Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasının ardından İstanbul'da saklanmasına yardım etikleri iddiasıyla terör örgütünün mahrem imamlarının da aralarında bulunduğu 1'i firari 4'ü tutuklu 5 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Sami Yıldırım, Zafer Çay, Alper Karabulut ile SEGBİS aracılığıyla cezaevinden bağlanan Rüştü Karakaya ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmada yoklama ve kimlik tespitlerinin ardından sanıkların savunmasına geçildi.
Tutuklu sanık Ali Sami Yıldırım, 14. Ağır Ceza Mahkemesinde örgüt üyeliği suçundan yargılandığı ve aldığı 7,5 yıl hapis cezasının Yargıtay tarafından da onandığı belirterek, aynı suçlamalarla burada da karşı karşıya kaldığını, dosyadaki delillerin yüzde 99'unun aynı olduğunu söyledi.
FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün kendisinin eniştesi ve komşusu olduğunu belirten sanık Yıldırım, Adil Öksüz'ün Ankara Sincan Adliyesi'nden serbest kaldıktan sonraki süreci şöyle anlattı:
''Adil Öksüz serbest kalınca beni aradı. Olayı kısaca anlattı. Bir yanlışlık olduğunu ve serbest bırakıldığını, kendisini havalimanından alıp almayacağımı sordu. Ben de kendisine havalimanından değil gelip Ankara'dan alayım dedim. Öksüz de 'gerek yok' dedi. Serbest kaldıktan sonra taksi ile Ankara'da havalimanına sonra da aynı gün İstanbul Sabiha Gökçen'e geldi. Ben de Öksüz'e ait araçla havalimanına gittim. Öksüz'ü havalimanından aldıktan sonra evimize (İstanbul) geldik. Öksüz'ün eşi ve çocukları ABD'de idi. Bizim evde kahvaltı yaptıktan sonra istirahate çekildi. Bu sırada cep telefonu ile konuştu, telefonları açıktı.
Aynı gün akşamına da kayınvalidesinin davetiyle Sakarya Akyazı'ya gitmeye karar verdik. Gece saat 02.00 sularında Akyazı'ya Öksüz'ün arabasıyla geçtik. Orada bana anlattıkları şeyleri tekrarladı. Öksüz o sırada aranmıyordu. Aranmıyorken kaçmasına nasıl yardım edebilirim. Onunla ilişkimi size çok samimi bir şekilde anlattım. Darbe girişimi olmuş, 'orada ne işin var?' diye Adil Öksüz'e sordum. Belki komik olacak ama Adil Öksüz'de bana 'tarlaya bakmaya gittiğini' söyledi.''
Akyazı'da kahvaltı yaptıktan sonra Öksüz'ün biraz istirahate çekileceğini söyledikten sonra bir kaç telefon görüşmesi daha yaptığını anlatan sanık Yıldırım, ''Adil Öksüz 'burada daha fazla durmak istemiyorum zira yeniden tutuklama kararı çıkabilir' dedi. 'Sincan'da suçsuzluğunuz anlaşıldı, gelin avukat tutalım' dedim. O da 'Ben aynı şeyleri tekrar yaşamak istemiyorum' dedi. 'Gerekiyorsa ben de geleyim' dedim, istemedi.'' ifadelerini kullandı.
TELEFON GÖRÜŞMESİNDEN SONRA ÖKSÜZ ARABASINA BİNMEKTEN VAZGEÇMİŞ
Sanık Yıldırım, ilk başta Öksüz'ün arabasıyla gideceğini ancak o sırada yaptığı telefon görüşmesinden sonra arabasını da Sakarya'da bırakarak, çantasını alıp gittiğini hatta arkadan bir süre kontrol ettiğini ve hiçbir araca binmeden yürüyerek uzaklaştığını anlatarak, bu saate kadar aranmayan Öksüz'ü aranmasının olduğunu akşama doğru polisler eve gelince ( 19 Temmuz 2016) öğrendiklerini söyledi.
FETÖ'nün Rusya imamlığı suçlamasına ilişkin de konuşan sanık Yıldırım, bu suçlamayı kabul etmedi.
Tutuklu sanık Alper Karabulut da hakkında tüm iddiaları kabul etmeyerek, Adil Öksüz'ü tanımadığını öne sürdü.
Sanık Karabulut, 4 yıl önce arabasını kime verdiğini hatırlamadığını, bir arkadaşına vermiş olabileceğini savunarak, arabasının Öksüz'ün kaçırılmasında kullandığına dair iddiaları reddetti.
Duruşma diğer sanıkların ifadelerinin alınmasıyla sürüyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden ve sözde TSK yapılanmasının en üst düzey sivil sorumlusu firari Adil Öksüz'ün Ankara'da hakimlikçe 18 Temmuz 2016 tarihinde serbest bırakılmasının ardından İstanbul'a gelişi ve burada saklanmasına ilişkin soruşturma sonucunda 1'i firari 4'ü tutuklu 5 sanık hakkında iddianame hazırlandı.
İddianamede, Öksüz'ün kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım, örgütün Hava Kuvvetleri yapılanmasında yer aldığı tespit edilen Alper Karabulut ve Zafer Çay, örgüt üyeliğinden aranan firari Cihat Yıldız ve Hava Kuvvetleri'nde Marmara Bölgesi'ndeki tüm astsubay ve uzman çavuş rütbesindeki örgüt üyesi askerlerden sorumlu Rüştü Karakaya'nın ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
İddianamede, terör örgütünün sözde Hava Kuvvetleri yapılanmasında örgüt mensubu askerlerden sorumlu sivil unsur olarak görev yapmış ve tanık koruma hükümlerinden yararlanmak suretiyle ifade veren "Aksiyon" isimli tanığın, Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasından sonra firar etmesi süreciyle ilgili anlatımlarına yer veriliyor.
İddianamede, ayrıca darbe girişiminin koordinasyonunu yapan Adil Öksüz'ün planlamayı tamamlayarak terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen ile görüşmek için 11 Temmuz 2016'da Amerika'ya gittiği ve tekrar dönerek darbe girişimini hayata geçirdiği, bu planlama süreci için bulunduğu yerden havalimanına, sonraki süreçte de kaçmasına yardımcı olan sanık Alper Karabulut'un kullandığı araçla 11 Temmuz 2016'da saat 04.25'de geldiğinin tespit edildiği vurgulandı.