Türkiye 10 Mart tarihinde ilk koronavirüs vakası ile tanıştı. 17 Mart tarihinde ise bu salgından ilk ölüm haberini Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan öğrendik. Türkiye'nin bu salgın ile verdiği mücadele ve uluslararası toplumla gösterdiği dayanışma başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere birçok ülkeden takdir topladı. Dahası, birçok Avrupa ülkesinde yaşlılar adeta ölüme terkedilirken, ülkemizde her insanın hayatta kalması için örnek bir mücadele verildi. Bu mücadelenin ve insanlık dersinin detaylarını 58 hastaneyi bünyesinde barındıran Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl ile konuştuk.
-Tüm dünya ile birlikte ülkemizde zor bir dönemden geçiyor. Ülkemiz için salgın ile mücadelede geldiğimiz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemiz Covid-19 ile mücadele sürecini aldığı önlemler ile birçok gelişmiş ülkeden daha başarılı ve şeffaf bir şekilde yürütmektedir. COVID-19 ile mücadelede başarımızın kanaatimce üç sırrı vardır. Birincisi üstün liderlik ve koordinasyon, ikincisi sağlık personeli başta olmak üzere süreçte etkin olan herkesin özveriyle çalışması, üçüncüsü ise halkımızın devletin aldığı tedbirlere büyük oranda riayet etmesidir. Türkiye'nin bu mücadeledeki başarılarını hem toplumumuz hem de tüm dünya takdir ederek izliyor.
İSTANBUL DIŞINDA DURUM STABİL
-Türkiye'de vaka ve vefat sayılarını siz de takip ediyorsunuz. Batıdaki örnekleri ile karşılaştırıldığında Türkiye'deki bu rakamları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Batı ülkelerindeki pozitif vakalar ve vefatları ülkemizdeki pozitif vakalar ve vefatlarla birebir karşılaştırmak tam doğru olmayabilir. Burada esas olan test sayısı, test yapılanlarda ki Covid-19 pozitif vaka sayısı ve bu Covid-19 pozitif hastaların hastane süreçleri, tedavi şartları oldukça önemli olmakla beraber demografik yapının da etkili olduğu muhakkaktır.
Bu konuda farklı parametrelere de bakmak gerekiyor, mesela İsviçre ve Belçika'ya bakalım toplam vaka sayıları az olmakla beraber nüfusları ile kıyaslandığında bu salgının toplumdaki etkisinin büyük olduğu görülecektir. ABD'de yüksek tanı tedavi maliyeti nedeniyle insanların sağlık hizmetlerine ulaşamaması, İtalya ve İspanya'da sağlık hizmetleri için mevcut kapasitelerin üzerine çıkılmasından kaynaklanan dramatik sonuçlar, Fransa, İngiltere ve Hollanda da yine bu kapasitenin sınırlarının zorlandığını görüyoruz. Almanya'nın bu yüke ne kadar dayanabileceği merak konusu. Ülkemizdeki verilere baktığımızda gerek test sayıları ve gerekse tanı tedavi imkanlarına erişim olanakları nedeniyle sürdürülebilir bir tablo ile yönetiliyor bu salgın. İstanbul dışındaki illerimizde ise durum daha stabil. Şimdilik üstesinden gelinemeyecek bir durum yok.
AVRUPA'NIN BENCİLLİĞİ BU NOKTAYA GETİRDİ
-Çin ve İran'dan sonra virüsün üçüncü merkezi Avrupa oldu. İtalya, İspanya ve Fransa bu mücadelede neden başarılı olamadı?
Başlangıç önlemlerini geç almış olmaları, Çin'in gösterdiği kısmi ve göreceli başarının bu ülkeleri ve hatta DSÖ'nü yanıltması, yaş ortalamalarının daha yüksek olması, küçük bir coğrafyadaki hareketli nüfusun salgının yayılmasını kolaylaştırması, birbirlerine yardım etme isteksizliklerinin ve bencilliklerinin getirdiği olumsuz sonuçlar gibi birçok faktör sıralanabilir.
ABD'DE SAĞLIK İNSAN ODAKLI DEĞİL
-Virüsün yeni merkezi şimdi ABD. Dünyanın lider ülkesi olarak tanıtılan süper güç ABD'nin sağlık sisteminin bu kadar geri olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD ve diğer batılı ülkeler sağlık alanındaki çalışmaları ve yatırımları büyük ölçüde ekonomik getirisine odaklanarak yürüttüler. Türkiye'de olduğu gibi insan odaklı bir yaklaşım ve planlama içerisinde olmadıkları için kurmuş oldukları sistem bir anda çöktü diyebiliriz. Yaşadığımız bu olaylar teknoloji üretmenin şefkat, merhamet ve hürmet gibi insani değerleri temel alan sağlık hizmeti sunumu için yeterli olmadığını ortaya koydu.
