İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yeniden soruşturma açılan Rize eski Emniyet Müdürü Altuğ Verdi'yi şehit eden polis memuru İsmail Hakkı Sarıcaoğlu, ''FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklanması talebiyle hakimliğe sevk edildi.
Savcılığın hazırladığı sevk yazısında, şüphelinin 11 Aralık 2018 tarihinde Rize İl Emniyet Müdürü Şehit Altuğ Verdi'yi şehit etmesi sonrasındaki soğuk kanlı tavrı, teamül gereği kendisinin atamasından asıl sorumlu olan personel şube müdürünün de bulunduğu bir ortamda atama yönünden tali sorumlu olabilecek İl Emniyet Müdürünü cinnet hali ile şehit ettiğini iddia etmesine rağmen aynı cinnet hali içerisinde personel şube müdürünü hayati tehlike yaratmayacak şekilde yaraladığı, bu nedenle de asıl hedefinin şehit müdür olduğu, bu yöndeki davranışının cinnet hali ile açıklanamayacağı belirtildi.
Yine olayın yaşandığı makam odasından elinde cep telefonu olduğu halde ve koruma polislerine canlı yayın yaptığını ifade ederek çıkması hususu da şahsın olay esnasında soğuk kanlı biçimde hareket ettiğini gösterdiği vurgulanan sevk yazısında, 'Yine benzer bu tür olaylarda cinnet haliyle cinayet işleyen kişilerin olay sonrasında ya intihar ettikleri ya da çatışmaya girerek öldükleri bilinen bir tecrübe olduğundan şahsın olay esnasındaki tüm davranışlarının soğuk kanlı biçimde olayın işlendiğini gösterdiği, şahsın ortaöğretim döneminden itibaren örgütle bağının hiçbir şekilde kopmadığı, başka hiç bir yapıya ideolojik manada bir yakınlığının bulunmadığı, yine 2014 yılı ve darbe girişimi sonrasında örgüt jargon ve söylemleri doğrultusunda beyanlarda bulunduğu tespit edildiğinden şüphelinin örgüt üyesi olduğunun sabit olduğu, işlemiş olduğu cinayeti örgütsel talimat ile işleyip işlemediği tam olarak ispat edilememiş olsa da şüphelinin örgüt üyesi olduğu halde bu eylemi gerçekleştirdiğinin ispatlandığı' kaydedildi.
"KARLOV SUİKASTI EYLEMİ…"
Sevk yazısında değerlendirme yapıldı: "(Şüphelinin) Terör örgütleri açısından 'yalnız kurt' olarak tabir edilebilecek veya örgüte yönelik adli idari soruşturmalar sebebiyle radikalleşmiş örgüt mensubu olduğunun değerlendirildiği veya örgüt tarafından bugüne kadar kamufle edilen örgütsel bilinen bağlantıları en alt düzeyde tutulan gizlenme ve renklenme konusunda faaliyet yürüten Karlov suikastı ve benzeri eylemlerde intihar eylemi yapmaya dahi teşebbüs edebilecek, bu aşamaya kadar deşifre edilmemiş bir hücreye mensup bir kişi olabileceği değerlendirilmiştir.
Şüphelinin garson mahlaslı gizli tanıktan ele geçen SD kart verisinde alan dışı kodlaması ile kodlandığı, bu yöndeki bilginin örgüt mensupları yönünden gri bir alan olarak tarif edilebileceği, aynı kodlamaya sahip çok sayıda bylock kullanıcısı veya itirafçı emniyet mensubunun mevcut olduğu, bu yöndeki kodlamanın listenin ele geçirildiği mahrem yapı mensubu kişiye örgüt mensuplarına ilişkin sicil bilgilerinin sağlıklı iletilememesi veya kasıtlı farklı bir nedenle örgüt tarafından bilinçli şekilde yapıldığının değerlendirildiği anlaşılmıştır.''
