İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Sosyal medya üzerinden kaynağı belirsiz, provokatif, gerçek dışı bazı bilgiler yayılmak suretiyle halkımız paniğe sürüklenmek isteniyor. Bu paylaşımların neredeyse tamamının FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinden geldiğini de ilgili birimlerimiz tespit etmiş durumda. Bunlara asla prim vermiyoruz." ifadelerini kullandı.
Altun, Milliyet gazetesine telekonferansla verdiği röportajda, koronavirüs ile mücadele konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Virüsle mücadelede gelinen noktaya ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de vaka tespit edilmeden gerekli önlemleri almaya başladıklarını hatırlatan Altun, bu doğrultuda ilk olarak Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Ocak'ta Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden, alanında yetkin enfeksiyon, mikrobiyoloji, viroloji, iç hastalıkları, yoğun bakım ve göğüs hastalıkları uzmanı akademisyenlerin yer aldığı Bilim Kurulu oluşturulduğunu belirtti.
Bilim Kurulunun, bugüne kadar birçok konuda tavsiye niteliğinde kararlar aldığını ve bu kararların Cumhurbaşkanlığı tarafından uygulamaya konulduğunu ifade eden Altun, Türkiye'de ilk vakanın görülmesinin ardından çok önemli tedbirlerle salgının hızının yavaşlatıldığına inandığını bildirdi.
"SOLUNUM CİHAZI ÜRETİMİ KONUSUNDA HIZLI MESAFE KAT EDİYORUZ"
Gelinen noktada, krizin üstesinden gelebilmek için daha çok fedakarlık yapılması gereken bir döneme girildiğinin altına çizen Altun, "Ancak Türkiye aldığı bu tedbirler sayesinde inşallah kısa sürede bu krizi atlatacaktır. Alınan tedbirler neticesinde şu anda ilaç ve gıda konusunda sıkıntımız bulunmamaktadır. 100 bin kişiye düşen yoğun bakım yatak sayısında ABD, Almanya, İtalya, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerden çok daha iyi durumdayız. Solunum cihazı üretimi konusunda hızlı mesafe kat ediyoruz. Milletimiz her zaman olduğu gibi devletimizin yanında durmaya devam ediyor. Bu sayede bu krizi de çok hızlı bir şekilde atlatacağımıza inanıyorum. Gelinen noktada milletimizle birlikte rehavete kapılmadan, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamızı güçlü tutuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Altun, fırsatçılara yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine ise şu ifadeleri kullandı:
"Milletçe daha çok kenetlenmemiz ve herkesin üzerine düşeni yapmasının gerektiği bir dönemde, bu durumdan kazanç elde etmeye çalışanlar ve buradan hükümete karşı nasıl bir algı oluştururum derdine düşenler var maalesef. Ancak bu kesimlerin operasyonlarına anında müdahale ediyoruz ve bunlara asla fırsat vermeyeceğiz. İletişim Başkanlığı olarak bu konuda özel bir ekiple çalışmalarımızı yürütüyoruz. Gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında Türkiye'ye karşı kurulmak istenen algı operasyonlarına karşı teyakkuz halindeyiz. Devletimiz bütün organlarıyla birlikte, salgının yanında bu tür operasyon odaklarıyla da baş edecek güçtedir. Bu kapsamda, gerek internet üzerinden dezenformasyon yayan kişilere gerekse stokçuluk yapan ve fiyatları yükselterek piyasayla oynamaya çalışanlara karşı her türlü yasal önlemler de süratle alınmaktadır."
"İSTATİSTİKLERE BAKARAK KARAR VERMEMEK LAZIM"
Bir soru üzerine, "Bana bir şey olmaz" gibi bir yaklaşımın kabul edilemez olduğuna, bu yaklaşımın küresel salgına karşı verilen özverili ve etkili mücadeleyi zayıflatmaktan başka bir işe yaramayacağına işaret eden Altun, "Bu noktada devletimizin aldığı önlemlere herkes uymalı. Birçok genç de bu hastalıktan etkilendi ve hayatını kaybetti. Dolayısıyla istatistiklere bakarak karar vermemek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Topluma karşı herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, özellikle yapacak bir işi olmadan dışarıda bulunan her insanın hastalığa davetiye çıkardığının unutulmaması gerektiğine dikkati çeken Altun, virüsten etkilenilmese bile taşıyıcı olup başka insanların hayatını kaybetmesine sebep olunabileceğini anımsattı.
Altun, "Bu yüzden herkes doğru olanı yapmalı. Bu salgını ancak devletimizin aldığı güçlü tedbirlerin yanında vatandaşımızın azmi ve ferasetiyle yenebileceğimiz unutulmamalıdır." ifadesini kullandı.
"TÜRKİYE DÜŞMANLARINA KARŞI UYANIK OLMAMIZ GEREKİYOR"
Vatandaşlardan öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İletişim Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığının açıklamalarını dikkatle izlemelerini ve uyarılara harfiyen riayet etmelerini beklediklerini dile getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tüm uyarılarımızın vatandaşımızın kendi iyiliği için, sevdiklerimizin yarınları için yapıldığını asla unutmamaları gerekiyor. İkinci bir önemli husus, bu insani krizi kötü emelleri için fırsata çevirmek isteyen Türkiye düşmanlarına karşı uyanık olmamız gerekiyor. Sosyal medya üzerinden kaynağı belirsiz, provokatif, gerçek dışı bazı bilgiler yayılmak suretiyle halkımız paniğe sürüklenmek isteniyor. Bu paylaşımların neredeyse tamamının FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinden geldiğini de ilgili birimlerimiz tespit etmiş durumda. Bunlara asla prim vermiyoruz.