-ABD'de sağlık sisteminin çöküşü nereden kaynaklandı?
ABD'nin sağlık sisteminin bu işi başarıp başaramayacağından ziyade sosyal güvenlik sisteminin ne kadar etkili olacağını da konuşmamız lazım. Sağlık sistemi veya hastaneleriniz dünyanın en modern hastaneleri olsa bile sosyal güvence imkanları yoksa, ihtiyaç sahibi halk bu hastanelere ulaşamıyor ise ABD'de olduğu gibi fakir insanlar testlerini yaptıramaz ve bu kişiler şaşalı hastanelerin hemen yanında, varillerin dibinde hayatını kaybederler.
TÜRKİYE'DEKİ SAĞLIK HİZMETİ DÜNYAYA ÖRNEK
-Türkiye'de sağlık sistemi ile ilgili olarak son 18 yılda büyük bir sıçrama gerçekleştirildi. Mesela bir ABD'de veya Avrupa'da sağlık hizmetine bu kadar ücretsiz ve kaliteli olarak ulaşmak mümkün mü?
Ülkemizde yapılan sağlık yatırımları devletimizin milletine verdiği değerin bir yansıması olarak yapılmıştır. Bunun yanında ABD ve birçok batı ülkesinde olduğu gibi ülke dışından sağlık çalışanı ve hekim getiren değil onlarca dost ülkeye uzman hekimlerini ve sağlık çalışanlarını gönderen, hatta bazı ülkelerde ücretsiz sağlık hizmeti sunan büyük bir ülkeyiz. ABD'den bildirilen yüksek ölüm sayılarının önemli bir nedeninin de sağlık hizmetlerinin yüksekliği nedeniyle birçok hastanın tedaviye erişememesi olduğu yönünde bilgiler geliyor ve dramatik tablolar ortaya çıkıyor. Türkiye'de ise koronavirus enfeksiyonu ile ilgili tüm tedavilerin devlet tarafından ücretsiz karşılanması, ücretsiz maske dağıtımı, tüm test ve tetkiklerin ücretsiz yapılması ve sosyal yardımlar gibi dünyada benzeri olmayan uygulamaları görüyoruz.
SAĞLIKTA DEVRİM OLMASAYDI İTALYA GİBİ OLURDUK
-Türkiye'deki sağlık hizmetinde bu sıçrama gerçekleştirilmeseydi, koronavirüs salgınını bu kadar rahat atlatabilir miydik?
Ülkemiz, gelişmiş ülkelerin 30-40 yılda başaramadığı sağlıkta dönüşüm sürecini, Cumhurbaşkanımız'ın liderliğinde 10 yıl gibi kısa bir sürede başardı. Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlık vizyonu ile 16 yılda geldiğimiz nokta ortadadır. Artık günümüzde kendi ilacımızı, aşımızı, tıbbi cihazlarımızı üretebilecek teknolojiye ve bilgi birikimine sahibiz.
Yaşadığımız pandemi sürecinde eğer sağlık altyapımız, sağlık personeli sayımız, sosyal güvenlik sistemimiz ve ekonomimiz güçlü olmasaydı en başta psikolojik olarak çok zor bir durumla karşı karşıya gelecektik. Şimdi milletimiz bir güven içerisinde ve hepimizi altına alan bir büyük bir ağaç gölgesi gibi devletimizin sağlık şemsiyesi altında sadece bizim ülkemizle ilgili olmayan dünya genelinin bir problemine dönüşen bu pandeminin sonlanmasını bekliyor.
YAŞLILARI ÖLÜME TERKETTİLER
-Meselenin bir de sosyal boyutu var. Avrupa ve ABD, bu salgınla mücadele sırasında meselenin insanlık boyutunu da ihmal etti mi?
Batı sağlıkta da insanlıkta da sınıfta kaldı. Covid-19 pandemisi "insan hakları" kavramını dilinden düşürmeyen Batı'nın maskesini bir kez daha düşürmüştür. Batı maalesef ekonomik ve sosyal yük olarak gördüğü yaşlıları tedaviden mahrum bırakarak, ölüme terk ederek hatta uyutmak suretiyle öldürerek ilimde fende ve kurallara uymak da ileride olmanın insanlık ve medeniyette de ileri olmak anlamına gelmediğini bir kez daha göstermiştir.
