Libya'da görevdeyken şehit düşen MİT personelinin ismini deşifre edip cenaze törenine ilişkin görüntüleri yayınlayarak ailesini de hedef tahtasına koyan Oda TV, yalan haberle göz göre halkı aldatmaya çalışıyor.
Barış Pehlivan Ve Barış Terkoğlu isimli yöneticileri tutuklanan Oda TV, 7 Şubat ihanetinin gerçekleştiği dönemde yani 2012 yılında Sabah ve Türkiye gazetesinin bazı MİT personellerinin isimlerini deşifre ettiğini onlar hakkında işlem yapılmadığını iddia ediyor.
Algı operasyonlarıyla ve yalan haberleriyle bilinen sitede yer verilen haberde şu ifadeler kullanıldı:
"Yani 7 Şubat 2012 krizi olunca herkesin haber yapıp tartışmalar devam ederken ifadesinin Türkiye Gazetesi'nde yer aldığını, Türkiye gazetesinin adını vermediğini ancak yapılan faaliyetin, PKK cephesinde doğrudan kendisini deşifre ederek işaret etmekte olduğunu, ardından 11.03.2012 tarihinde Sabah gazetesinde haber yapıldığını, ancak zaten kendilerinin 06.03.2012 tarihinde Türkiye gazetesindeki haberden sonra tüm faaliyetlerini durdurup ajansı kapattıklarını, artık deşifre olmanın vermiş olduğu tedirginlikle gizlenmeye çalıştığını…'
Yani, Türkiye gazetesi, MİT'in yayımlanmasını engellemeye çalıştığı ifadeleri ilk kez yayımlayan gazete oldu. Türkiye gazetesinin haberinden sonra, MİT'in operasyonlarda kullanmak için kurduğu haber ajansı kapatılmak zorunda kaldı. Türkiye gazetesinin hemen ardından da, Sabah Gazetesi de ifadeleri çarşaf çarşaf yayımladı. MİT mensubu M.Ö. bu haberlerin ardından can derdine düşerek gizlenmeye başlandı.
Olayın başka ilginç yanları da vardı. Söz konusu iddianameyi yazan savcılar, Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç hakkında gözaltı kararı veren ve tutuklamaya sevk eden savcılardı!
Daha önce Meclis'te isminin açıklanmasına rağmen şehit olan MİT'çinin adının dahi yer almadığı haber için 2 gazetecinin tutuklanmasını isteyen bu savcılar, Türkiye ve Sabah gazetelerinin yayınları için ne yaptı?
HEMEN YANIT VERELİM: HİÇ!"
Oda TV bu satıları sıralarken bir gerçeği gizlemekten geri durmadı. MİT kanunun 27. maddesinde yapılan değişikliğin tarihi 17 Nisan 2014'tü. Yani Sabah ve Türkiye Gazetelerinin söz konusu yayınından yaklaşık 2 yıl sonra.... Yani o dönem kanunda bugünki gibi bir yaptırım yoktu.
Söz konusu madde şöyle:
CEZAİ HÜKÜMLER
MADDE 27 - (Değişik: 17/4/2014 - 6532/ 7 md.)
Millî İstihbarat Teşkilatının görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz olarak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan ve bunları yok eden kişiye dört yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini(1) herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlara üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.
Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin; radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması hâlinde; 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanununun 11 inci maddesi ile 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümlerine göre sorumlulukları belirlenenler ile bunları yayanlar hakkında üç yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası verilir.
Ayrıca Oda TV'nin beşka bir çarpıtması daha sözkonusu...Sanki SABAH, o dönem MİT'in aleyhine bir haber yapmış gibi bir algı yapmaya çalışıyor. Oysaki 11 Mart 2012 tarihli manşet habere göz gezdirildiğinde FETÖ savcılarının operasyon yapmaya çalıştığı MİT'in korumduğu anlaşılıyor.