "Sizin dedelerinin deve güderken, Libyalılar ve Türkler Akdeniz'i yönetiyordu" demişti. Bu münasebetle Akdeniz'de Türkler ve diğer aktörler arasındaki güç mücadelesinde Libya beş yüzyıl Türklerin güç aldığı önemli bir coğrafya olmuştur.
TÜRKİYE'NİN MÜTTEFİKİ LİBYA DEVLETİ
-Türkiye'nin Libya'daki müttefiki kim?
Türkiye'nin Libya'daki müttefiki Libya devleti ve Libya halkıdır. Libya halkı ve Libya devletinin meşru temsilcisi olan Başkanlık Konseyi ve Ulusal Mutabakat Hükümeti, 2015 yılı boyunca devam eden müzakereler neticesinde Libyalı bütün tarafların onayı, başta BMGK olmak üzere bütün uluslararası aktörlerin tanımasıyla teşekkül etmiştir. 2016 yılı Mart ayından bu yana Trablus'ta görev başındadır. UMH göreve geldiği günden bu yana siyasal çözümün bütün Libyalıları kapsayacak şekilde uygulanması gayreti içinde olmuş, fakat Haftar ve destekçileri siyasi çözümün önünü kesmiştir.
HAFTAR BAE'NİN KONTROLÜNDE
-Peki darbeci Haftar'ın amacı ne?
Haftar 1987'de Libya-Çad savaşında Çad Ordusu'na esir düşmüş, 1990'da CIA'nın tavassutuyla kurtarılarak 2011 yılına kadar ABD'de ikamet etmiştir. 2011 Şubat Devrimi sırasında Libya'ya dönmüş, ordu ve siyasette kendisine yer edinemeyince, 2013 yılı sonundan itibaren BAE'nin yönlendirmesi ve desteğiyle Libya'da askeri bir yönetim kurmak için darbe hazırlıklarına başlamıştır. BAE'nin bölgede Arap devrimlerini tersine çevirme projesinin Libya'ya yansıması olan Haftar, BAE liderliğinde teşekkül eden bloğun desteğini de arkasına almıştır. Bu çerçevede, sırayla Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve Rusya'da Haftar'a destek vermeye başlamıştır. Libya'da askeri bir yönetim oluşturarak bu ülkelerin çıkarlarını önceleme hedefine hizmet eden Haftar, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Libya'daki çıkarlarını tehdit etmektedir.
BAE'NİN ARKASINDA İSRAİL LOBİSİ
-Her taşın altından Birleşik Arap Emirlikleri çıkıyor. BAE'nin Libya'da ne işi var?
BAE, 2011 yılında gerçekleşen Arap devrimlerinin, bölgedeki değişen koşullarının kendileri açısından olumsuz sonuçlarını yönetmek için kriz yaratma stratejisini benimseyen İsrail'in yönlendirmesi, ABD'deki İsrail lobisinin de desteğiyle, Arap devrimlerinin toplumsal taleplere karşılık veren bir siyasal düzene dönüşmesini engellemek için siyasi, askeri ve mali imkanlarını seferber etmiştir. Bölgede, bölge halkları ve ülkelerinin çıkarlarını temsil eden bir siyasal düzenin kurulmaması için çalışmaktadır. Libya'nın bağımsız ve güçlü bir aktör olarak Türkiye ile geliştireceği ilişkilerden çekindiği için Haftar üzerinden mümkünse askeri yönetim değilse kaos senaryosunu benimsemiştir.
HAFTAR'IN STRATEJİSİ MISIR'DA ÇÖKTÜ
-Haftar geçtiğimiz günlerde Mısır'da kendisi gibi darbeci olan Sisi ile biraraya geldi. Mısır'ın amacı nedir?
Mısır'da 2013 yılı sonunda yönetimi ele alan asker ve Sisi yönetimi, BAE'nin de teşvik ve yönlendirmesiyle, Müslüman Kardeşlerle mücadele saikiyle, Hafter'e ciddi lojistik destek vermiştir. Bir yönüyle kendi sınır güvenliğini temin, bir yönüyle kendi stratejik derinliğini sağmak için, bir yönüyle de bölgesel oyun kurucu motivasyonuyla bir tarafıyla içinde bulunduğu eksenin çıkarları için Libya'da Haftar'ı güçlü şekilde desteklemektedir. Cumartesi günü Haftar ve Salih'i sağına ve soluna alarak ateşkes ve çözüm inisiyatifi açıklamasında bulunarak, Haftar üzerinden askeri yönetim kurma stratejisinin çöktüğünü tescillemiş, Türkiye ve müttefiklerinin çizdiği alanı kabul edeceğini itiraf etmiştir. Fakat Salih ve Haftar basın toplantısında Türkiye karşıtı kullandığı saygısız uslupla Sisi'nin bu hamlesini de boşa çıkartarak Mısır'ın alanını daraltmıştır.
