İletişim Başkanlığınca düzenlenen "Malcolm X ve Onun Dünyası" konferansına katılmak için İstanbul'a gelen Şahbaz, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Şahbaz, Amerikan sivil haklar tarihine damga vuran babası Malcolm X'in yaşamı, ırkçılığa karşı verdiği mücadelenin yanı sıra, Netflix'te Malcolm X'in suikastine dair yayımlanan belgeselin ardından Manhattan bölge savcısının suikastle ilgili dosyanın yeniden açılacağını duyurmasına kadar pek çok konu hakkında konuştu.
SORU: Sayın Şahbaz, babanız Malcolm X'in hayatını kaybetmesinin üzerinden 55 yıl geçmesine rağmen hala bu kadar popüler olması hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız? Malcolm X'in gençlere ilham vermeye devam etmesinin sebepleri sizce nelerdir?
İlyasa Şahbaz: "Çünkü 55 yıl önce onun mücadele ettiği sorunlar günümüzde hala var olmayı sürdürüyor. Bugün, onun neler söylediğini duymamızı ve okumamızı sağlayan internet var artık. Görüyoruz ki bu sayede onun mesajı halen yankılanıyor. İnsanlar ona yakıştırılan bazı şeylerin yanlış olduğunu keşfediyor. Onun çalışmalarında zorlukları nasıl aşacaklarını görüyorlar."
SORU: Babanızın ölmeden önceki son yıllarında, ABD'deki Sivil Haklar Hareketi'ne katılması ve daha kucaklayıcı bir dil benimsemesi hakkında neler düşündüğünüzü bizlerle paylaşır mısınız? Bunun arkasında yatan motivasyon neydi?
İlyasa Şahbaz: "1950'lerde eşitlik, sağlık sistemi, kaliteli barınma ve kaliteli eğitim için barışçıl yürüyüşler, protestolar düzenleyen genç insanlar vardı. Babam da şöyle dedi: "Sivil Haklar konusu iç politikanın bir meselesidir ve siz, varlığınızı reddeden insanlardan sivil haklarınızı tanımanızı bekliyorsunuz." Babam, "İnsan haklarına sahip olmayı talep ediyoruz ya da Allah tarafından bize verilen haklarımızı kullanmak istiyoruz. Sizin kardeşleriniz olarak bu haklara sahip olmak istiyoruz." dedi. İnsanlar şaşırdı… İşte bu, babamın ilk defa sivil haklar sorununa insan hakları gündemini getirdiği zamandı. "Allah her birimize bu hakları (insan haklarını) zaten verdi." bunu savunuyordu…"
SORU: Peki, babanız bu kadar erken yaşta vefat etmeseydi, hayatının ilerleyen dönemlerinde daha kuşatıcı bir dil benimser miydi sizce?
İlyasa Şahbaz: "Onunla ilgili yazılan birçok şey yanlıştı. O, merhametli, sevgi dolu ve dürüst bir adamdı. Allah'ın birliği altında hepimizin kardeş olduğu fikrine inanıyordu. Bu fikirlerini benimsemeye devam edecekti elbette. Gerçekte olduğu insan olmaya devam edecekti ve ona yakıştırılan şeyleri taşımayacaktı. Çünkü o haksızlığa, insanlık dışı tutumlara karşı savaşıyordu. Üstelik kim için olursa olsun, ister kadın, ister Afrika kökenli insanlar, Müslümanlar, Yahudiler, herkes için… İnsanların, insan oldukları için saygı duyulan ve insanca muamele görmeleri için mücadele ediyordu."
SORU: Biraz da babanızın Hac ziyaretine değinelim. Bu yolculuğun onun için çok önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Peki babanızın Hac ziyaretinin onun siyasi duruş ve söylemlerine etkisi ne şekilde olmuştu?
İlyasa Şahbaz: "Biliyor musunuz, ben hac vazifemi yerine getirdiğim sırada babamın da orada ne deneyimlediği üzerine derinlemesine düşünme fırsatı buldum. Benim mesela şu an normal karşıladığım (ama o zaman öyle olmayan) şeyler. Örneğin babamın hac yaparken fotoğraflarına baktığımda dik duruşlu, vakur bir adam görüyorum. Siyah genç bir insan, genç bir erkek olarak ona yalnızca insan gibi değil, ayrıca saygın bir lider gibi davranıldığını görüyorum. Hac yolculuğunda babam bunu deneyimleyebilmişti…"
SORU: Babanızın zor bir çocukluğu olduğunu biliyoruz…
İlyasa Şahbaz: "Hayır, o zor bir çocukluk geçirmedi aslında."
