Cumhuriyet'ten Osmanlı'ya, Bizans'tan Roma ve Neolitik çağa kadar 8 bin 500 yıllık bir tarihe sahip İstanbul, tarihi zenginliğinin yanı sıra tarihi eser talanında da ilk sıralardaki şehirler arasında yer alıyor. Her yıl yüzlerce eseri Avrupa ve Amerika'daki müzayede salonlarında sergilenen İstanbul artık sahipsiz değil. 2015 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevini devralan Mustafa Çalışkan'ın talimatıyla yapılanmaya giden ve kadrosuna sanat tarihi uzmanı komiserden, arkeolog memuruna kadar uzman polisleri katan Kültür ve Sanat Varlıkları Kaçakçılığı Büro Amirliği ekipleri, tarih hırsızlarının korkulu rüyası oldu. Aldıkları meslek içi eğitiminin de desteğiyle, bazen koleksiyoner, bazen müzayedeci, bazen defineci, bazen de sanatsever bir işadamı kılığına girerek tarih hırsızı avına çıkan insanlık mirası bekçileri, son 5 yılda 174 ayrı operasyonda müzayedeciden koleksiyonere, heykeltıraştan müze görevlisine, öğretim görevlisinden emekli emniyet müdürüne kadar 367 tarih hırsızını yakaladı.
KAFADA POŞETLE YÜRÜDÜ
Ekibin 2020 yılının ilk ayında gerçekleştirdiği sekiz operasyonda ele geçirdiği 4 bin 691 adet sikke ve obje ise aylık ortalamasının çok üzerinde kendini gösterdi.
Ekibin başında bulunan Büro Amiri Komiser Semih Erbay ile Ekipler Amiri Ali Osman Saygılı, operasyonlarda heyecan ve korkuyu bir arada yaşadıklarını ifade ediyor. Komiser Erbay, birkaç yıl önce bir operasyonda çalıntı bir tabloyu koleksiyoner kılığına girerek satın almak için gittiği adreste kafasına poşet geçirildiğini belirterek, "Operasyonun akamete uğramaması için kabul ettim. Kafamda poşet, iki şahısla 10 dakikalık yürüyüşün ardından tünel gibi bir yerden geçerek bilmediğim bir adrese gidip seri numaraları alınmış paraları verdim. Tabloyu aldım. Yine kafama poşet geçirdiler. Beni aldıkları yere bıraktılar" dedi.
ARKEOLOJİ OKUDU
Ekipler Amiri Saygılı'nın unutamadığı anısı ise antik döneme ait bir objeyi almak için yaşadığı alışveriş olmuş. Arkeoloji Bölümü'nü bitirdikten sonra çocukluk tutkusu polisliği tercih eden Saygılı çeteyle işadamı kılığında temasa geçmiş:
"İşadamı gibi giyinip, lüks bir araçla gittiğim randevuda şebeke mensupları, 'Teslimatı bizim araçla gideceğimiz başka adreste yapacağız' deyince tedirginlik yaşadım ama kabul ettim. Adrese vardığımızda telefonumu istediler, 'buraya kadar gelmişken geri dönüş olmaz' diyerek onu da kabul ettim. Telefonu açık veremeyeceğimi söyledim. Kabul ettiler, kapatıp verdim. Alışverişi tamamlayıp, ilk buluşma noktasına döndüğümüzde sokağın başında arkadaşlarımı görünce, bir kez daha 'şükür' dedim ve araçtan inip operasyonu başlattım. Tarihi değeri yüksek bir obje ele geçirdik."