"Ülkemizde geçmişte yaşanmış en küçük bir hadiseyi bile mecrasından saptırarak küresel çapta karalama kampanyasına çevirenlerin Ahıska Türkleri'nin trajedisine kör ve sağır kalıyorlar.
Böyle bir hassasiyetlerinin olmadığını, Nobel Edebiyat Ödülü'nü Bosna soykırımını inkar eden bir faşiste vererek tekrar göstermişlerdir. Onbinlerce Müslümanın kanını döken bir caniyi savunan, destekleyen, hatta öven bir şahsın böyle bir ödüle layık görülmesi utanç vericidir, rezalettir. Bu şahsın İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edildiği 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde ödüllendirilmesi ise ayrı bir garabettir. İslamofobinin Batı ülkelerinde veba gibi yayıldığı bir dönemde soykırım heveslilerini ödüllendirmek, yeni cinayetlere, yeni ırkçı saldırılara, yeni soykırımlara icazet vermek demektir. Kirli ve kanlı sicile rağmen bu şahsı ödüllendirenler, 25 yıl önce Bosna'da işlenen soykırıma da ortak olmuşlardır.
Bana göre Nobel itibarını tamamıyla kaybetmiştir. Nobel tamamıyla siyasileşmiştir. Nobel, tamamıyla ideolojik kararlar vermektedir. Akıl, izan ve vicdan sahibi herkesi bu skandala tepki göstermeye çağırıyoruz. Ülkemizin yetiştirdiği en önemli bilim adamlarından Prof. Dr. Aziz Sancar Hocamıza hassasiyeti için ayrıca teşekkür ediyoruz." Sürgün sırasında 'Rahime Nine'nin koynunda sakladığı Kuran-ı Kerim, torunu Nadim Aliyev tarafından "Sürgün yaşayan Kuran'ın sürgünü bitsin, emin ellerde olsun" mesajıyla Erdoğan'a verildi. Erdoğan'a kılıç, kemer ve kalpak hediye edildi.