Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle şaha kalkan Türk savunma sanayi, halkın desteği ile destan yazmaya devam ediyor. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, SABAH'ın Ankara Temsilciliği'ne konuk oldu.
Yerli füze sistemi Hisar-A'dan, Yüksek İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi SİPER'e, ATAK ve GÖKBEY için üretilen yerli motordan Rusya'dan satın alınan S-400 füze sistemi ve F-35'e kadar bir çok konuda sorularımızı yanıtladı. İşte Demir'in söyledikleri:
MUHARİP UÇAK: Milli Muharip Uçak Projesi'ni hızlandıracağız. Bu projeye daha fazla kaynak ayıracağız. Şu an tasarım aşamasında. 2023'te uçağımızı hangardan çıkartacağız. Bu konuda ayaklarımız yere basarak koşuyoruz. Uluslararası ortaklık konusunda somut bir şey söyleyemiyoruz. İngilizlerin mühendislik destek çalışması var. Bu bir ortaklık değil, bize bu süreçte parası karşılığında destek veren bir yapı. Motor konusunda, söz verdiğimiz tarihlerde uçakla ilgili adımları atmak üzere, hazır 1-2 motor tipi ile ilgili karar aldık ve onları sipariş verdik. İlk geliştirilecek prototiplerde bu motoru kullanacağız. Kendi özgün motor geliştirme projemiz bir taraftan başlatıldı.
ÇOK YAKINDA: Yerli füze sistemi Hisar A yılın ilk yarısında geliyor, Roketsan'dan sözü aldık. Güney'e (Suriye sınırına) göndereceğiz. Yüksek İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi SİPER de 2023'te hazır olacak. İkisi arasında yumuşak bir geçiş var. Yani roket motorunu biraz daha artırdığınızda yüksek irtifa oluyor. Radar kapasitesi ikisi için de yeterli. Anadolu gemimizi de bu yıl sonunda hizmete almış olacağız.
* KOBİ'ler için EYDEP'i uyguluyoruz, daha kapsamlı hale getirmeye çalışacağız. Çeşitli iller bir araya gelip 'Biz savunma sanayine girmek istiyoruz' diyorlar. Savunma sanayine girmek isteyen her ile uzmanlaşma için spesifik hedef göstereceğiz. Sektörün buna yönlendirilmesi ve nerede boşluk varsa oraya yatırım yapılması için çalışıyoruz.
ATAK'A YERLİ MOTOR
ATAK ve GÖKBEY için TEI'de geliştirilen motorun çekirdek testleri yapıldı. Motoru çalışır halde çok yakın zamanda göreceğiz, ancak çalışır halde olması alıp hemen kullanabileceğimiz anlamına gelmiyor. Havacılık risk alınabilecek bir alan değil, her türlü testin yapılması gerek. Platforma koyduktan sonra da testler yapılması gerekiyor. Bunun için de 2 yıl gibi bir süre öngörüyoruz.
HALKIN İLGİSİ BÜYÜK
Türk halkında savunma konusunda müthiş bir heves var. S-400, F-35 tartışması alevlendiğinde, 'Bağış yapalım, yeter ki S-400'ü alalım' şeklinde mesajlar aldık. Kitlesel fonlama konusunun destek bulması mümkün. Hele ki bir proje yaptık, kitle desteği aldık diyelim, onda da başarılı ürünler çıktı. Onun vereceği gurur, katılanların beklediği getiriden çok daha fazla olacaktır. Bu tür bir ortaklığa getiriden çok, 'Bu işte benim de payım olsun' diyenler katılacaktır diye düşünüyorum
S-400'LER KULLANILACAK
ABD'nın S-400 ile ilgili iddiasının temeli yok. İddia şu: "Siz alacaksınız F-35'i, S-400'ün radarını açacaksınız, 'yan geçti, şuradan geçti' veriyi kaydedeceksiniz, Ruslara vereceksiniz." Böyle bir şey yapmak da akla zarar bir şey. F-35 konusunda bizim baktığımız noktada bir kriz yok, olmasına da bir sebep yok. Biz program ortağı olarak bütün yükümlülüklerimizi yerine getirdik, imkân verilirse de getirmeye devam edeceğiz. S-400'ün bakım idamesini sağlayan mekanizmayı biz kurarız, kuruyoruz. İkinci sistem ile birinci sistem birbirinin ayrılmaz parçası gibi. Anlaşmada teknoloji transferi, ortak üretim konusunda çok net yazılı ifadeler var. S-400'ler kullanılacak, alınan bir şey kullanılır.
HEDEF ODAKLI EĞİTİM
SSB Akademi için adımları attık, hayata geçiyor. SSB Akademi bir vizyon olacak. Çeşitli kuruluşlarla da işbirliği olacak. Hem hizmetiçi eğitim, hem teknik seminer, teknisyenden yüksek lisans seviyesine dokunacak kadar geniş çerçeveli bir eğitimden bahsediyoruz. Bazı eğitimler 1 hafta, bazısı 3 ay, bazısı 6 ay olacak. Hedef ne ise ona odaklanmış eğitimler verilecek. Bunun dünyada örnekleri var. Çok yakın örnekler Amerika ve Almanya'da örnekler var.
İHRACAT HEDEFİNİ YAKALARIZ
İhracat hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Türkiye hakkında oluşturulan algı önemli, 2011'deki algı ile 2021'deki algı aynı değil. Bu algı ve bu algıdan sonra etrafımızda örülen çemberler görülüyor. Savunma sanayi ihracatı da bunlardan bağımsız değil. Çok sayıda dost ülke var iken, şu veya bu sebeple önümüzü kesmek isteyenlerin sayısı arttı.