Bu durum Batı'nın insanlık anlayışının tamamen çöktüğünün, iflas ettiğinin göstergelerinden birisidir. Her birey, beşikten mezara kadar, ömrünün her evresinde ilgiye, sevgiye, saygıya ve insanca yaşama hakkına sahiptir. Yaşlılarımız toplumumuzun hafızalarıdır.
Toplumların yaşlı nüfuslarına sunabildikleri hizmet kalitesi kadar gelişmişliklerinden söz edilebilir. Ne mutlu ki, bizler, millet olarak, saygıdeğer büyüklerimizi asla bir yük olarak görmeyen, bilakis, onların varlıklarından mutluluk duyan, onlara hak ettikleri ilgi, saygı ve hürmeti gösteren bir kültür ve geleneğe mensubuz.
BU MİLLETİN MENSUBU OLMAKTAN İFTİHAR ETTİK
-Türkiye'de taburcu olan yaşlı hastalarımızın, hastane personeli tarafından çiçeklerle ve alkışlarla uğurlanma görüntülerini duygulanarak izliyoruz.
Evet bu vesileyle Türkiye'de aile yapısının korunmuş olması yanında, komşuluk ilişkilerinin ve toplumda büyüklere hürmet ve şefkati öğütleyen insani ve manevi değerlerin bu tür toplumsal problemleri çözmede kritik öneme sahip olduğunu bir kez daha gördük. Aslında içi boşalmış bir medeniyetin mültecilere nasıl davrandığını yakın zamanda izledik ve Türkiye'nin yaklaşımı ile kıyaslandığında aradaki fark çok daha kolay anlaşılabiliyor. Belirli yaşın üstündeki insanların, belirli gelir düzeyindeki insanların, belirli kültürel grupların değil her insanın yardımına koşan bir medeniyetin meşalesini taşımak bizim insanımızın karakterinde olan asil bir davranış olup, bu milletin mensubu olduğumuz için iftihar etmeliyiz aslında.
AŞIDA ÖNEMLİ GELİŞMELER VAR
-Türkiye'de aşı ve ilaç çalışmalarını takip etme imkânınız oldu mu?
Bu salgınla beraber biyoteknoloji yatırımlarının ve üretiminin önemi bir kez daha anlaşıldı. Virüsün farklı kurumlarımızda izolasyonu, ülkemizden raporlanan tüm genom sekansı, doğrudan etkili olmamakla beraber Covid-19 hastalarının tedavisinde kullanılan ilaçların yerli üretimlerine hız verilmesi, yeni aşı ve ilaç geliştirme projelerinin desteklenmesi ve çok sayıda başvuru alınması ve ilk verilerin duyurulması, bizim üniversitemizin de dahil olduğu konvelesan plazma tedavilerine yönelik proje başvuruları artık bizim ülke olarak bir eşiği aştığımızı gösteriyor. Ümit verici çok gelişmeyi bir arada yaşıyoruz.
HAYATIN NORMALLEŞMESİ YAKINDA
-Türkiye'de hastalık ne zaman zirve yapar? Hastalığın inişe geçme tarihi ile ilgili bir öngörünüz var mı?
Bu konuda öngörüde bulunmanın en kısa yolu salgının bizden önce başladığı ülkelerdeki seyri izlemek. Mevcut veriler iki aylık bir süreye daha ihtiyacımız olduğunu gösterse de, alınan karantina önlemlerinin daha da sıkılaştırılması ve devamlılığı kritik öneme sahip. Bunu dışında salgın süresinin kısalmasına katkıda bulunması olası mevsimsel etkinin sonuçlarını da hep beraber izleyeceğiz.
-Herkesin merak ettiği bir soru var. Hayatımız ne zaman normalleşir?
Biz hastalarımızın spor salonlarında, sokaklarda, yaşlı bakım evlerinde topluca ölüme terkedildiği bir kriz yaşamadık, yaşamamak da en büyük dileğimiz. Bu noktadan bakıldığında belirli sıkıntılara rağmen bu süreçte en basitinden ben hasta olursam tedavi imkânım olur mu acaba gibi ciddi psikolojik endişelerden de uzağız. Sonuçta beklenenden en fazla bir ay uzun en fazla bir ay kısa olur, burada önemli olan güçlenerek ve geleceğe daha güvenle bakarak çıkmak. Onu da başaracağımızı umuyorum.
Bilim Kurulu açıkladı! İşte corona virüs ile ilgili merak edilenler... ABD'DEN FLAŞ AÇIKLAMA: O YAŞ GRUBUNDA OLANLARIN 10'DA 1'İ... İNGİLTERE'DE BİLANÇO AĞIRLAŞIYOR! AÇIKLAMA AZ ÖNCE GELDİ...