Beşinci Harem-i Şerif olarak bilinen tarihi Ulu Camiyi ziyarete gelen turistlerle yakın temas kuran ve son olarak mahkeme kararıyla ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde tedavi altına alınan Ramazan Pişkin'in babası İsmail Pişkin'in de 4 yıl önce Valiliğe başvuru yaparak oğlunun tedavi edilmesini istediği ortaya çıktı. Baba İsmail 26 Aralık 2016 tarihinde Valiliğe verdiği dilekçesinde, "Oğlum Ramazan küçüklüğünden beri akıl hastasıdır. Son zamanlarda durumu iyice kötüleşti. Sokakta gördüğü her insanın yanına giderek kendince dini nasihatlerde bulunup onları rahatsız etmektedir. Şimdi de Ulu Camii içerisinde bekleyip namaza gelen cemaate ve turistik amaçlı ziyarete gelenleri rahatsız etmektedir. Kendince uygun giyinmeyen bayanlara sözlü ve fiili sataşıp korkutmaktadır. Nitekim cami imamı ve görevlileri beni defalarca arayıp durumu izah ettiler. Oğlumun durumu gittikçe kötüleşiyor. Böyle giderse kendine veya çevredeki insanlara zarar vereceğini düşünüyorum. Ben çok yaşlı ve maddi imkanı olmayan bir vatandaşım. Oğlumun gerekli tedavisini yapabilmek için hiçbir imkânım yok. Tedavisinin devlet tarafından yapılarak topluma zararsız bir insan olmasını istiyorum" dedi.
13 GÜN SONRA TURİST KADINA TACİZDEN GÖZATINA ALINDI
Bu dilekçeden 13 gün sonra babanın uyarısı haklı çıktı ve Ramazan Pişkin 8 Ocak 2017 günü Camiyi ziyarete gelen H.K adlı turist bir kadına, etek boyu kısa olduğu için, "Burada böyle dolaşamazsınız. Git uzun bir etek giyin. Bak içiniz görünüyor. Bende tahrik oluyorum" dedi. Ardından cami avlusundaki vatandaşlara dönerek, "Siz tahrik olmuyor musunuz. Bakın ben oluyorum" diye bağırdı. Kadının şikâyeti üzerine gözaltına alınan Pişkin hakkında, "Cinsel taciz" suçundan 13. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Hâkim karşısına çıkan Pişkin, "Ulu Camide insanları bilgilendirmek için Yüce Allah tarafından görevlendirildim. Kadınlara vücutlarını örtmelerini söyledim. Eteği mini ve inceydi" dedi. Mağdur kadın ise sanığın onlarca kişinin içinde bağırarak kendisini hem taciz, hem de ifşa ettiğini belirterek şikâyetçi oldu.
MAHKEME ŞİZOFRENİ RAPORU VAR TEDAVİ EDİLMELİ DEDİ
Mahkeme ifadesi alınan sanığı, hal ve davranışlarındaki gözlemin anormal olması nedeniyle Dicle Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanlığına sevk etti. Alınan rapora göre kronik Şizofreni tanısı konuldu. Mahkeme bu rapor üzerine sanığın cezai sorumluluğu bulunmadığından hakkında TCK'nın 32. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verip, hakkında güvenlik tedbirleri uygulanarak raporlu olmasından dolayı çevreye zarar verebileceği değerlendirilerek tam teşekküllü bir hastanede tedavi edilmesini kararlaştırdı. İstinaf Mahkemesi de kararı onayınca Ramazan Pişkin polislerce evinden alınarak tedavi edilmek için Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı.
BAŞSAVCILIK: TOPLUM AÇISINDAN TEHLİKELİ TEDAVİ EDİLMELİ
Diyarbakır Başsavcılığı da konuyla ilgili yazılı açıklama yaparak, "Bazı sosyal medya hesaplarında bu kişinin zorla hastaneye yatırıldığına dair algı ve spekülasyonlar gerçeği yansıtmamaktadır. Sanığın babası Valilik ve İl Sağlık Müdürlüğüne başvuru yaparak oğlunun tedavi edilmesini istemiş ve nitekim bu başvurudan 2 hafta sonra sanık hakkında H.K adlı kadını taciz etmekten dava açılmıştır. Yargılama sırasında sanığa alınan doktor raporunda şizofreni tanısı konulduğu için mahkeme de güvenlik tedbirleri uygulanarak tedavi edilmesine karar vermiştir. Sanığın bu haliyle toplum açısından dışarıda dolaşması tehlike arz etmektedir. Bu tehlikenin de ortadan kaldırılması için tedavi edilmesi kararı alınmıştır" dedi.
Ramazan Pişkin'in 2012 yılında da İşkur üzerinden bir okulda hizmetli olarak görevlendirildiği, ancak burada da kadın bir öğretmeni sözlü olarak uzun süre taciz ettiği bildirildi. Kadının şikâyeti üzerine işine son verilen Pişkin'in işten çıkarılmasından kadın öğretmeni sorumlu tuttuğu için okul önünde nöbet tutarak kadın öğretmeni tehdit ettiği öğrenildi.