Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinin sıcak noktalarından İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi ile SBÜ Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık çalışanları fedakarca hizmet vermeye devam ediyor. İstanbul'un en aktif hizmet veren sağlık merkezlerinden biri olan Kartal. Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, 3 bin 700 personeliyle bu mücadelenin en ön saflarında yer alan üslerden biri. 1.100 yatakla sağlık sistemine önemli katkılar sunan hastanede, şu ana kadar yaklaşık 3 bin Kovid-19'lu hasta yatırılarak tedavi edildi. Pandemi süreci kapsamında 2 bin 185 Kovid-19 pozitif hastanın yatırılarak tedavi edildiği SBÜ Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi de 805 yatağı, yaklaşık 3 bin personeli ile sisteme katkı sunan önemli hastanelerden biri olarak öne çıkıyor. Kovid-19 polikliniklerindeki hastalardan klinik muayenelerine, anemnezlerine, aileleri ya da çevrelerinde pozitif vaka bulunmasına göre ilgili tahliller isteniyor. Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği algoritma çerçevesinde hastanın şikayetlerinin viral zatürre tablosuna uyması halinde bilgisayarlı tomografi çekilirken, uygulanan tedavi tomografi sonucuna göre planlanıyor. Hastaların diğer tahlil sonuçları ve klinik durumları da baz alınarak, tedavi süreçlerinin evde ya da hastanede devam etmesine karar veriliyor. İki kritik hastanenin başhekimleri pandemiyle mücadelede Türkiye'nin başarısının sırrını anlattı.
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Recep Demirhan: Bilim Kurulu'nun kurulması, sahadan alınan geri dönüşümlerle tedavi planlarının güncellenmesi, sahada görülen aksaklıkların anında ortadan kaldırılması için gösterilen çabalar, online olarak tüm sistemin izlenmesinin başarının temellerini oluşturuyor. Tedavi algoritmalarının sürekli yenilenmesiyle çok sistematik, disiplinli bir tedavi sistemi yürüttüğümüzü tüm dünyaya göstermiş olduk. Bunun da ispatı Türkiye'deki ölüm oranlarının düşük olmasıdır. Sayın Bakanımız ülkede pandemi krizi başlamadan ilaçlarımızı depolarımızda stokladı. Hiç kimse 'Bizim hastanemizde ilaç yoktur' demedi. Bakanlığımız direkt olarak ilaçlarımızı hastanelerimize gönderdi. Yaşamış olduğumuz yan etkiler, komplikasyonlar anında Bakanlığa bildirilerek geri dönüşümleri hızlı bir şekilde aldık. Türkiye'deki sağlık altyapısının mükemmel dizayn edildi. Sağlıkta dönüşümle hakikaten aile hekimliğinden Sağlık Bakanlığı'na kadar zincirin her yeri görevini çok iyi bilen, çok iyi yapan insanlarla donatılmış durumda.
SBÜ Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Necdet Sağlam: Saha ve hastanedeki başarının altında aslında organizasyonun iyi yapılmış olması yatıyor. Sağlık Bakanlığı oluşturduğu algoritmaya karşılık sahadan gelen bilgileri de kullandı ve güncellemeyi bu bilgiler doğrultusunda yaptı. Sağlık sisteminin yapılandırılmış olmasıyla sürece acillerimiz, servislerimiz ve sağlık personelimiz oldukça hazırlıklıydı. Hastaların maksimuma ulaştığı tarih 7 Nisan'dı. 7 Nisan'dan beri bir iniş trendindeyiz ama bu yükseldiği gibi hızlı değil, yavaş bir iniş trendi. Yoğun bakımlarımız, servislerimiz bu sürece hazırdı. Hiçbir hasta hastaneden geri dönmedi. Çünkü yatak vardı. Görüntüleme ünitemiz yeterliydi. İlaçlarımız hiçbir zaman eksik olmadı. Kişisel koruyucu ekipmanlar Sağlık Bakanlığı tarafından zamanında ve yeterli şekilde karşılandı. Sağlık çalışanları hastaları sahiplendi.
'KAYBETTİĞİMİZ HASTALAR İÇİN HEP BERABER AĞLADIK'
SBÜ Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Anestezi ve Reanimasyon Kliniği İdari Sorumlusu Uzm. Dr. Ayşe Duygu Kavas: Yoğun bakımlarımızı hazırlarken, yoğun bakım yatağına dönüştürebileceğimiz yataklarımızı hastane içinde organize ettik. Daha büyük bir olay olduğunda 'ne yapabiliriz?'i konuştuk. Bu planlamalar esnasında ekip ruhu daha da büyüdü. Umutlandığımız hastalarımızı kaybettiğimizde moral bozukluklarımız oldu, canımızın sıkıldığı, burada hep beraber ağladığımız günler oldu. Ama bu süreçte elimizden geleni en iyi şekilde yaptık. Bunu söyleyebilmek çok güzel bir şey" dedi.