Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Hacı Bayram Camii'nde, temsili Cuma namazını kıldırdı. Prof. Dr. Erbaş, Cuma hutbesinde tüm insanlığa, "Ey insanlar! Canımıza, aklımıza, inancımıza, malımıza ve neslimize zarar veren şeylerden uzak duralım" çağrısında bulundu.
"İSLAM ZİNAYI EN BÜYÜK HARAMLARDAN KABUL EDİYOR, LûTîLİĞİ, EŞ CİNSELLİĞİ LANETLİYOR"
Prof. Dr. Ali Erbaş hutbesinde; "Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, eş cinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu Hiv virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim" ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Ankara ve İzmir Barolarının tepkisine din adamları sessiz kalmadı.
Erzincan'da gazetecilerin konuya ilişkin sorularına açıklamada bulunan İl Müftüsü Mehmet Emin Çetin, din adamlarının Kur'an-ı Kerimde Allâh-u Teâlânın haram kıldığı konularda insanları bilgilendirmek zorunda olduklarını kaydetti.
Müftü Çetin, konuya ilişkin şöyle konuştu:
"Bu korona virüsü nedeniyle malum ülkemizde Cuma namazını, teravileri kılamıyoruz camilerimizde. Bu hafta Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazında hutbede Diyanet İşleri Başkanımız okudu. Başkanımız hutbede ramazanın yanı sıra ahlaki değerlere de değindi. Diyanet İşleri Başkanımız öteden beri insanları sıkıntıya koyan her türlü davranışla alakalı açıklamalar yapmaktadır. Bu da onun görevleri arasındadır. Anayasamız Diyanet İşleri Başkanlığına insanlarımızı dini konularda aydınlatma, İslam'ın sahi ve doğru şekilde öğretme görevini vermiştir. Bu konularda açıklama yapmak elbette ki Diyanet İşleri Başkanımızın ve il müftülerimizin, imamlarımızın, vaizlerimizin görevidir. Kur'an-ı Kerimde Allâh-u Teâlâ bir şeyi haram kılmışsa onu açıklamak zorundayız. Bir şey yasaklamışsa onu insanlarla paylaşmak durumundayız. Cenabı Allah bir şeyi insanlardan uzaklaştırıyorsa onu insanlara hatırlatmak mecburiyetindeyiz. Allah'ın sevdiği ve hoşnut olduğu şeyleri de insanlarımıza anlatmak durumundayız. Diyanet İşleri Başkanımız bu görevi yapmıştır. Cenab-ı Rabbü'l-alemin zinaya yaklaşmayın der. Zinaya yaklaşmayacaksınız zira siz ve zina ettiğiniz şahız zarar görmez bundan bunun sosyal etkileri olur dolayısıyla İslam bu konuda tavrını belirtmiş açıklamıştır bu yeni değildir. Aynı durum eş cinsellik içinde geçerlidir. Bugün batı medyasının körüklemesiyle batıdaki birtakım hümanist anlayışların körüklemesiyle birtakım haramlar sanki basit gibi algılanmaya başlandı. İslam bunu yasaklamıştır. Lut Aleyhisselamın kavminin başına gelen felaketin üzerine basa basa Kur-an'ı Kerim anlatmıştır. Kurandaki bu hakikati bizim insanlara anlatma görevimiz vardır.
Efendim bu yasak değil mer'i hukuki anlamda. Mer'i hukuki anlamda yasak değil gibi birtakım saçma sapan görüşlerle karşılaşıyoruz. Mer'i hukukta içki içmekte yasak değil. Ama kuran bunu yasaklamış. Yani mer'i hukukta bir şeyin meşru olması İslam'da meşru olacağı anlamına gelmez. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Mer'i hukukta bunun cezası olmaması İslam'da bunun cezası olmadığı anlamına gelmez. Bizim insanlarımızı dünya ve ahirette karşılaşacakları tehlikelerden uzak tutma mecburiyetimiz var. Onları bu konuda aydınlatma zorunluluğumuz var. Bu bizim dini bir görevimiz, vicdani bir görevimiz, anayasal ve hukuki görevimizdir. Dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanımızın yaptığı da budur. Burada Müslümanlara düşen başkanımızın yanında olduğunu beyan etmektir."