Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın, Ankara Hacı Bayram Camii'nde kıldırdığı ramazan ayının ilk cuma namazına Covid-19 salgını nedeniyle az sayıda katılım gerçekleşti. Erbaş, 'Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi' başlıklı hutbede, Ramazan-ı Şerif'in gecesiyle gündüzüyle her ânı değerlendirilmeye layık eşsiz bir hazine olduğuna işaret etti. Erbaş, bu yıl salgın hastalık sebebiyle camilerde olamayacaklarını, mukabele okuyamayacaklarını hatırlatarak, "Ancak ailece Kur'an-ı Kerim'i okumaktan, anlamını öğrenmekten, hayatımıza onun bereketini taşımaktan, evimizi Kur'an'ın nuru ile aydınlatmaktan asla mahrum kalmayacağız. Ramazan, oruç ayıdır. Orucun insana sabır ve merhameti, topluma metanet ve kardeşliği öğrettiği aydır. Akıllı, buluğ çağına ermiş ve dinen geçerli bir mazereti olmayan her Müslümanın ramazan orucunu tutması farzdır. Zira oruç, İslam dininin üzerine bina edildiği beş temel esastan biridir. Yeme-içmeden ve nefsani isteklerden uzak kalmak orucun görünen yüzüdür. Halbuki oruç, çok daha derin bir anlam taşır ve elini, dilini, gözünü, kalbini, aklını, hasılı bütün bedenini günahtan uzak tutmaktır" ifadelerini kullandı.
'İSLAM, SAĞLIĞA ZARAR VEREN ŞEYLERİ HARAM KILAR'
Erbaş, İslam dininin insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilmiş en büyük nimet olduğuna vurgu yaparak, "Çünkü onun adı barış, huzur, kurtuluş anlamına gelmektedir. Barışın, huzurun ve kurtuluşun gerçekleşmesi insanoğlunun kendisinden istenen ahlaki ilkelere uyması, iyi olup iyiliği yaymaya, kötülükten uzak durup başkalarını da uzaklaştırmaya çalışmasıyla mümkündür. İslam, iyi olan ve iyiliğe götüren madde ve davranışlara helal; kötü olan ve kötülüğe götüren madde ve davranışlara da haram ismini vermiştir. Bir diğer ifadesiyle temiz ve faydalı olanlar helal, pis ve zararlı olanlar haram kılınmıştır. İslam sağlığa zarar veren şeyleri de haram dairesi içerisinde değerlendirmiştir. Peygamber efendimiz de insanların çoğunun aldandığı iki şeyden birisinin sağlık olduğunu ve insanın sağlığını koruması gerektiğini belirtmiştir. Buradan çok net bir şekilde ortaya çıkıyor ki, insanın hem kendi bedenine hem de başkasının bedenine zarar vermesi yasaklanmıştır" diye konuştu.
'NESLİMİZE ZARAR VEREN ŞEYLERDEN UZAK DURALIM'
Erbaş, insanın koruma altında tutulması zaruri olan 5 hakkı olduğunu, bunların canını korumak, aklını korumak, dinini korumak, malını korumak, neslini korumak olduğunu işaret ederek şöyle konuştu:
"İnsanın bu 5 hakkını korumak farz, bunlara zarar veren her şey de haram kılınmıştır. İslam neyi haram kıldıysa onda kötülük ve insana zarar, helal kıldığı şeylerde de temizlik ve insana fayda vardır. Küreselleşen dünyada bu kötülükler ve zararlar nerede işleniyor olursa olsun çok kısa zaman içinde dünyanın her yerine yayılma riski taşımaktadır. Çünkü insanoğlu artık dünyanın bir ucundan diğer ucuna bir gün sürmeyecek kadar kısa bir vakit içerisinde ulaşma imkanına sahiptir. İnsanlık bu dönemini yaşamaktadır. Her kültürden, her ırktan, her inançtan, her medeniyetten insan aynı otelde tatil yapma, aynı salonda yemek yeme, birkaç metrekare alandan oluşan aynı ortamı paylaşma durumunu yaşamaktadır. O zaman sadece size değil, aziz kardeşlerim, sadece yaşadığımız şehrin insanlarına değil, sadece Müslümanlara değil, tüm insanlara seslenmek istiyorum; Ey insanlar! Canımıza, aklımıza, inancımıza, malımıza ve neslimize zarar veren şeylerden uzak duralım."
