Evrensel gazetesi yazarı Adnan Gümüş, Uluslararası Eğitim Değerlendirme Testi'nin 'Dindarlık düzeyi eğitim başarısını düşürüyor' ana fikrini içeren yanlı raporunu yayınlanması tartışmalara neden oldu.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet yazarı "Önemli olan din değil, vicdan!" başlıklı yazısıyla 'İslamsız toplum' özlemini yineledi. Ayrıca Aldoğan, "Anadolu insanı, Müslümanlığı kabul etmeden önce daha vicdanlıydı!" diyerek İslam düşmanlığı yaptı. Aynı gazetenin yazarı Yazgülü Aldoğan, daha önce de "Ateistlik, felsefi bir duruş. Cehalet değil, bilgelik" diyerek ateizme övgüler yağdırmıştı.
Dünyada 79 ülke ve bölgesinden 600 bin öğrencinin katıldığı Uluslararası Eğitim Değerlendirme Testi'nin (PISA) 2018 sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Evrensel Gümüş "PISA 2018: Dünya parlak değil, dindarlık başarıyı düşürüyor" başlıklı bir yazısında araştırmadaki bazı verilere yer verirken, "Maalesef sadece ülke kıyaslamalarına çok takılıp kalınca arkadaki daha makroyu gözden kaçırıyoruz. PISA 2018'den çıkarılacak birinci çıkarım: Dünya genelinde eğitim hedeflerinden henüz uzakta bulunuluyor, tüm dünya eğitim öğretimde dökülüyor. Din türü ve dindarlık düzeyine göre eğitim başarısı çok düşüyor" dedi.
'ATEİSTLER BAŞARILIDIR' DENİLEREK NE AMAÇLANDI?
"Dindarlık düzeyinin eğitim başarısını düşürüyor" çıkarımı yapılan araştırmada, eğitim açısından birçok doğrunun yanında 'dindarlık düzeyinin başarıyı düşürüyor' tezini ortaya koyması, soru yöneltilen kişilerin belirlenmiş olma ihtimalini bile akıllara getiriyor. Zaten dünya genelinde ateizmin yaygınlaştırılması için çalışma yürütüldüğü biliniyor.
Dindarlık düzeyi eğitim başarısını düşürüyor ana fikrini tekzip eden tarihi gerçek ise İslam medeniyetinin geçmişi. Bu geçmişe bakıldığında en parlak dönemlerin hem yöneticilerinin hem de o ülke insanlarının dindar oldukları zamanlara tekabül ettiği gözlemleniyor. Ayrıca bu dönemler devletin en güçlü olduğu, süper güç olmaya doğru gittiği dönemlerdi. Osmanlı Devleti, buna en büyük örneği teşkil ediyor. Birçok ülkenin İslam medeniyetindeki birçok alandan esinlendikleri hatta bazen birebir aldıkları biliniyor. İslam medeniyeti mensupları, Hz. Muhammed'in "İlim Çin'de bile olsa gidip alınız" hadis-i şerifine uymaya çalıştılar ve ilme çok önem verdiler.
İSLAM DİNDARLIĞINI DA AŞAĞILAYAN BİR ARAŞTIRMA
Evrensel yazarı Adnan Gümüş, ne kadar doğruluk taşıdığı tartışmalı olan araştırmadan aktardığı yazısında "Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan nüfus payı arttıkça başarı daha düşük, Budist, ateist ve bir dine bağlı olmama durumu yaygınlaştıkça başarı artıyor. Örneğin alttan üste doğru İslam ülkeleri (Türkiye dâhil B.A.E, Katar vb.), Yahudi (İsrail), Hıristiyanlar, Budistler (Uzak Doğu), Ateist (Çin) ve bir Dine Bağlı Olmayanlar (Hong Kong, Kore, Estonya, Hollanda, Kanada vb.) şeklinde başarı sıralanıyor" diyordu. Bu araştırma da, birçok doğrunun yanında belki bir yanlış eklenerek dünya genelinde dinin kaldırılıp yerine farklı bir dünya anlayışını yerleştirme çabası olduğu düşünülebilir. Çünkü doğruluğu tartışmaya açılması gereken araştırmada ateizm ve Budizm övülürken, Müslümanlar aşağılanıyor. Araştırma da Hıristiyanlık ve Musevilik inançlarına sahip kişilerin de başarısız olduğu söyleniyor.