Diğer gözaltına alınan şüphelilerin de ifadesi yer verilen sevk yazısında, soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen şüphelinin abisi olan Mustafa Sarıcaoğlu'nun ifadesinde ise şüphelinin üniversite hazırlık ve üniversite döneminde FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait dershanelerde öğrenim gördüğünü, yurt ve evlerinde kaldığını, bu yapıya kendisinin şüpheliyi yönlendirdiğini, ideolojik manada başka hiç bir yapıya yakınlık göstermediğini kamuoyunda 17-25 aralık olayları sonrasında kendisi ile yapmış olduğu görüşmelerde örgüt lehine söylemlerde bulunduğunu ve bu doğrultuda örgütsel bağını devam ettirdiğini düşündüğünü belirterek, 15 temmuz darbe girişimi sonrasında kendisinin örgütle ilişkili görüşlerinin değişmesine rağmen İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun örgütün darbe girişiminde bulunmadığına yönelik söylemleri olduğunu, yaşanan sürecin hükümetin uydurması olduğunu söylediği aktarıldı.
EŞİ VE ABİSİ İTİRAF ETTİ
Kardeşinin yapı olarak sakin huylu bir şahıs olduğunu, cinayet olayında iddia edildiği üzere bir anlık parlama veya cinnet haliyle bir eyleme girişmiş olamayacağını, bu konuda kendisinin doktor olması sebebiyle de tıbben de böyle bir durumun yaşanmış olamayacağını anlatan şüpheli Mustafa Sarıcaoğlu ifadesinde, ''Bu hususu kardeşine de söylediğini, ceza evinde kendisini ziyaret ettiğinde de cinayet gerekçesini kendisine sorduğunda önce tayin gerekçesiyle olduğunu, ancak kendisinin ısrar etmesi üzerine şehit emniyet müdürü hakkında örgüt mensuplarına kötü muamele de ve işkencede bulunduğundan ve 15 temmuz darbe girişimindeki rolü nedeniyle kendisine öfkeli olduğunu, kardeşinin kesinlikle FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile irtibatlı olduğunu, cinayet sonrasında kendisinin iddia ettiği üzere cinnet hali ile bu cinayeti işlemesi halinde normal bir insanın kesinlikle cep telefonunun çıkartarak vurulmamak maksadıyla güvenlik görevlilerine kayıt yaptığını beyan edemeyeceğini, bu hususu kendisine sorduğunda tutarlı cevaplar veremediğini, geçiştirdiğini'' söyledi.
Şüpheli İsmail Hakkı Sarıcaoğlu'nun eşi Semihan Sarıcaoğlu'nun alınan beyanında ise eşinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğunu, kendisi ile evlendikten sonra bu örgütle kendisinin eşinin ilişkilendirildiğini, Ardahan ve Rize ilinde eşinin de zorlaması ve ısrarı ile örgüt sohbet toplantılarına katıldığını, İsmail Hakkı Sarcıoğlu'nunda bu dönemde sohbet toplantılara katıldığını, farklı her hangi bir ideolojik yapıyla bir bağı olmadığını örgüte yönelik soruşturmalar kapsamında çekinceler yaşayarak korktuğunu, cinayetten son 1-1,5 yıl öncesine kadar ailesiyle bağlarının koptuğunu söylediği kaydedildi.
Sevk yazısında, bu nedenlerle şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu anlatıldı.
FETÖ'DEN TUTUKLANDI
İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği de tutuklu bulunduğu cezevinden SEGBİS aracılığıyla bağlanarak şüphelinin ifadesi aldı. Hakimlik, şüpheli Sarıcaoğlu'nun 'FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan tutuklanmasına karar verdi.
Soruşturma kapsamında İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, 13 ve 20 Şubat'ta düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 22 şüpheliden 12'sinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. İşlemleri tamamlanan şüpheliler Çağlayan'daki İstanbul Adliyesine getirildi.
Emniyetteki 4 şüphelinin işlemlerinin ise sürdüğü bildirildi. Şüphelilerden 6'sının bu soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılarak serbest bırakıldığı, 4'ünün haklarında yürütülen başka bir soruşturmada etkin pişmanlık hükümünden faydalanarak serbest bırakıldığı öğrenildi.