ABD Başkanı Trump, geçtiğimiz hafta sözde barış planıyla ilgili Twitter'dan skandal bir paylaşımda bulundu. Paylaşımında, ''Ben her zaman İsrail Devleti ve Yahudi halkın yanında olacağım. Onların güvenlik ve emniyetlerini ve tarihi anavatanlarında yaşama haklarını kuvvetle destekliyorum. Barış zamanı!'' ifadelerini kullanan Trump, işgal haritasını da paylaştı. Bu açıklama tüm islam coğrafyasında büyük öfkeye neden oldu. Bu skandal açıklamaya ilk tepki Türkiye'den ve Başkan Erdoğan'dan geldi. Cumartesi günü toplanan Arap Birliği de ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planını tamamen reddettiğini ve hiçbir şekilde dikkate alınmayacağını duyurdu. Peki tüm bu gelişmeler ne anlama geliyor. Trump'un skandal açıklamaları Filistin Başmüzakerecisi ve Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri Dr. Saeb Erakat'a sorduk.
FİLİSTİN'İ SÖMÜRGELEŞTİRMEK İSTİYORLAR
-Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, "Kudüs satılık değildi" diyerek Trump'ın sözde barış planını reddetti. Sizce ABD ne yapmak istiyor?
Bu kimseyi şaşırtması gereken bir şey değil. Trump'ın Orta Doğu Ekibi, sadece tek taraflı değil, aynı zamanda Filistin'in sömürgeleştirilmesi konusunda aşırı düzeyde kararlı kişilerden oluşuyor. Onlar; yasadışı yerleşimlerde yaşadılar, yerleşimleri fonladılar, akrabaları da o yerleşimlerde hayatlarını sürdürdüler. Bir taraftan bunu bir görev telakki ettiler, hatta bazı zamanlarda bunu ilahi bir görev bildiler. Dahası bunu ideolojik ve köktendinci planlarını ilerletmek için, Filistin halkının elinden alınamaz haklarını yok sayarak, görmezden gelerek yaptılar.
BU PLAN YÜZYILIN DOLANDIRICILIĞI
-Bu sözde barış planı sizce ne anlam ifade ediyor?
Bu durum, Başkan Trump'ın uluslararası kurumlara ve kuruluşlara mutlak saygısızlığı temel alan dış politikasının bir parçası oldu. "Yüzyılın dolandırıcılığı" olarak adlandırabileceğimiz bu plan, uluslararası kanunları paramparça etmek konusunda Paris Protokolü'nden veya UNESCO'dan çekilmekle aynı eksende olan, bir ilhak veya işgal planıdır.
-Trump'ın azil süreci ve Netanyahu'nun İsrail'deki sıkıntılı siyasi dönem yaşıyor. Bu sözde barış planının zamanlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu sadece zamanlamaya bakmakla alakalı bir durumdur. Bu durumlar, aynı popülist tavırlara sahip iki insan için ortak birer ödüldü.
TÜRKİYE HEP YANIMIZDA OLDU
-Trump'ın açıklamalarına ilk tepki veren ülkelerden biri Türkiye ve Başkan Erdoğan oldu. Türkiye'nin Filistin davasına desteği hakkında ne söylemek istersiniz?
Biz, Türkiye'nin uluslararası organizasyonlarda bize verdiği desteği fazlasıyla memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye, Filistin davasına ve Filistinlilere çok ihtiyacımız olan desteği verme konusunda hiçbir zahmetten kaçınmadı. Aynı bölgedeki ülkeler olarak, uluslararası kanunların Birleşmiş Milletler kararlarının tamamen uygulanması için beraberce çalışmalıyız. Dünya çapında önemli bir güç olarak Türkiye, Filistin'i, milli mutabakat sürecini destekleyen iç dinamikler konusu dahil olmak üzere güçlü şekilde destekleyebilir. Aynı zamanda, çoğu komşusunun yakın dostu olarak Filistin'in, bölgemizi güçlendirmeye katkı sağlamak için çok ihtiyaç duyulan o bölgesel diyalog konusunda da önemli bir rol oynayabileyeceğini düşünüyorum.