SORU: Geçirmedi mi?
İlyasa Şahbaz: "Hayır, harika bir çocukluğu vardı. Babası, milyonlarca takipçisi olan bir grubun başkanıydı. Annesi, bu organizasyonun kayıt memuruydu. Önemli değerleri çocuklarına aşıladıklarından emin olmaya çalışan insanlardı bunlar. Malcolm X bu yüzden Malcolm X oldu. Çünkü annesi ve babası ona kimlik, merhamet, itina, sorumluluk, okuryazarlık ve kitaplar hakkında bilgi veren kişilerdi. Babası öldürüldüğünde, sadece beyazlar için ayırtılmış bir toprağa sahipti. Orada evlerini inşa etmişti. Babası, insanlara kimliklerinin önemi, kendi milletimiz ve tarihimizle ilgili anlatıları korumamızın sorumluluğu hakkında, çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde yetişmesinin önemi hakkında vaazlar veriyordu. Babası Ku Klux Klan tarafından suikaste uğradıktan yıllar sonra annesi bir kuruma yerleştirildi. Topraklarına el konuldu ve tapularına bu kararı alan hakimin ismi yazıldı. Bu çok talihsiz bir durum olmasına karşın Malcolm bununla baş edebilecek kadar aklı başında biriydi. Çünkü evde okumanın, hayatın, dünya vatandaşı olmanın önemini öğrenmişti. Annesi bahsettiğim organizasyonun kayıt memuruydu, mecmualar yayınlıyordu ve çocuklarının da okumasını sağlıyordu. Malcolm'un gerçekten kim olduğuyla ilgili gerçek bu. Bu, ebeveynlerin çocuk yetiştirmeye önem atfetmesinin ne kadar mühim olduğunu ortaya koyuyor. Bir dünya vatandaşı olmayı, okuma yazmayı sevmeyi öğretmeyi…"
SORU: Babanızın İslam Milleti Hareketi (Nation of Islam) lideri Elijah Muhammed ile olan ilişkisi nasıldı? Bu grupla yollarının ayrılmasının arkasındaki neden neydi?
İlyasa Şahbaz: "Babam İslam Milleti Hareketine ilk katıldığında birkaç yüz üyeleri vardı. Babam, bu grubun baş sözcüsü olarak atanmıştı. İki yılda 5, 3 yılda 15 ibadethane inşa edilmişti. Grubun yıllık geliri milyon dolarları bulmuştu. İş yerleri, gazeteler ve gençleri yetiştirmek için eğitim kurumları kurmuşlardı. Babam bütün bunları inşa etmekten sorumluydu… Onu bu gruptan çıkarmak acı vericiydi. Bu bir ihanetti. Biliyorum ki bu durum ona ciddi derecede acı vermiştir ama bu iyi bir şeydi aslında. Çünkü başka şeylere vakit ayırabildi bu sayede."
SORU: Babanızın Muhammed Ali ile olan ilişkisine değinmek istiyorum biraz da. Malcolm ile Muhammed Ali bir dönem çok yakındı ancak sonradan araları bozuldu. Babanızın Muhammed Ali'yle ilişkileri hakkında düşünceniz nedir?
İlyasa Şahbaz: "Muhammed Ali, İslam Milleti hareketine Malcolm X sayesinde katıldı. Malcolm, adaletsizlikleri eleştiren ateşli bir insan hakları savunucusuydu. İnsanlar kendi tarihlerini bilmiyorlardı, Afrika'yı tanımıyorlardı. Bu nedenle herkes Malcolm'a yakınlık duydu. Uzun boylu, yakışıklı, zeki, harika bir adamdı. Ayrıca Malcolm, birçok insanın aklını kurcalayan ama nereye, kime soracaklarını bilmedikleri sorular hakkında konuşuyordu. Babam Muhammed Ali'nin bir nevi akıl hocası oldu. Ona İslam, tarih, güç ve amaçla ilgili yol gösterdi. Muhammed Ali şöyle demiştir: "Malcolm X ile tanışmış olmasaydım, mezar taşımda 'Burada en büyük boksör yatıyor.' yazardı. Ancak Malcolm ile tanışmam sayesinde, 'Burada dünyada, insanların hayatlarında büyük bir değişim yapan, bir şeyler için mücadele eden büyük bir boksör yatıyor.' yazacak… Maalesef, İslam Milleti… Bilirsiniz, bazen kıskançlık ya da o tip şeyler olur. Benim babam Muhammed Ali'yi İslam Milleti hareketine soktu. Onlarsa "Onunla arkadaş kalamazsın. Bizimle olacaksın ve biz sana yeni bir isim vereceğiz. Malcolm veremez ama Elijah Muhammed sana ismini verecek." dediler. Aslında Muhammed Ali kitabında Malcolm öldürüldüğünde ne kadar acı duyduğu hakkında yazmıştı. Çünkü kendi kardeşine sırtını dönmüştü. Hatta… (Susuyor.)"
