AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Kovid-19 salgınına ilişkin, "İşsizliği önlemek, vatandaşlarımızın yoksulluğu dolayısıyla karşı karşıya kalacakları ilave yükleri bir nebze olsa eritebilmek için tam bir milli seferberlik ruhuyla bütün bakanlıklarımız eş güdüm içerisinde çalışmalarını sürdürüyor." dedi.
Kurtulmuş, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Türkiye'nin koronavirüsle mücadelesinin" sorulduğu Kurtulmuş, insanlığın, küresel ölçekte en büyük krizlerden birini yaşadığını, bunun Türkiye'yi de etkilediğini söyledi.
Buna karşı bütün insanlığın, küresel ölçekte beraber mücadele etmesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, Türkiye'nin, bu krizin başladığı ilk andan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde son derece etkin bir mücadele sürdürdüğünü vurguladı.
Kurtulmuş, bu süreçte tedbirlerin alınıp, insanların farkındalığının oluşmasının sağlandığını belirterek, "Sağlık Bakanımızın dünkü açıklamasına göre 4. haftadan sonra Türkiye'de vaka sayılarının artış hızında bir azalma ortaya çıktı. Bu süreçte, Türkiye'deki sağlık sistemini diğer ülke örnekleriyle kıyasladığımızda mükemmel bir sağlık sistemine, son derece yetenekli, nitelikli bir sağlık ordusuna sahip olduğumuz ortaya çıktı." diye konuştu.
"Tedbirlerimizi alacağız"
Bütün bakanlıkların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini ifade eden Kurtulmuş, "Özellikle son günlerde bazı şehirlerdeki görüntüler gerçekten endişe verici. 'Bu iş bitti, bu işi hallettik' gibi bir havaya girmeye hiç gerek yok. Tedbirlerimizi alacağız. Sosyal mesafeyi koruyacağız." dedi.
Kurtulmuş, salgınla mücadelenin 3 temel ayağından en önemlisini sağlığın oluşturduğunu vurgulayarak, sonraki ayakların ise ekonomide çarkların durmaması ve vatandaşların seferberlik ruhu içinde hareket etmesi olduğunu söyledi.
Zorunlu dışarı çıkması gerekenler dışındaki vatandaşlardan evlerinde kalmalarını isteyen Kurtulmuş, Vefa Sosyal Destek Programı çerçevesinde ihtiyacı olan vatandaşlara yapılan yardımları hatırlattı.
Numan Kurtulmuş, devletin, vatandaşların bütün ihtiyaçlarını ayağına götürebilecek kadar organize olduğunu dile getirdi.
"Kararlı bir süreç yürütülüyor"
"Hafta sonu için ilan edilen evden çıkma yasağının" sorulduğu Kurtulmuş, "Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, ciddi bir kararlılıkla süreç yürütülüyor. Hangi tedbirler gerekiyorsa bunlar alınmaya çalışılıyor. Bu anlamda sokağa çıkma yasağının çok olumlu, faydası olacağı kanaatindeyiz. Gerektiği zaman her türlü tedbir alınır. Mühim olan önce virüsle mücadeleyi kazanmaktır. Sokağa çıkma yasağından olumlu sonuç çıkacağını söylemek istiyorum." yanıtını verdi.
Vatandaşlardan, bunu bir sokağa çıkma yasağı olarak değil de kısıtlama olarak görmesini isteyen Kurtulmuş, sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu dönemde vatandaşların evlerine ekmeklerinin dahi götürüldüğünü hatırlattı.
Kurtulmuş, zorunlu olarak çıkması gerekenlerin işlerinin başında olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"(Sokağa çıkma yasağı) Vatandaşların buna riayet etmeleri lazım. Bunun çok olumlu sonuçları olacak. Yoksa bu laf olsun, rutin bir uygulama olsun diye alınmış bir karar değildir. Sokağa çıkma kısıtlamasının bu salgınla mücadelede çok olumlu katkısı olacağını düşünüyoruz ve inşallah önümüzdeki günlerde bunu görürüz ama bu, 'Cumartesi-pazar sokağa çıkma kısıtlamasına uyduk. Pazartesi hep beraber sokaklara, caddelere gidelim.' değil. Aman ne olur işi olmayanlar sokaklarda, kalabalık yerlerde olmasın."
Kurtulmuş, "Virüsle mücadele sürecinde Türkiye ve dünya için önümüzdeki ekonomik tabloyu nasıl değerlediriyorsunuz?" sorusu üzerine, bu süreçten, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin etkileneceğini, dünya ekonomisinin bu virüsten sonra eskisi gibi olmayacağını söyledi.
