Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
İlişkilerimizdeki olumlu ivmeyi inşallah bu sene Sofya'da gerçekleştireceğimiz büyük ihtimalle Mayıs ayı son haftasında İkinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı'yla sürdüreceğiz. Bugünkü görüşmelerimizin ana gündem maddesini Suriye'de yaşanan gelişmeler oluşturdu. Rejimin İdlib'e yönelik saldırganlığın durdurulması yönünde atılabilecek adımları ele aldık. Bu kapsamda verdiğimiz mücadelelerde şehit düşen ailelerimize bir kez daha şahsım ve milletim adına başsağlığı diliyorum. Gösterdiği dayanışma için Başbakan Borisov'a teşekkür ediyorum.
Başkan Erdoğan'dan Avrupa'ya tarihi rest: Siz kimi kandırıyorsunuz! | Video
AB DESTEK VERMEZSE KAPILARI AÇMAK ZORUNDA KALIRIZ DEMİŞTİM
Hali hazırda İdlib'de 1,5 milyon insan evlerini terk etmiş ve sınırlarımızda bekliyor. Görüşmelerimizde maalesef Avrupa Birliği üyelerinin büyük bir çoğunluğunun bu konudaki duyarsızlığını da dile getirmek durumunda kaldım. 4 milyondan fazla sığınmacıya 9 yıldır ev sahipliği yapan Türkiye'nin durumunu malesef AB üyeleri ve dünya hala anlamış değil.
Aylar önce eğer adil bir yük paylaşımına AB bizimle beraber destek vermezse kapıları açmak durumunda kalırız diye açıklamıştım.
Biz Türkiye-AB arasında 18 Mart 2106'da yeralan taahhütlerimizi şimdiye kadar yerine getirdik.
BİZ ARTIK O PARAYI DA İSTEMİYORUZ
Adil yük beklentilerimiz ne yazık ki sonuçsuz kaldık. AB ise 18 Mart bildirisinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir. AB bugün de çifte standart uygulamaktadır. Bakınız hala AB üyesi ülkelerin önde gelenleri bizim sınırlara şu anda yürüyen mültecilerle ilgili Türkiye'nin burada yanlış yaptığını söyleyecek kadar çifte standart uyguluyorlar. Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı? Bu yükü biz mi kaldıracağız? Biz zaten 40 milyar doları aşkın harcamayı yaptık. Söz verdiniz, 1 yıl içerisinde 6 milyar Avro Türkiye'ye verecektiniz. Onu da bize değil, milli bütçeye değil STK'lara vereceklerdi. Bunu verdiler mi? Hayır. Bu ara görüşüyoruz. Size 1 milyar Avro göndereceğiz diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz yahu! Bu akşam sayın Başbakana söyledim:
Biz artık bu parayı istemiyoruz. 40 milyar doları harcayan Türkiye Cumhuriyeti onların vereceği parayı da bulur, üretir ve harcar. Türkiye'nin onuruyla oynamaya kimsenin hak ve yetkisi yoktur.
AB GÖZLEMCİSİ YUNANİSTAN'IN YAPTIKLARINI GÖRECEKTİR
Türkiye'nin güvenlik kaygılarını görmezden gelirken, Yunanistan'ın Cenevre hilafına aldığı ölümlere yol açan aldığı yöntemleri desteklemektedir. Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye ise kendisinden koruma isteyen kişilere uluslararası koruma sağlamaya devam etmektedir. Sığınmacılar, mülteciler bulundukları ülkeleri terk etmekte ve gidecekteki yeri seçmekte özgürdürler. Bu lokal bir hukuktan bahsetmiyorum. Uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Bu kişiler kendi özgür iradeleriyle ülkemizden ayrılmaktadır. Yunanistan gibi tüm ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek sınırlarına ulaşan göçmenlerin, sığınmacıların başvurularını milliyetine bakmadan gerekli korumayı sağlama zorunluluğu bulunmaktadır. Bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü ve 1 tane de ağır yaralı var. AB Konseyi Başkanı yarın Türkiye-Yunanistan sınırını ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunan sınırında kaldığı insanlık dışı muameleleri görecektir. Yunanistan sahil güvenlik yetkililerinin Ege'de yaptıklarını da izlemesini tavsiye ediyorum. Değerli dostum Borisov'un liderliğindeki Bulgaristan'ın bu konuda sağduyulu bir yaklaşım sergilediğini vurgulamak isterim. Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde Bulgaristan'da mükemmel bikr işbirliğimiz ve dayanışmamız var. Bu işbirliği ve dayanışma anlayışının bütün AB ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum.
BORİSOV: Bulgaristan halkına yönelik ifade etmiş olduğunuz tebrik mesajlarınız için teşekkür ediyorum. Bu çok önemli. Şahsım ve ekibim adına bir kez daha şehit olan askerlerin yakınlarına taziyelerimi ifade etmek isterim. Koronavirüse karşı aldığımız önlemler çerçevesinde ihtiyaç bulduğumuz fakat elimizde yeterince bulunmayan malzemelerle ilgili olarak hemen Sağlık Bakanını çağırdığınız için ayrıca teşekkür ediyorum. Bulgaristan'daki kamuoyuna bilgi vermek adına dünya genelinde zor bulunan, ihtiyacı olan filtreli maskelerin bize temin edilmesi hususunda peyderpey temin ederek bize yardımcı olacağınız için de ayrıca teşekkür ediyorum.
TÜRKİYE'YE NEDEN VERİLMEDİĞİNİ ANLAYAMIYORUM
Perşembe günü Moskova'da gerçekleştireceğiniz ziyaret çerçevesindeki Suriye'deki ölümcül gelişmeler konusunda diplomatik bir çözüm bulacağınızı arzu ve temenni ediyorum. Can kaybı yanısıra yüzbinlerce göçmen de mülteci sınırlarımıza doğru geliyor. Şahsınız nezdinde Türkiye'nin Bulgaristan sınırına yönelik Avrupa ile imzalanan anlaşmanın hükümlerini ve taahhütlerini yerine getirdiği için teşekkür ediyorum. Bu da Bulgaristan vatandaşlarına müsterih olmalarını sağlıyor. Dolayısıyla bu taahhüdü bir kez daha teyid etmiş olduk. Buraya kadar iyi, epey çaba harcadım. Sofya'da üçlü ve daha büyük formatlı bir toplantının gerçekleştirilmesi konusunda. Tam o sırada öldürülen göçmenler konusunda bilgi verdi. Bazı mevkidaşlar sosyal medyada görüş paylaşmaktan çekinmiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı aslında Cuma günü Sofya'ya gelmeye hazırdı. Fakat mevkidaşım Miçotakis ile aynı masaya oturma arzusunu göstermeyince tabii ki benim de böyle bir toplantı düzenleme düşüncemden vazgeçirdi. İnanıyorum ki, en kısa zamanda Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi bu toplantıyı yapar. Herkes kapıda bekleyen büyük insani krizi muhtemelen göremiyorum. Ben en korkaklar arasından biri değilim. Fakat eminim ki, ancak sağduyu, barış ve diplomasiyle, karşı tarafın da yararlarını, çıkarlarını korumak suretiyle çözülebilir. Tabii ki imzalanan anlaşmalarının da yerine getirilmesi lazım. Türkiye'ye neden verilmediğini ben anlayamıyorum.