İSLAMSIZ TOPLUM ÖZLEMİ DUYANLAR VAR
Cumhuriyet gazetesi yazarı Yazgülü Aldoğan, ise "Önemli olan din değil, vicdan!" başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Bu yazıda İslamsız bir toplum özlemini dile getirmişti. Köşe yazısında şöyle deniyordu: "Oysa bu misyon, Anadolu Müslümanlığına da terstir, olsa olsa sonu hep çatışma, mezhep kavgası ve savaşlarına dönüşen Arap Müslümanlığına özenmektir. Anadolu'da yüzyıllardır, Türkü, Kürt'ü, Ermenisi, Yahudisi, Alevisi, farklı etnik ve inanç grupları, zaman zaman itişerek, birbirini incitip zarar vererek ama birbiri üzerinde de kanunlarla baskı kurmadan yaşamıştır ve yaşamalıdır!"
Ama bunu sağlayanın da İslam'ın ta kendisinden kaynaklı olduğunu yani Anadolu Müslümanlığın Ehli Sünnet (Hz. Peygamber ashap cemaatinin dinin temel konularında takip ettikleri yolu benimseyenler) olduğunu herkes bilir.
İSLAMSIZ VE MÜSLÜMANSIZ TOPLUM İSTENİYOR
Ancak yazar Aldoğan bu cümleleri kurarken, Osmanlı Devleti'nin çoğu zaman İslam'ın emirlerini uygulamaya koyduğunu köşe yazısında nedense yazmamış. Tarihte, savaş hukukun temellerinin İslam dininden çıktığını da sanırım bilmek istemiyor. Tarihte Hıristiyan medeniyetine bakıldığında en dindarlarının bile savaş hukukunu hiç uygulamadıkları görülüyor. Haçlı Seferleri buna en büyük örnektir.
Ayrıca Yazgülü Aldoğan, "Dinler neyi emrediyor? Zaten dinler ne için var olmuş? İyi ve vicdanlı insan olmak için! Dinlerin bütün vaazlarında ne deniyor? Canlıların yaşam hakkına saygı duy, öldürme, çalma, çırpma, haksızlık etme, vicdanlı ol, kimsenin ırzına saldırma, iftira etme, beddua etme!" demiş. Aldoğan, Posta gazetesinde yazdığı dönem de "Ateistlik, felsefi bir duruş. Cehalet değil, bilgelik" demişti.
MÜSLÜMANIZ DERKEN BİLE MATERYALİZM HÂKİM
Ancak İslam'a ve Müslümanlara alerji duyanlar, ateizmi bir inanç olarak benimsediklerinin de farkında olmayacak kadar bilgelikten yoksunlar. Ateist olmayıp da Müslümanım diyenlerde de materyalist düşünceye sahiplik çokça. Müslümanız derken bile materyalizmi ideolojik olarak yaşadıklarının ve buna göre hareket ediyorlar ve İslam düşmanlığı yapıyorlar.
Zaten Cumhuriyet yazarı Aldoğan, yazısının sonlarında gerçek amacının İslam düşmanlığı olduğunu "Anadolu insanı, Müslümanlığı kabul etmeden önce daha vicdanlıydı!" diyerek ortaya koymuş ve dünyadaki tüm suçların kaynağının İslam olduğunu bu cümlesiyle savunmuş. Yazar Aldoğan'ın Müslümansız toplum isteği aynı zamanda aydın görünümlü bir baskıcı olduğunun bir itirafı.