Gıyasettin Sezen kendi adına kayıtlı olan ve aile konutu olarak kullanılan evi arkadaşının şirketinin çekmiş olduğu krediye teminat olmak üzere bankaya ipotek verdi. Borcun ödenmemesi üzerine banka, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle aile konutu olarak kullanılan bu evi icra yolu ile satışa çıkardı ve ihalede kendisi alacağa karşılığı olarak aldı. Akabinde ise ihale kesinleşti.
EŞİ DAVA AÇTI
Eşi Bedriye Sezen ise Medeni Kanun 194 maddesine göre buranın bir aile konutu olduğunu yani, eşi ve çocukları ile birlikte bu ailede yaşadıklarını, eşinin kendisinin açık rızasını almadan birlikte yaşadıkları konutla ilgili bankaya ipotek veremeyeceğini, çekilen bir krediyle ilgili olarak teminat gösterilemeyeceğini, bu konuda mutlaka kendisinin açık rızasının alınması gerektiğinden bahisle tapunun iptali ve iptal edilen tapunun gerisin geriye eşi adına tescil edilmesi için dava açtı. Küçükçekmece 5 Aile Mahkemesi ( ilk derece mahkemesi) 03 Mayıs 2016 tarihinde vermiş olduğu kararda Medeni Kanunun 194. Maddesinin cebri icra satışlarında da uygulanacağını, aile konutu üzerinde yapılacak her türlü tasarruflarda eşin rızasının alınması gerektiğinden bahisle davayı kabul ederek tapu iptali ve tescil kararı verdi..
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise 1 Temmuz 2017 tarihli kararı ile, Medeni Kanun 194. Maddesinin cebri satışlarda uygulanamayacağını, iradi satışlarda uygulanabileceğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararını bozdu.
İLK DERECE MAHKEME DİRENDİ
Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi 03 Mayıs 2018 tarihinde direnme kararı vererek; ister iradi satış olsun, ister cebri satış olsun eşin kendi adına dahi olsa aile konutunda ipotek tesis ettirirken mutlaka diğer eşin rızasını almasını gerektiğini, kaldı ki bankanın da ihaleye girerek bizatihi taşınmazı icradan alacağa mahsuben kendisinin aldığı, dolaysısıyla iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu yerin aile konutu olduğunu bildiğinden bahisle kararında direndi.
GENEL KURUL'DAN EMSAL KARAR
Direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bugün tebliğ edilen kararla ilk derece mahkemesinin direnme kararını haklı buldu ve karar bu şekliyle kesinleşti. Böylece emsal bir karar oluştu.. Bu kararla birlikte artık eşin haberi olmadan oturdukları müşterek evi kimse satamayacak, bankaya ipotek olarak veremeyecek, bırakın iradi satışı verilen ipotek nedeniyle icra yoluyla dahi aile konutu eşin rızası dışında satılamayacak. Medeni Kanun'un 194. Maddesine göre aile konutunun üzerinde bir iradi satım veya bir ipotek tesisi varsa mutlaka eşin açık rızası aranacak aksi halde hem icra satışları hem iradi satışlar iptal edilebilecektir.
ARTIK EŞİN RIZASI ARANACAK
Dava sürecini başından sonuna takip eden ve davayı kazanan Av. Dr. Rezan Epözdemir konuyla ilgili SABAH'a şunları söyledi: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararı emsal mahiyette bir karar oldu. Artık eşler, diğer eşin rızası olmadan aile konutunu satamayacak, bankaya ipotek olarak veremeyecektir. Borcun ödenmemesi sebebiyle banka icra yolu ile satış yaparsa satış ve tapu tescili iptal edilecektir. Yani eşin açık rızası olmadan aile konutu üzerinde ipotek tesis edilmeyecek, iradi veya icrai satış yapılmayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararı bu yönüyle son derece önemli ve emsal mahiyettedir.