Biz, vatandaşımızdan resmi ve güvenilir kaynaklar dışında hiçbir açıklamaya itibar etmemelerini ve özellikle de teyit edilmemiş hiçbir bilgiyi paylaşmamalarını bekliyoruz. Devletimiz şimdiye kadar olduğu gibi bu krizi de aşacak kudrettedir. Tüm imkanlarımız seferber edilmiş ve yeterli durumdadır. Milletimizden bilgi saklamak gibi bir durum asla söz konusu olamaz, müsterih olsunlar."
"Yaşlı vatandaşlarımız bizim büyüklerimiz, annelerimiz, babalarımız." diyen Altun, devletin aldığı tüm önlemlerin onların sağlığı için olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
Yaşlı vatandaşlardan kurallara harfiyen uymalarını isteyen ve virüsün belli yaş gruplarını daha çok etkilediğini hatırlatan Altun, "Bizim tek meselemiz bu salgını milletçe en az hasarla atlatmak. Sağlıkları için evden çıkmasınlar. Devletimiz onların tüm ihtiyaçlarını karşılayacaktır." dedi.
Altun, 65 yaş ve üstü ile kronik rahatsızlığı bulunanların ihtiyaçlarının ikametlerinde giderilmesi amacıyla AFAD koordinasyonundaki Vefa Sosyal Destek Grubu ekipleri ve belediyelere bağlı ekiplerin çalıştığını belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti devleti bu salgında hiçbir vatandaşını yüzüstü bırakmayacaktır, içlerini ferah tutsunlar. Bu noktada büyüklerimize karşı son zamanlarda gelişen olumsuz birkaç hadise de bizleri son derece üzdü elbette. Onlara yaklaşımımız saygı, sevgi, hürmet çerçevesinde olmalı mutlaka." diye konuştu.
Kovid-19'un küresel bir salgın olduğuna, bu mücadelenin yalnızca kamu kaynaklarının seferber edilmesiyle kazanılamayacağına işaret eden Altun, her bireyin sorumluluk hissetmesi ve buna göre davranması gerektiğini dile getirdi.
Tüm vatandaşların evde kalma ve sosyal mesafeyi koruma kurallarına kati surette uyması gerektiğini aktaran Altun, bunun hayati derecede önemli olduğuna vurgu yaptı.
Altun, "Vatandaşlarımızdan istediğimiz diğer bir konu ise asla ümitsizliğe kapılmamaları ve devletimize güvenmeleridir. Yani hep birlikte ele ele verirsek, kuralları eksiksiz uygularsak Allah'ın izniyle bu süreçten daha az hasarla çıkacağımızı unutmasınlar. Yaşanan gelişmelere ve ihtiyaçlara yönelik milletin beklentilerini karşılayacak yeni uygulamalar da olacaktır kuşkusuz. Sağlık alanında ve sosyal hayatta alınan önlemler sıkılaştıkça vatandaşların hayatını kolaylaştıracak ve evden çıkmadan işlerini halledebilmelerini sağlayacak önlemler de alınacaktır. Bu konuda tüm vatandaşlarımızın içi rahat olsun." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sağlık alanı ve tedbirler açısından bulunduğu noktaya yönelik bir soruya da Altun, "Esasında Türkiye, sağlık sistemi açısından oldukça iyi durumda. Kişi başına düşen yoğun bakım yatak sayısı, ABD, İngiltere dahil birçok gelişmiş ülkenin üstünde bulunuyor. Maske, dezenfektan ve kit noktasında herhangi bir eksikliğimiz de yok. Solunum cihazı konusunda ise yoğun çalışmalarla eksiklerimiz kapatılıyor. Ayrıca milletimizin ortalama temizlik düzeyi dünya standartlarının üstündedir. Toplumumuzda el yıkama, kolonya ikramı ve sık yıkanma gibi alışkanlıkların olması, esasında sağlık sistemimizi rahatlatan uygulamalardır." karşılığını verdi.
Israrla sokağa çıkmak isteyen vatandaşlara ilişkin de değerlendirmede bulunan Fahrettin Altun, şunları kaydetti:
"Sokağa çıkma konusunda şu anda ölçümüz zarurettir. Biz, gerekli olmadıkça vatandaşımızın hiçbir hürriyetinin kısıtlanmasına taraftar değiliz. Ancak salgın gibi ciddi bir kriz karşısında da bazı tedbirleri yürürlüğe koymak zorundasınız. Zorunluluk olmadıkça insanımızın evde kalmasını ve sosyal mesafeyi korumasını istiyoruz. Halkımızın ferasetine güveniyoruz ve bu sürecin devlet-millet birliğiyle en güçlü şekilde üstesinden geleceğimize inanıyoruz."