"Tezgahın dağıtılmaması gerekiyor"
Dünya ekonomisinin 255 trilyon dolarlık bir küresel borç yükünün bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, salgın nedeniyle ABD ve Avrupa'da çok ciddi bir işsizlik süreciyle karşı karşıya kalınacağının görüldüğünü kaydetti.
Böylesine büyük bir küresel ekonomik küçülmenin, Türkiye üzerine de etkilerinin olacağını aktaran Kurtulmuş, "Bu, ne 2008'deki küresel finans krizine benzer bir durumdur ne de 1997'deki Uzakdoğu Asya'daki ekonomik krize benzer bir durumdur. Bu, daha derin, etkileri yoğun, dünya ekonomisinin yapısı gereği birbirini etkileyecek bir durum." dedi.
Türkiye'nin ekonomide sahip olduğu olumlu, pozitif ivmeyi sürdürecek işlerin yapılmasının önemine işaret eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bu nedir? Öncelikle tezgahın dağıtılmaması gerekiyor. Sanayi Bakanlığımız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ilgili destekleri açıklıyor. Halk Bankası üzerinden esnafımıza destekler veriliyor. İş destek programları dolayısıyla sanayicimize destekler veriliyor. Mühim olan şey vatandaşlarımızın, şirketlerimizin üretim kabiliyetlerini devam ettirmek. Birinci alan burası. İkinci alan ise özellikle dar gelirli, yoksul vatandaşlarımızın bir şekilde sadra şifa olacak desteklerle karşılaşması. Şu anda 2,1 milyon aileye 1000 lira yardım yapıldı, toplam 5,5 milyon aileye bu yardımlar yapılacak. Ayrıca kısa çalışma ödeneği dolayısıyla yurttaşlarımızın işten çıkarılmamalarını sağlamak için onlara asgari geçimlerini sağlayabilecekleri bir miktarın kamu imkanlarıyla verilebilmesini sağlamak için mücadele yapılıyor.
İşsizliği önlemek, vatandaşlarımızın yoksulluğu dolayısıyla karşı karşıya kalacakları ilave yükleri bir nebze de olsa eritebilmek için tam bir milli seferberlik ruhuyla bütün bakanlıklarımız eşgüdüm içerisinde çalışmalarını sürdürüyor. Tabii ki Türkiye ekonomisi de 2020'de küçülecek, bunda hiç şüphe yok ama biz bu krizden tezgahı dağıttırmadan, çok derin yaralar almadan çıkarsak, Allah'ın izniyle bu kriz sonrası yeni dönem dünyadaki gelişmelerde örnek ülkelerden birisi olacağız."
"Anamuhalefet AYM'ye gidebilir"
Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler'e yönelik eleştirilere dikkati çeken Kurtulmuş, "Çatışmacı, tahakkümcü, emperyalistlerin isteği doğrultusunda hareket eden, çıkarların peşinde koşan dünya sisteminin kurum ve kuruluşları yerine dayanışma, iş birliği içerisinde, ortak menfaatlerin peşinde koşan, bütün insanların ortak değerlerini kucaklayabilecek yeni, adil bir dünya sisteminin kurulması ihtiyacı artık ayan beyan ortadadır." dedi.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin temel sorumluluklarından birinin de bu yeni dünya sisteminin kurum ve kuruluşlarının nasıl oluşturulacağının öncülüğünü ve sözcülüğünü yapmak olduğunu dile getirdi.
"Yeni infaz düzenlemesi ve buna karşı CHP'nin Anayasa Mahkemesine (AYM) yapacağı başvurunun" sorulduğu Kurtulmuş, "Türkiye'de yasanın nasıl çıkacağı belli. Türkiye bir hukuk devleti. TBMM'nin temel fonksiyonlarından birisi, toplumun ihtiyacı olan yasaları çıkarmaktır." yanıtını verdi.
TBMM'nin sorumluluğunu yerine getirerek İnfaz Düzenleme Yasasını geçirdiğini belirten Kurtulmuş, "Siyasi irade, millet adına karar veren TBMM, herhangi bir konuda karar verirken 'Yüksek Mahkeme nasıl düşünür?' diye karar vermez. O zaman bu, eski dönemlerden alışık olduğumuz millet iradesinin üstündeki başka vesayet odaklarının varlığının kabulü anlamına gelir. Anayasa Mahkemesinin de hukuk içerisinde bir yeri vardır. Oraya nasıl gidileceği de bellidir. Anamuhalafet partisi, Anayasa Mahkemesi'ne gidebilir." diye konuştu.
İnfaz düzenlemesinin "bir af yasası olmadığının" altını çizen Kurtulmuş, bunu bir "infaz reform uygulaması" olarak nitelendirdi.