'VİRÜSLERİN SEBEBİ KİRLİLİK'
Erbaş, "Sağlığımıza zarar veren şeylerden uzak duralım. Çünkü bundan sadece bu kötülüğü işleyen ya da zararlı maddeyi kullanan kimse değil, sadece çevresindeki insanlar değil, binlerce kilometre uzakta olanlar da zarar görüyor. İşte dünya tarihinin daha önce bu çapta şahit olmadığı bir hadiseyi 21'inci asrın insanı dünyanın her yerinde yaşıyor: Koronavirüs salgını. Bu asra kadar bölgesel, yöresel olmuş ama küresel olarak böyle bir durumu dünya ilk defa yaşıyor. Çünkü dünya küçüldü, globalleşti, bir köy haline geldi. Geliniz, taharete önem verelim. Su ile istincanın, temizlenme anlayışı ve uygulamasının bulunmadığı ihtiyaç giderme yerlerinde taharet, temizlik mümkün mü? Bu ve benzeri virüslerin sebebinin pislik ve kirlilik olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. İslam temizliği imanın yarısı saymaktadır. Tahareti ibadetin şartı kılmıştır. Namazlardan önce elleri, kolları, ağzı, burnu, yüzü kulağı, yani tüm abdest azalarını üçer kere yıkamanın bir hikmeti olmalıdır. Gerektiği zaman gusül abdesti almanın bir hikmeti olmalıdır.
'SİGARA VİRÜSÜ İLE TOPYEKÜN MÜCADELE EDELİM'
Erbaş, virüsten bir kişi ölmesin diye seferberlik halinde olduklarına dikkat çekerek, "Sadece ülkemizde bir günde 300'ü aşkın, dünyada bir günde 20 bini aşkın kişiyi öldüren sigara virüsüyle topyekûn ne zaman mücadele edeceğiz? Bu ölenler insan değil mi? Koronavirüs kapma riski 14 kat daha fazla olan bir sigara içicisi sadece kendisi değil, daha kaç kişiye bulaştıracağı belli değil bu virüsü. Gelin, İslam'a göre haram olan sigara ile topyekûn mücadele edelim ve 1.5 milyara yakın sigara içicisi insanı bu virüsten kurtaralım. Sigaranın hem kendi bulaşıcılığına ve hem de bu ve benzeri virüslerin bulaşıcılığını artırmasına da son vermiş olalım. İslam sarhoşluk verici ve uyuşturucu maddelerin içilmesini haram kılıyor. Çünkü her yıl yüzbinlerce insan bu yüzden hastalanıp, ölüyor. Yüzbinlerce insanın aklı zarar görerek sarhoşluk halinde ve uyuşturucu aldığı esnada, cinayetler işliyor, kazalar yapıyor. Geliniz sarhoşluk verici ve uyuşturucu maddelerle topyekûn mücadele edelim" ifadelerini kullandı.
'TEMİZLİĞE SARILALIM, ADALETE SARILALIM'
Erbaş, insanların atıklarla, çöplerle, israfla, çevreyi kirleterek, hayvanlara eziyet ederek, ormanları yakarak yeryüzünü tahrip etmeyi sürdürdüğüne işaret ederek, "Geliniz hep birlikte kendi ellerimizle yaptığımız fenalıklardan dolayı başımıza gelen musibetlerden ders alarak her türlü kötülükle birlikte mücadele edelim. Geliniz, ibret alalım, ders alalım, ahlaka sarılalım, temizliğe sarılalım, adalete sarılalım, ilim ve irfanla, bilgi ve hikmetle, bilim adamlarının insanlığın faydasına yönelik ortaya koyduğu hakikatlerden istifade ederek barış ve kardeşlik içerisinde yaşamaya çalışalım. Bu mübarek Ramazan günlerinde oruçla sıhhat bulalım, namazla, zekatla, fitreyle, sadakayla, yardımlaşma ve dayanışmayla arınalım, huzura ulaşalım. Kur'an okuyarak ve emirlerine uyup, yasaklarından uzak durarak bedenen ve ruhen sağlıklı olmaya gayret edelim. Alacağımız tedbirlerle, ibadet, tevekkül ve dualarımızla kendimizi her türlü kötülükten koruyalım. Dünyanın bozulan dengesini düzeltmek İslam ile mümkündür" dedi.