Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşü uçakta medya temsilcilerinin sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuları değerlendirdi. İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları:
İdlib'de 7 askerimiz ve bir sivil görevli şehit oldu. Bu İdlib mutabakatının açık bir ihlali. Rejim için tabi ki bunun sonuçları da olacak. Derhal karşılık verdik ve "Bundan sonra gereği neyse yapılacak" dedik. Bu attığımız adımın ardından da orada 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik. Bunlar tabi tespit edilenler. Büyük bir kısmı ölmüş durumda, belli bir kısmı yaralı. Bunlar daha çok telsiz konuşmalarıyla tespit ediliyor. "Şu kadar kişi kaybettik" filan diyorlar. Bir telsizden farklı bir rakam, bir telsizden daha farklı bir rakam gelebiliyor. Onun için telsiz takibinde aldığımız bu tür rakamlarla şu anda bize ulaşanlar bunlar. Bu süreci tabi devam ettireceğiz. Bu operasyonlar bunlara ciddi bir ders oldu, aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz. İdlib'de rejim şaka yaptığımızı sanıyor. Bu, daha ilk ayak. Durmayacağız. Rus tarafına da bunun bütün bilgilerini, koordinatları ile birlikte verdik. Askeri gözlem noktalarımız tabi ki orada hayati rol oynuyor ve yerlerinde kalacak. Gerekli tahkimatlar yapılıyor. İdlib'de yeni bir savaşa, sivil katliamına ve göç dalgasına müsaade edemeyeceğimizi onlara bildirdik. Hem sahada hem de masada gerekli adımları atıyoruz. İdlib konusunda uluslararası toplumun da sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Türkiye'yi takdir etmek yeterli değil, biz somut adımlar da görmek istiyoruz. Hakikaten "Bu kadar insanı yediriyorsunuz, içiriyorsunuz, giydiriyorsunuz, sağlığıyla ilgileniyorsunuz. Türkiye çok büyük işler yapıyor" gibi bizi takdir kelamları artık yetmiyor. İcraat istiyoruz. Aksi takdirde diğer adımları atma girişimine de başlayacağız. Arkadaşlarımız saldırının ardından hemen adımları attılar ve havan topları ve fırtına obüsleriyle tamamen alana girildi. Kısa sürede netice almaya başladılar. Hatta SİHA'lar da devredeydi.
25 BİN BRİKET BARINAK YAPACAĞIZ
Suriye şu anda İdlib'deki o masum, mahzun insanları sınırlarımıza doğru sürerek orada alan kazanmaya çalışıyor. Biz de Suriye'ye burada alan kazanma fırsatı vermeyeceğiz, çünkü şu anda bu bizim yükümüzü artırıyor. Zaten sınırlarımızda yoğun bir çalışma var ve 30-40 kilometre Suriye içinde briket barınaklar yapıyoruz. Şimdi ona başladık. Çünkü çadır kentlerle filan bu işi çözmemiz mümkün değil. Kış mevsimindeyiz, çadır kentlerde o insanların yaşam koşullarının ne olacağını düşünün. Biz "Konforunu biraz daha ileri götürelim, 25-30 metrekarelik briket barınakları yapalım" dedik ve inşaat şu anda hızla devam ediyor. Hatta konuyu Sayın Merkel'e de açtım. Merkel de destek sözü verdi. Oradan gelecek desteği de burada süratle kullanarak ilk etapta hiç olmazsa 25 bin civarında briket barınak yapalım istiyoruz. Bununla orada onlar için güvenli bir bölge tesis edelim istedik. Şu anda yapılan çalışma bu ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Burada tabi Suriyeli kardeşlerimizi de eleman olarak değerlendirip çalıştırıyoruz ve inşaatlar da devam ediyor.