BEDELİNİ BİZE ÖDETMESİNLER!
-AB'den ve Arap ülkelerinden Trump'un sözde barış planı hakkında yeterli desteği bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?
ABD'nin, kendi ilhak planı konusunda olumlu açıklamalar yapmaları için bazı ülkelerden ricada bulunduğunu biliyoruz. Biz, o planın bazı kısımlarını destekleyen bu ülkelerle tamamen farklı fikirdeyiz. Eğer birileri Washington'dan iyilik bekliyorsa, bedelini kendi ceplerinden ödemeliler, benim cebimden değil. Bununla beraber biliyoruz ki onların temel pozisyonları da değişmedi. Hiçbiri ilhakı desteklemiyor. Şuna inanıyorum ki, bu adımı destekleyenlerden bazılarının planı okumaya bile zamanları olmadı, özellikle de El Aksa Camisinin statüsünün değiştirilmesini isteyen kısmı okuduklarını hiç sanmıyorum.
ARAP BİRLİĞİ KARARI ÇOK ÖNEMLİ
-Arap Birliği bu barış planını reddetti. Bu gelişmenin ümit verici olduğunu düşünüyor musunuz?
Ne olursa olsun, şu an elimizde Arap Birliği'nin, şüphesi olanların şüphelerini gideren açıklaması var. Avrupa'dan da, uluslararası kanunların ve BM kararlarının uygulamansını isteyen açıklamalar da çoktan gelmeye başladı. Gelişmeler Trump'ın ilhak planının tersine işliyor. Bugün itibariyle gerekli olan şey, ilhakı ve Trump'ın ekibi tarafından desteklenen diğer suçları engellemek. Biz Avrupalı ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya ve İsrail'i sistematik ihlalleri sebebiyle hesaba çekmeye çağırıyoruz. Böyle bir atmosferde, İnsan Haklarından Sorumlu BM Yüksek Temsilcisi'nin uzun süredir yayınlanmış olması gereken ama hala ortalıkta olmayan listeyi, İsrail işgalinde dahli olan şirketlerin listesini yayınlaması artık kaçınılmazdır.
- Bazı uzmanlar, Trump'ın, ABD'deki Yahudi lobilerinin desteğini kazanmak için bu İsrail yanlısı planı ortaya attığını düşünüyorlar. Siz de bu düşüncede misiniz?
Ben bu durumun çok da mühim olduğunu düşünmüyorum. Çok sayıda Amerikalı Yahudi lider beni şahsen aradı ve bu plana karşı çıktıklarını çok güçlü şekilde ifade ettiler. Başka fikirde olanların da, Trump'ın fikirlerine yakın olanların da olduğunu biliyoruz. Yasadışı yerleşimleri ve barış karşıtı kuruluşları fonlamaya devam edenlerin de olduğunu biliyoruz.
"Bunun altında tüm dünya kalır"
POMPEO VE PENCE HRİSTİYAN SİYONİST!
-Trump'ın yakın çevresinde bu sözde barış planını kimler destekliyor?
Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo gibi radikal Hristiyan Siyonistlerin de var olduğunu biliyoruz. Bunlar ciddi ciddi İsrail'in suçlarına hizmet ederek Hz. İsa'ya iyilik yaptıklarını düşünüyorlar. Size söylemeliyim ki, Hz. İsa, Beytüllahim'de doğdu; biz dünyadaki en eski Hristiyan topluluğuna sahibiz. Bizim bildiğimiz Hz. İsa, sevgi, adalet ve umut demektir; ABD'deki bazı köktendincilerden duyduğumuz nefret mesajlarıyla Hz. İsa'yı yan yana getiremezsiniz.
