FETÖ'nün darbe girişimi sırasında AK Parti İstanbul İl Başkanlığının işgal girişimine ilişkin davanın, yerel mahkemenin hükmünün Yargıtay tarafından kısmen bozulmasının ardından yeniden görülmesine başlandı.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda yapılan duruşmaya, 6 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı.
Diğer 4 sanığa ise bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanılan duruşmada, mahkeme başkanı, Yargıtay'ın bozma ilamını okudu.
Bozmaya dair görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mahkeme heyetinin Yargıtay kararına direnmesini istedi.
Sanıklardan biri kararın kısmen değil tamamen bozulması gerektiğini söylerken, diğer sanıklar ise lehlerine olan hükümlerin uygulanmasını ve beraatlerini talep etti.
Mahkeme başkanı, heyetle yaptıkları kısa bir müzakerenin ardından, Yargıtay'ın kararını usul ve yasaya uygun bulduklarını belirterek, bozma kararına uyulmasına hükmettiklerini açıkladı.
Duruşmada daha sonra sanıkların esasa ilişkin savunmalarına geçildi.
Savunması alınan iki sanık, hakkındaki iddiaları reddederek, darbe faaliyetlerine katılmadıklarını, FETÖ ile ilgileri olmadığını, beraat ve tahliyelerine karar verilmesi gerektiğini savundu.
Duruşmanın 27 Şubat perşembe gününe kadar sanık savunmalarıyla devam etmesi, son günde mahkemenin ara kararlarını açıklaması bekleniyor.
- DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Aralık 2017'de karara bağladığı davada, eski binbaşılar Faruk Şimşek ve Erol Hazıroğlu ile eski yüzbaşılar Gökhan Güney ve Hasan Hüseyin Altınsoy'un, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar vermişti.
Sanıkların fiilden sonraki davranış biçimlerini ve yargılama sürecinde pişmanlıklarının gözlenmemesini göz önüne alan mahkeme, 4 sanığın cezasında takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığına hükmetmişti.
Sanıklar eski üsteğmen Muzaffer Dikencik, eski asteğmen Berkay Demir, eski astsubay Ali Aydoğan, eski uzman erbaşlar Arif Emre Esen, Cem Karaaslan, Hüreyre Can Çatal, İbrahim Tıraş, Şahin Kurt, Feyyaz Yörük, Reşat Ardıl ve Fahrettin Kemal'in "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar veren mahkeme, sanıkların yargılama sırasındaki tutum ve davranışlarını, verilen cezanın gelecekleri üzerindeki etkisini göz önüne alıp cezalarını müebbet hapse düşürmüştü.
YARGITAY 5 SANIĞIN CEZASINI ONADI
FETÖ'nün darbe girişimi gecesi AK Parti İstanbul İl Başkanlığını işgal etmek amacıyla gelen askerlerin yargılandığı davada, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, "cebir ve şiddet kullanarak anayasayı ihlal" suçundan 4 sanık hakkında "ağırlaştırılmış müebbet", 11 sanık hakkında "müebbet" hapis cezası vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 15 sanık hakkındaki yerel mahkeme kararını hukuka uygun bulmuş, kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ne gönderilmişti.
Daire, sanıklardan eski binbaşılar Faruk Şimşek, Erol Hazıroğlu, eski yüzbaşılar Gökhan Güney ve Hasan Hüseyin Altınsoy'a, "anayasayı ihlal" suçundan verilen "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası ile eski üsteğmen Muzaffer Dikencik'e verilen müebbet hapis" cezasını onamış, 10 sanığa verilen müebbet hapis cezasını ise bozmuştu.
Bu sanıklardan eski astsubay Ali Aydoğan, eski asteğmen Berkay Demir ve eski uzman erbaşlar Arif Emre Esen, Cem Karaaslan, Hüreyre Can Çatal, Şahin Kurt, Fahrettin Kemal, Reşat Ardıl'ın hakkında "anayasayı ihlal" suçundan verilen müebbet hapis cezası, bu kişilerin eylemlerinin, "Anayasayı ihlal suçuna yardım etmek kapsamında kaldığı" gerekçesiyle bozulmuştu.
Müebbet hapis cezasına çarptırılan diğer iki sanık eski uzman erbaş Feyyaz Yörük ve İbrahim Tıraş hakkındaki hüküm ise "eksik inceleme yapıldığı" tespit edilerek bozulmuştu.