BİR BAYANA YAPILAN SATAŞMANIN CEVABINI BAYANLARIN VERMESİ LAZIM
(İBB Genel Sekreter Yardımcısı Meltem Şişli'nin İSMEK'teki başörtülü kadın çalışanlara yönelik skandal sözleriyle ilgili) Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım. Hele hele bir bayana yapılan sataşmaya en güzel cevabı bayanların vermesi lazım
KIRIM TATARLARI'NA CAMİ, KONUT VE İŞYERİ İNŞA EDECEĞİZ
(Kırım Tatarları'yla ilgili) Pozisyonumuz net. Kırım'ın ilhakını tanımıyoruz. Kırım'ın haklarını korumak için çalışıyoruz. Sayın Başkan Zelenskiy'nin kararlı olduğunu gördüm. Şu anda Herson bölgesinde 500 konut yapabiliriz diye bir teklifte bulundu, "Beraber yapalım" dedi. Biz de "İsabetli olur" dedik. Kiev'de Kırım Tatar kardeşlerimiz için cami, konut ve işyerlerinden oluşan bir külliye inşa edeceğiz. Kırım Tatarları' nın kendi ayakları üzerinde durmasını çok çok önemsiyoruz. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve istikrarını önemsiyor ve bu hassasiyetimizi Rus mevkidaşlarımıza da iletiyoruz.
RUSYA İLE HER ŞEYİ OTURUP KONUŞACAĞIZ
(Rusya ile ilişkilere dair) Rusya ile şu aşamada bir çatışma ya da bir ciddi çelişki içerisine girmemize gerek yok. Çok ciddi stratejik girişimlerimiz var. Nükleer enerji meselesi, Türk Akım Projesi. Doğalgazımızı, çok ciddi bir oranda Rusya'dan alıyoruz. Rusya ile S-400 adımı var ve geri adım atmamız söz konusu değil. Ticaret hacmimiz 20- 25 milyar dolar arasında. Bu yıl temennimiz inşallah çok daha fazla olacak. Turizmde ilişkilerimiz iyi noktada. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Onun için de tabi her şeyi oturacağız, konuşacağız. Öfke ile değil. Öfke ile kalkan zararla oturur. Ama tabi nerede öfke, nerede zarar bunların da tespitini yapmak, istişare ile kararını vermek önem arz ediyor. Putin'i arayabilirim.
MACRON, TERÖRİSTLE İŞBİRLİĞİ YAPIYOR
(Libya krizi ve Avrupa'daki liderlerin bakışına dair) Onların yaklaşımlarından çok fazlasıyla endişeliyiz. Çünkü bunlar teröristlerle iş birliği yapıyor, başta Macron. Sayın Merkel'e söylediğimiz halde aynen o da devam ediyor. Sarrac'ın meşru olduğunu kabul ediyorlar ancak Sarrac'a değil, gayrimeşru Hafter'e destek veriyorlar. Adam Moskova'dan kaçtı. Berlin'de otel odasına saklandı.Şimdi işte en son geleceğine dair söz vermiş. Son görüşmelerin durumunu ele alacağız ama maalesef bunlar samimi davranmıyorlar, şahsen bana hiç güven vermiyorlar. Biz bu noktada çok doğru bir çizgideyiz.
'HABLEMİTOĞLU'NUN KATİLİNE İLTİCA KAPISI AÇMAYIN' DEDİK
(Ukrayna'da FETÖ ile mücadele ve Hablemitoğlu cinayetinin failiyle ilgili) FETÖ'nün Ukrayna'da hala iki tane okulu var ki Maarif Vakfı'na devri için özellikle ricada bulundum. Ukrayna iki FETÖ'cü sınır dışı ederek bize idae etmişti. Necip Hablemitoğlu'nun katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır'ın iadesi için de girişimlerimiz sürüyor. Bunu Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenskiy'den özellikle istedim. Dedim ki "Bizim için çok ama çok ileri derecede önemli. İltica ile ilgili de girişimleri olmuş. Burada bir yanlışa düşüp de buna böyle bir kapıyı da açacak olursanız, bu aramızdaki ilişkileri de sıkıntıya sokabilir."
