FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında yakalanıp tutuklanan emniyetten sorumlu mahrem imam Erdem Karadeniz'in yargılanmasına Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. FETÖ ile çocuğunun rahatsızlığından dolayı girdiği psikolojik bunalım sonucu tanıştığını belirten Karadeniz, "2 bin yılında bu yapıyla irtibatlandım. Beni mahrem yapı dedikleri birimde görevlendirdiler. 2011 yılından itibaren ilim yayma cemiyeti içerisinde de faaliyetim oldu. MGK ve devletin kurumları tarafından örgüt olarak değerlendirilmeden önce ben ilişkimi kestim. 2013 yılından sonra aramızda kırılmalar yaşandı. Tanıdığım bildiğim 72 kişiyi teşhis edip kimliklerini açıkladım" dedi.
FETULLAH GÜLEN'LE AYNI ÇİFTLİKTE KALMIŞ
Örgütte ilk mahrem imamlığa atandıktan sonra Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğündeki polislere, ardından Asayiş Şubedeki polislere abilik yaptığı ve sohbet verdiği, ardından da Özel harekât şubesindeki polislere abilik yaptığı ve onlardan sorumlu öğretmen olduğu belirtildi. Sanığın daha sonra polis grubundan alınarak il dışından Diyarbakır'a gelen üst düzey il imamlarına rehberlik ettiğini vurgulayan mahkeme, 2008 yılında ise örgüt tarafından Amerika'ya gönderildiğinin altını çizdi. Erdem Karadeniz'in ABD'ye gönderildikten sonra terörist başı Fethullah Gülen'in yaşadığı Pensilvanya'daki çiftliğe gönderildiği, burada kaldığı süre zarfında namaz vakitlerinde birlikte saf tutmak için Fethullah Gülen'in bulunduğu yere çıktığı, 5 kez Fetullah Gülen ile bir araya geldiği, burada kendisine kod isim verildiği belirtildi. ABD dönüşü örgüt içinde bu kez protokol müdürü olarak görevlendirilen Erdem Karadeniz'in 2010 yılında Diyarbakır'da ilk kez komiser yardımcılığı okulu açılınca kendisinin sınıf sorumlusu olarak görevlendirildiği belirtildi.
POLİS AMİRLERİNİN ABİSİ
Mahkeme, sanığın örgütteki görevinin öğretmen ve polis amirleri sorumlusu olduğunu, bağlı bulunduğu büyük bölgenin Gaziantep, küçük bölgenin Diyarbakır olduğu belirtti. Sanığın polislerle bire bir ilgilenen, toplantılar yaparak örgütsel talimatları doğrudan ileten mahrem imam olduğunu belirten mahkeme, sanığın yakalandıktan sonra toplantılarda bizzat ders ve talimat verdiği 72 kişiyi fotoğraflarından teşhis ederek yakalanmalarını sağladığını vurguladı. Sanığın mahrem imamlığın yanı sıra polis teşkilatında sohbet abiliği de yaptığı özellikle de Polis Akademisi mezunu polis amirleriyle sıkı irtibat halinde olduğu, örgütün emir ve talimatlarını hiyerarşik yapı içinde sorumlu olduğu polis amirlerine aktardığı, örgütteki konumunun müdür yardımcısı ve zümre başkanı olduğu, çocuklarının örgütün eğitim kurumlarından kapatılan Nil kolejinde öğrenim gördüğünü kaydetti.
15 TEMMUZ'A KADAR DA BAĞINI KOPARMADI
Sanığın mahrem imam olması nedeniyle polislerle bire bir ilgilenen, toplantılar yaparak talimatları doğrudan ileten örgütün üst kademe yöneticileriyle sürekli irtibat halinde olduğuna dikkat çekildi. Mahkeme, her ne kadar 2013 yılında örgütten ayrıldığını belirtmiş olsa da, sanığın örgütün talimatıyla 2015 yılında Diyarbakır'a geldiği ve çocuklarının KHK ile kapatılan Nil Kolejinde öğrenim gördükleri de dikkate alındığında örgütle olan bağını 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar devam ettirdiğine dikkat çekti. Mahkeme, sanığın 15 Temmuz'a kadar örgütle olan bağını koparmadığını, ancak yakalandıktan sonra örgütün çökertilmesine yönelik tutarlı bilgiler verip gaybubet evlerinde ele geçen dijital materyallerin çözümünde de faydalı bilgiler verdiğine dikkat çekti. Sanık önce 7,5 yıl hapisle cezalandırıldı, ardından etkin pişmanlık kapsamında cezası 1 yıl 6 ay 22 güne indirilip ertelendi.