FRANSA SİLAHLARI HAFTER BİRLİKLERİNDE
-Sadece Körfez ülkeleri değil Avrupa'nın da gözü Libya'da. Fransa'nın bölge ile bu kadar yakından ilgilenmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Fransa, İsrail ve BAE lobisinin teşvikiyle, Kuzey Afrika'da belirleyici aktör olma motivasyonuyla hareket ediyor. Haftar üzerinden askeri bir yönetim kurup kendi çıkarlarını garanti alma gayretiyle en başından itibaren "terörle mücadele" kisvesi altında Haftar'ı desteklemiştir. Gıryan'da ele geçirilen Haftar cephaneliğinde Fransa'ya ait çok sayıda silah ve mühimmat çıkmış, bu durum Haftar-Fransa arasındaki askeri ilişkiyi net şekilde ortaya koymuştur. Fransa ayrıca uluslararası platformlarda Haftar'ı siyasi bir aktöre dönüştürmek için ciddi bir diplomatik caba içerisinde olmuştur.
RUSYA, LİBYA'DAKİ GÜCÜNÜ YİTİRDİ
-Rusya'nın nasıl bir çıkarı var Libya'da?
Rusya'ya Libya'nın kapılarını BAE ve Fransa açmıştır. Fransa, Avrupalıları Rus varlığının tehlikesine ilişkin ikna ederken, BAE Libya'daki Rus varlığını finanse etmiştir. Rusya bu vesileyle hem Avrupalılarla kriz yaşamanın faturasını hem de askeri varlığının maliyetini ödemeden Libya'da aktör olma imkanı elde etmiştir. Fakat, UMH'nin son elde ettiği başarılar Rusya'nın batı bölgesindeki askeri varlığını sonlandırdığı gibi, doğu bölgesindeki varlığı artık tehdit altındadır. Özellikle AFRICOM'un Rus varlığından duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirmesi, Haftar ve destekçilerine de mesaj niteliği taşımıştır. Haftar destekçisi dış aktörler arasında Rusya ile birliktelik sorgulanmaya başlamıştır.
TÜRKİYE DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ
-Körfez ülkeleri, Fransa ve Rusya'nın bu kadar desteğine rağmen Türkiye Libya'daki dengeleri nasıl değiştirdi?
Türkiye, UMH ile iş birlği anlaşmaları yaparak, uluslararası kurumların ve aktörlerin "meşru aktör" diye nitelediği, fakat bir çete liderinin saldırıları karşısında desteklemediği UMH'yi Libya'da kontrolü sağlamasına imkan sunmuştur. Bir diğer ifadeyle uluslararası kararların Libya'da uygulanmasını mümkün kılmıştır. Çünkü Haftar bütün siyasi çözüm girişimlerini akamete uğratarak, askeri saldırılarını sürdürmüş, UMH'ye askeri tedbirler almak dışında bir seçenek bırakmamıştır. Bu bağlamda 2019 yılı sonunda iki ülke arasında imzalanan güvenlik ve iş birliği anlaşmaları UMH'nin askeri kapasitesini artırmış, hava üstünlüğü ve operasyonel üstünlüğü ele geçirmiştir. Mart ayı sonunda başlatılan operasyonlarla Haftar milisleri batı bölgesinin tamamından temizlenmiştir.
-Kahire Deklarasyonu uygulanabilir mi?
UMH'nin askeri başarıları karşısında Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Haftar ve Salih'i yanına alarak yaptığı ateşkes çağrısı ve sunduğu çözüm önerisinin ayakları yere basmamaktadır. Zira Haftar'ın petrol kuyularını elinde tuttuğu, Cufra'da silah ve mühimmat yığınağı yaptığı bir denklemde Libya'nın mali güvenliği ve istikarı tehdit altında olmaya devam edecektir. Ayrıca Başkanlık Konseyi ve hükümette yapılacak değişiklikler için gerçekleştirilecek müzakerelerde Haftar'a yer olmadığı Erdoğan ve Serrac tarafından kesin bir dille ifade edilmiştir. Bu nedenle Kahire deklarasyonunun ayakları yere basmamaktadır.
TÜRKİYE LİBYA'NIN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ
-Libya'yı ne bekliyor?
Türkiye Libya'nın kaderini değiştiren ülke oldu. Libya'da adım adım zafere gidiliyor ve zafere çok yaklaştık. Türkiye ve Libya arasında imzalanan iş birliği anlaşmaları sonrası yaşanan askeri gelişmeler UMH'nin askeri ilerlemelerini sürdüreceği, Haftar bloğunun dağılma sürecine girdiğini net şekilde ortaya koymuştur. UMH ilerleyişini sürdürdükçe siyasi çözüm önerile makul zemine kayacaktır, Haftar'ın olmadığı, sivil ve demokratik bir zeminde siyasi çözüm müzakereleri başlayacak ve bütün Libyalıların katılımıyla Libya krizinin kapsayıcı bir çözümü aranacaktır.
Libya Ordusu, Türkiye'nin desteği ile darbeci Hafter'i bozguna uğrattı! Libya'da tüm hesaplar değişti Hafter'e bir darbe de Rusya'dan: Siyasi ve askeri arenadan silinecek