ÇİN'DEN TAHLİYE DÜNYADA SES GETİRDİ
(Koronavirüs salgınına dair) İlk işimiz vatandaşlarımızı kurtarmak oldu. Arkadaşlarıma dedim ki "Biz 20 yıl önce böyle bir uçağı Çin'e gönderebilir miydik? Veya böyle bir uçağımız var mıydı?" Şimdi ise hamdolsun bu uçağı tamamen hastane haline dönüştürdük. Her şeyi sağlık ekipleri uçağa yüklediler ve doktorlar, hemşireler Çin'e gittiler. Şu anda da Ankara'da bunlara komple bir hastaneyi tahsis ettik. Bu hastanede her biri bir odada yalnız yatıyor. Bunların yanında da 7 Azeri, 3 Gürcü, bir de Arnavut getirdik. Şimdi tabi bu dünyada ses getirdi. 'Türkiye böyle bir durumda bakın ne yaptı' diyorlar. Ama bizde de malum çevreler yine aynı durumdalar maalesef.
HER SABAH BİR KAŞIK DUT PEKMEZİ
Benim bir tavsiyem var. Tabi bunu sağlıkçılar da söylüyor. Üşütmeyin, aman ateşe falan dikkat edin. Tabi bunlar belirtileri. Gıdalarınıza dikkat edin. Vücudu güçlü tutacağız. Özel tedbirim yok ama, bizim bazı arkadaşlar sağ olsunlar ara sıra dut pekmezi gönderirler. Ben her sabah bir kaşık dut pekmezi alırım. Çünkü kan yapar. Ağırlıklı olarak Erzurum'dan.
GEÇMİŞTE DEPREM İÇİN TOPLANAN PARALARI MEMURA MAAŞ OLARAK DAĞITTILAR
(Elazığ depremi sonrası çalışmalar, bazı köylere yardım konusunda ayrım yapıldığına dair provokatif söylemler ve deprem vergisiyle ilgili tartışmalara dair) İçişleri Bakanımız o Alevi köylerinden bana telefon edip "Alevi kardeşlerimiz çalışmalarımızı takdirle karşıladılar ve teşekkür ettiler" dedi. Ama maalesef birileri kendilerine göre tezvirat yaparak netice almaya çalışıyor. Sakarya depremini, Düzce'yi yaşadınız. O dönemde netice alamadılar. Bırakın netice almayı, toplanan paraları memurlara maaş olarak dağıttılar. Biz ise Van'ı yaşadık. Gecesinde oradaydık. Kütahya Simav'ı yaşadık, aynı şey. Kaldı ki Sakarya, Kocaeli, Düzce onlar bize çok ciddi kalıntı oldu. Oraları da tamamladık. Elazığ'da, Malatya'da ağır hasarlı 10 binin üzerinde bina var. Daha iyisini yapacağız. Deprem vergileriyle ilgili "Bunlar ne için verilmişse, verildiği yere harcanacaktır" dedik. En ufak bir suiistimale gidemeyiz. Bunun inceliğini biz onlardan daha iyi biliriz. Helalharamı, kul hakkını iyi biliriz.
'KUDÜS'Ü VERMEYİZ' KARARLILIĞI BİZİ DUYGULANDIRDI
(Trump'ın sözde "Orta Doğu barış planına" dair) İslam İşbirliği Teşkilatı bu planı reddettiğini duyurdu. Bu iyi gelişme. Mahmud Abbas ve İsmail Haniye'yi görüşmelerimizde "Kudüs'ü vermeyiz; bu baş bu bedenden kopmadıkça Kudüs elden gitmez" diyecek kadar kararlı gördüm. Bunları görünce duygulanıyoruz. Ecdadımız bunun güzel örneklerini vermiş zaten. İnşallah biz de üzerimize düşeni sonuna kadar yapacağız. Trump ile Netanyahu'nun yapmış oldukları gösteri bir netice tevdi etmiyor. Bundan bir şey çıkmaz. Bu bir uluslararası anlaşmanın sonucu değil. Onun için de biz görüştüğümüz bütün liderlere durumu anlatıyoruz.