SOSYAL MEDYADA PLAZMA ARAMAYIN
Koronavirüsle mücadelede resmi olarak plazma antikor tedavisine başlanmasının ardından hasta yakınlarının sosyal medyadan bağışçı araması, belli ücretler karşılığı ilanlar verilmesini SABAH'a yorumlayan Bilim Kurulu Üeysi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Sema Turan, "Umut tacirlerine değil Kızılay'a başvurun" uyarısında bulundu. Plazma tedavisinin yeni olmadığını, kadim bir tedavi olarak yıllardır kullanıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Turan, "Plazma tedavisinin yüzde yüz başarısı yok. Vatandaşlar gazete, sosyal medya ilanlarına değil, Kızılay'a başvursunlar. Mutlaka Kızılay'da hastaya uygun plazma ve doğru yönlendirmeler olacaktır. Türkiye'nin sağlık alanında ve yoğun bakım konusunda Avrupa'nın çok ilerisinde. Sağlık hizmeti açısından yetiyor, yetişiyorsa orada güzel şeyler, iyi gelişmeler oluyor demektir. Yıllardır yoğun bakımda çalışan bir hekimim. Koronavirüs tedavisinde plato çok önemli. Eğer hasta sayısı belli oranda tutuluyorsa ortalama tutturulmuş demektir. Hasta sayısında önemli pikler yaşanmıyor. Bu önemli bir gelişme. Sağlık hizmeti açısından yeterli altyapıya sahipsen bunların üstesinden gelirsin. İyileşen hasta sayısında da gözle görülür önemli bir artış mevcut. Bunlar bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Türkiye'de bu sistem iyi oturduğu için süreç daha iyi yönetiliyor" dedi.
HASTAYA ÖZEL BAĞIŞÇI SUİSTİMALE AÇIK
Yoğun bakımdaki düşüşlerin önümüzdeki günlerde daha da artacağına dikkat çeken Turan sözlerini şöyle sürdürdü: "Hasta yoğun bakıma kabul edilmeden önce yapılan müdahaleler toparlanmada önemli bir etken oluyor. Böylece entübe olan hasta sayısı da düşeçek. Kaybedilen hasta sayısında da bir düşüş gözlenecek. Yoğun bakım desteği iyiyse kayıplar azalacak. Doğru hastaya doğr utedavi yöntemi için belli kriterler olmalı. Burada önemli olun umut tacirliği değil, uygun ve doğru tedavinin yapılabilmesi. Hastaya özel bağışçı aranması doğru bir yaklaşım değil. Hasta ve yakınları açısından da suiistimale açık, güvensiz bir yöntem. Plazma tedavileri ve bağışçı bulunması Sağlık Bakanlığı ve Kızılay kontrolünde yapılıyor. Uygun bağışçılar resmi yollardan izleniyor..."
ÖKSÜREN, BOĞAZI AĞRIYANA PLAZMA VERİLMİYOR
Hasta ve hasta yakınlarının plazma antikor tedavisi için sosyal medya veya başka mecralarda aktif olup, devreye girmesinin sakıncalı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Turan, "Sosyal medyadan bağış için çağrı yapmayın. Plazma hayat kurtarıcı tek tedavi değil, belirli endikasyonlarda uygulanması gerekiyor. Yüzde 100 başarı da yok. Öksüren, boğazı ağrıyan insanlara plazma verilmiyor. Oksijene ihtiyacı olan, oksijen değeri düşük, makineye bağlı, entübe denilen hasta grubuna yapılıyor. Bu sürece ve tedavi uygunluğuna yoğun bakım, enfeksiyon ve göğüs hastalıkları doktorları karar verir. Tedavinin belli yan etkileri var. Bunun gözardı edilmemesi gerekiyor. Kızılay'ın dönor bağışçısı kazanma sistemi çok oturmuş bir sistem. Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı'da koronavirüs geçiren hastaların listesini tutuyor. Kızılay da bu kişilere ulaşarak bağışçı olup olmadıklarını soruyor. Kişilerin kendilerinin bağışçı araması doğru değil. Her gelen telefona güvenmemeleri lazım" diye konuştu.
YOĞUN BAKIM VE SAĞLIK SİSTEMİMİZ ÇOK İYİ
Hastalara klinik pratikte kullandığımız yüksek akımda oksijen tedavisi, yatış pozisyonları ve diğer uyguladığımız tedavi yöntemlerinin etkisini gördüklerini belirten Turan, "Yeni bir hastalık olduğu için ilk başlardaki belirsizlik yerini, çekilen tomografiler, filmlerle nasıl müdahale edileceğini bilme noktasına getirdi. Bu konuda Türkiye'nin sağlık alanında yoğun bakım konusunda da ileride olmasının büyük etkisi var. Yoğun bakımdaki düşüşlerin önümüzdeki günlerde daha da artacaktır. Hasta yoğun bakıma kabul edilmeden önce yapılan müdahaleler toparlanmada önemli bir etken oluyor. Böylece entübe olan hasta sayısı da düşeçek. Kaybedilen hasta sayısında da bir düşüş gözlenecek. Yeni bir hastalık. Kimse tanımıyordu. Çin, İtalya ve Fransa'da müdahalelerde bulunan meslektaşlarımızın aktardığı bilgiler bizim önemli tecrübe edinmemizi sağladı. Hepsini Bilim Kurulu'nda da konuştuk. Özellikle yoğun bakımlarda hangi hastaya nasıl müdahale edileceğini artık daha iyi biliyoruz..."