SORU: Öldürüldüğünde henüz bir bebek olduğunuzu biliyorum ama babanızın ölüm anına dair bir şey hatırlıyor musunuz?
İlyasa Şahbaz: "Hayır, babamın öldürüldüğü anı hatırlamıyorum ama çok fazla kargaşa ve gürültü olduğunu anımsıyorum. Kardeşlerim ve annem ve hatta hatırlamasam da benim için de büyük bir travma olduğunu biliyorum."
SORU: Peki, bugüne gelecek olursak, yakın zamanda Netflix'te Malcolm X'in suikastına dair bir belgesel yayımlandı. Bunun ardından suikastla ilgili yeni belgeler ortaya çıktı ve Manhattan bölge savcısı da suikastla ilgili dosyanın yeniden açılacağını duyurdu. Buna tepkiniz nasıl oldu ve ne düşünüyorsunuz bu gelişmeyle ilgili?
İlyasa Şahbaz: "Netflix'te yayımlanan "Malcolm X'i kim öldürdü?" belgesel serisinin dünyanın dikkatini celbetmesi bence çok iyi bir şey. İnsanlar gerçeğin, ilk zamanlar söylenen "Bu örgütte birbirlerini kıskanıp öldüren tipler vardı." gibi iddialardan farklı olduğunu keşfediyor. Şimdi görülüyor ki bu örgüte katılan birçok genç arasında devlet ajanları da bulunuyordu. Bu örgütteki gençlerin birçoğu gizlenmiş muhbirlerdi ve Malcolm X'in öldürülmesi gibi büyük bir planın bir parçasıydılar. Manhattan savcılığının dosyayı yeniden açacak olmasından dolayı mutluyum. Diyorlar ki; "Anneniz dosyanın açılmasını ilk başta istemedi." Bu aslında onun, eşiyle birlikte yaşadığı evin ateşe verilmesinden sadece birkaç yıl sonraydı. Bomba, bebeklerinin uyuduğu odaya denk gelmişti ve bir hafta sonra da eşi gözlerinin önünde bombalı saldırıya uğramıştı. Düşünüyorum ki o zaman annem sadece çocuklarını yetiştirmeye, onları yaşatmaya odaklanmıştı. 6 çocuğu vardı… Ama biliyorum ki o da kocasını kimin öldürdüğünü, bu suikastı kimin neden organize ettiğini öğrenmek isterdi. Daha sonra Malcolm'un kim olduğuyla ilgili gerçeği öğrenmek, onun çalışmalarını incelemek, ona bakmak.. O erdemli bir adamdı. Allah'a ibadet ediyordu. Bir bütün olarak Malcolm X… Hepimiz çaba sarfedersek, Allah'ın birliği altındaki bu gerçek kardeşliğin gerçekleşebileceğine ve çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız daha iyi bir hayata sahip olabileceğimize inanıyordu. Her insanın sahip olması beklenen toprak, barış ve özgürlüğü onlara bırakabilmeye…"
SORU: Son sorum Türkiye üzerine olacak. Birçok kez Türkiye'ye geldiniz. Türkiye ile, Türkiye'nin İslam dünyasındaki yeri ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
İlyasa Şahbaz: "Türkiye'yi çok seviyorum ve Türkiye aslında İslam'ı görmek için harika bir yer. Buranın tarihi çok kadim. Bütün bu bilgileri alıp bir kitapta yayımlamak ve ABD'ye, Avrupa'ya, dünyaya dağıtmak çok önemli. Anlatıların kontrolünü ele almak çok önemli. Babam da bundan bahsediyordu. Bu yüzden Ekim ayında çıkacak bir kitap da yazdım. Kendi hikayenizi kendiniz anlatmanız çok mühim. Çocuklara Türkiye'nin tarihi, Türkiye'de yaşayan insanlar, İslam orada ne kadar güzel bunları anlatmak önemli."
SORU: Bu kadardı sorularımız eklemek isteyeceğiniz başka bir şey yoksa.
İlyasa Şahbaz: "Yok, ben teşekkür ederim."