HRİSTİYANLARDA BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI VAR
-Kudüs Hristiyanlar için de kutsal bir şehir. İsrail'in amaçları doğrulsunda ortaya atılan bu plana Filistin'deki Hristiyanlar nasıl bakıyor?
Kudüs'teki kiliselerin temsilcileri, çoktan plana karşı çıkıp kınadılar. Birkaç hafta önce ABD, Avrupa ve Güney Afrika'dan çok sayıda Katolik Rahip bizi ziyaret ettiler. Uluslararası kanunlar ve işgalin bitirilmesi temeli üzerine kurulu bir çözüm için çağrıda bulundular. Dünya Kiliseler Konseyi de planı kınadı. Ama bu konuda yapılması gereken çok çalışma var. Biz Filistin'de, dinamik bir Hristiyan topluluğumuz olduğu için gururluyuz; onlar da diğer tüm Filistinliler gibiler.
-Trump'un bu yaklaşımı Filistin'deki Hristiyanlar'da bir hayal kırıklığı yarattı mı?
Ben bazı Hristiyanlardan batılı ülkeler konusunda hayal kırıklıklarını dinledim. Onlar kelimenin tam manasıyla unutulmuş hissediyorlar. Kendine Hristiyan diyen bazı batılı politikacıların İsrail işgalini nasıl desteklediğini bir türlü kafalarına oturtamıyorlar. Bana göre bunun dinle herhangi bir alakası yok. Bu tamamen ırkçılıkla alakalı bir şey.Şu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor: Bazı insanlar, sömürgeci geçmişleriyle gurur duyuyorlar. Bu durum İsrail'in şu an bize yapmakta olduğu şeye kendilerini yakın hissetmelerine yol açıyor.
Sözde barış planı İsrail'in işgalini meşrulaştırma çabası mı?
TÜRKİYE'Yİ HER ZAMAN BİLGİLENDİRECEĞİZ
-Filistin'in BM nezdindeki yeni politik ve diplomatik adımları neler olacak?
Biz çoktan harekete geçtik. Diplomatik olarak bu yüzyılın dolandırıcılığının yerin dibine gömülmesi konusunda emin olmak zorundayız. Arap ülkelerinin temsilcileriyle, İslam İşbirliği Teşkilatı'yla, Afrika Birliği'yle ve Avrupalılarla görüşüyoruz. Rusya ve Çin'le görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Eninde sonunda biz Güvenlik Konseyi'ne gideceğiz, ki Konsey'in dünya barışı ve güvenliği konusunda bir mesuliyeti vardır. Lakin bu sadece yapmayı planlamış olduğumuz şeylerin sadece bir adımı. Türkiye her zaman en iyi şekilde bilgilendirilecek.
-Trump'ı hangi ülkeler destek veriyor?
Netanyahu haricinde kimsenin bu planı kalben desteklediğini sanmıyorum. Trump ve Netanyahu'ya siyaseten yakın hisseden bazı hükümetler belki daha iyimser açıklamalar yapmış olabilirler, Macaristan veya Brezilya gibi. Ancak kimse bu ilhak planıyla desteklenen yıkıcı dünya görüşünü desteklemiyor.
KUDÜS BAĞIMSIZ FİLİSTİN'İN BAŞKENTİDİR
-Ortadoğu'da kalıcı barış için sizin dünyaya teklifiniz nedir?
Bizim teklifimiz, 1967 sınırları temel alınarak iki devletin var olmasıdır. Doğu Kudüs'ün açık şehir kontekstinde, bağımsız Filistin Devleti'nin başkenti olması. Ayrıca mülteci konusu dahil olmak üzere uluslararası kanunlar ve BM kararları temel alınarak statü sorunlarıyla alakalı tüm meselelerin çözülmesi. Biz inanıyoruz ki, Türkiye'nin de desteklediği Arap Barış Girişimi bağlamında bu adımların atılması, doğru adımların atılmasını sağlayacaktır. Diğer bir deyimle, bizim tek teklifimiz, uluslararası kanunların bize sunduklarıdır.