Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Başkan Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen engelli vatandaşların ve devlet korumasından yararlanmış gençlerin kamu kurumlarına yerleştirilmesi törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
ERİŞEBİLİRLİK YILI: Bir şehirde yollar, kaldırımlar, bina girişleri, asansörler, lavabolar, ihtiyaç duyulan unsurlar erişilebilir değilse medeni olmaktan bahsedemezsiniz. 2020'nin Erişilebilirlik Yılı ilan edilmesinden fayda görüyorum.
BİR NAMUSSUZ, ALÇAK (Berfin Özek olayı) Bir namussuz, alçak, meşru olmayan bir yaşamla maalesef, bir kızın yüzüne asit veya kezzap atıyor. Tabii bir göz gidiyor. Mahkemenin verdiği ceza 13 yıl. Bana verilen cevap şu: Kanunun en yüksek oranı bu. Bunu da bizim getirdiğimizi söylüyorlar. Ben de diyorum ki, arkadaşlar siz niye kanun diyerek bize böyle bir cevap yolunu buluyorsunuz. Ben kanundan bahsetmiyorum, ben haktan, hukuktan, adaletten bahsediyorum. Siz burada hakkı, hukuku, adaleti arayacaksınız. Böyle bir olay, kendi kızının başına gelmiş olsa, orada kanunlara mı bakacaksın?
HUKUK EŞİTTİR KANUN DEĞİL: Tüm yargı dünyasına da sesleniyorum. Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine lütfen kulak verin. Adaletin tecellisini hakta, hukukta arayın. Hukuk eşittir kanun değildir. Bunu iyi anlamamız lazım. Bunu tekrar hatırlatmak isterim.
EYVALLAH ETMEYİZ: Kadına fiziken veya ruhen şiddet uygulayanın, hele hele hayatına kastedenin karşısına ilk önce biz çıkarız. Kadına yönelik her türlü ayrımcı davranışa ve şiddete eyvallah etmeyiz.
PROJENİN PARÇASI OLANLAR: Hâlâ Gezi'ye halk hareketi, 17-25 darbe girişimine hukuku uygulama çabası, çukur eylemlerine asayiş olayı, 15 Temmuz'a tiyatro diyenler çıkabiliyor. Bunlar ya olup bitenlerden hiçbir ders çıkarmamışlar, ya da zaten projenin bir parçası.
ZAFERLE TAÇLANDIRACAĞIZ: Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde bu millet "Ya İstiklal, Ya Ölüm" diyerek kıyam etmiş ve zafere koşmuştur. Bugün de "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" şiarıyla mücadele veriyoruz. İnşallah bu kutlu mücadeleyi de zaferle taçlandıracağız. Zafere kadar bize durmak, duraksamak, hele hele geri adım atmak asla yoktur.
ZULMÜ GİDERMEK İÇİN LİBYA'DAYIZ
* Ülkemizin ve milletimizin mücadelelerine kulp takanlar şimdi de Akdeniz'deki hamlelerimizi itibarsız hale getirmenin gayreti içinde. Türk askerinin çöllere gönderilmesinden, ülkemizin bataklığa saplanmasından söz edenlerin, kendi zihinleri çölleşmiş, kendi gönülleri bataklık haline dönüşmüştür
* "Gazi Mustafa Kemal'in Libya'da ne işi vardı" dedim. Oraya Türk'ün gitmesi gerekiyordu, Gazi Mustafa Kemal askerimizi aldı Trablusgrap'a çıktı yaralandı. Şehla olan gözü yaradılıştan değil, şarapnel parçasının gözüne sıçramasından. Bunlardan bihaber olanlar, kurusıkı atıyorlar. Bizler ecdadımızın tarih yazdığı bu yerlerde sadece adaletsizliği, zulmü gidermek için varız. Davet üzerine oradayız.
* Türkiye, Irak'ta da, Suriye'de de, Akdeniz'de de hak ve menfaatleri sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Ülkemizin güvenliğinin ve geleceğinin kendi sınırlarımızda değil, çok daha ötesinde başladığını anlayamayan kifayetsiz muhterislere en güzel cevabı milletimiz verecektir.
BATI ÇÖKÜYOR
* Tıpkı omurgası çökmüş bedenin felç olması gibi aile kurumu dağılmış toplumun yerle yeksan olması kaçınılmazdır. Bugün Batı toplumlarını bekleyen en büyük tehdit budur, Batı çöküyor, aile kavramı kalmamış.
* Niye ben en az üç çocuk diyorum? Güçlü aileleri kuracağız ki güçlü millet olalım. Yıllarca maalesef doğum noktasında kısırlaştırma politikası güttüler. Niye? Türkiye'nin nüfusu azalsın diye. Ben de tam aksini iddia ediyorum.
* Bakın gençlerimizin evlilik yaşı giderek yukarı doğru çıkıyor. Genç yaşta maalesef evlenmiyor kızlarımız da erkeklerimiz de. Çoğu 30'u aşkın evleniyor veya çoğu evde kalıyor. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Evlilik dışı hayat biçimi medya aracılığı ile meşrulaştırılmaya daha da vahimi özendirilmeye çalışılıyor. Aile kurumunu kökünden kurutmaya çalışan sembollerin önü bilinçli şekilde açılırken, aile kurumuna sahip çıkan davranışlar küçümseniyor. Rabbimiz ne buyuruyor, nikahlanın, çoğalınız. Nikah dışı evlilik bizim değerlerimizde yok.
BÜŞRA'NIN ANNEM ŞİİRİ DUYGULANDIRDI
İçişleri Bakanlığı'nda çalışan Büşra Aydar'ın kaybettiği annesi için yazdığı "Annem" şiiri duygusal anlar yaşattı. Büşra, Başkan Erdoğan'a, "Karanlığın içinde yıldız olmayı nasıl başarıyorsunuz?" diye sordu.
Başkan Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, "Çok sesli, etkin, herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirebilen medyanın varlığı, demokratik ve şeffaf toplumun olmazsa olmaz koşuludur" dedi.