İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, önceki celselerde alınan ara kararlar doğrultusunda tanık olarak dinlenmesine karar verilen dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Fikret Yalman ve yardımcısı İsmail Hakkı Günay'ın, bulundukları şehirlerden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bilgilerine başvuruldu.
FOTOĞRAF VE GÖRÜNTÜLERLE İLGİLİ OLARAK BİLDİKLERİNİ ANLATTI
Dink cinayeti faili Ogün Samast'ın Samsun otogarında yakalanışı ve Samsun Terörle Mücadele Şubesi'nde görüntülerinin alınmasıyla ilgili bildiklerini anlatan tanık Fikri Yalman, mahkeme heyeti başkanının, "Ogün Samast'ın fotoğraf ve video görüntüleriyle ilgili bilginiz var mı?" sorusuna karşılık, şu yanıtı verdi:
"OLAY YERİ GELİNCE SİZ KAPATIRSINIZ"
"Fotoğraflardan basında çıktıktan sonra haberim oldu. 44 saniyelik video görüntüsü sanırım. Bu istihbarat şubenin görüntüleri. Görüntü aldırmaktaki amacımız, bu kısma bakan komiserin bana yukarıda (TEM şube), Ogün'ün bulunduğu alanda jandarmanın görüntü aldığını ve kendilerinin de almasının iyi olacağını söylemesi oldu. 'Ogün Samast ileride İstanbul'a gittiği zaman farklı şeyler beyan edebilir, biz de bir kamera bulundursak iyi olur, orada il emniyet müdürü yok çünkü' dedi. Ben de, 'Olay yeri inceleme gelmeden görüntü alın, ancak olay yeri geldiği zaman siz kapatırsınız' diye bir talimat verdim."
"GÖRÜNTÜLERİ BENDEN İSTEYEN YILMAZER'E GÖNDERDİM"
Ogün Samast ile otobüs terminalindeki jandarma noktasında mülakat yapıldığını doğrulayan Yalman, "Suçu sen mi işledin?' diye sorduğumuzda, 'Evet ben işledim' diye kabul etti. Başsavcı da vardı orada. Ancak şubede ben mülakata katıldığımı hatırlamıyorum. Kendi üzerime düşen görevi üstlendim." dedi.
Görüntülerin basına sızmasıyla ilgili bilgisi olup olmadığı da sorulan Yalman, "Ogün Samast'a ait 44 saniyelik görüntüleri, görüntü alınmasının ilerisi için iyi olacağı kanaatiyle istihbarat şubesi olarak biz aldırdık. Yaklaşık 10 gün kadar kendi şubemizde muhafaza altına aldık ve herhangi bir yerde basınla paylaşılması söz konusu değildir." karşılığını verdi.
"ELİNİZDE NE KADAR GÖRÜNTÜ VARSA..."
Yalman, "Ancak Ogün Samast'ın yakalanmasından birkaç gün sonra İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer beni istihbarat telefonundan aradı. 'Elinizde ne kadar görüntü, veri varsa bunları bize gönderin' dedi. Biz de sistem üzerinden bu görüntüleri, talimat gereği ilgili şube müdürlüğüne gönderdik." diye konuştu.
Hrant Dink ABD'nin gerçek yüzünü 15 yıl önce öngörmüştü
Tanık Yalman, "Ali Fuat Yılmazer'in sizi arayarak, 'Devrem görüntülerde sivil olan kişinin bizden olduğunu neden söylemedin' dediğine yönelik ifadeniz var. Size böyle bir şey dedi mi?" sorusuna karşılık da, "Evet bu görüşme gerçekleşti. 2017 yılında İstanbul'daki ifademde de belirttim. Ancak ifade ettiği kişiyi ben polis olarak algıladım. Çünkü kast edilen kişi o dönemki güvenlik şube müdürüydü. Arada geçen konuşma bu kadar. Farklı şekilde, malum yapıyla bir bağlantı ifade ediyorsanız, Ali Fuat Yılmazer'in bana böyle bir şey sorma ihtimali yok." açıklamasını yaptı.
"ERCAN GÜN'ÜN SAMSUN'DA KİMİNLE GÖRÜŞTÜĞÜ BİLGİSİNE ULAŞAMADIK"
Davanın sanıklarından gazeteci Ercan Gün'ün Samsun'a gelmesiyle ilgili araştırma yapıp yapmadığı da sorulan Yalman, Gün'ün o dönem Samsun'a geldiğini bildiğini, detaylarını savcıya aktardığını ancak tam hatırlayamadığını belirterek, "Ercan Gün'ün bu konuya araştırmak ve bazı görüntüler almak için Samsun'a geldiğini biz daha sonra basından öğrendik. Bu şahsın otogara gidip görüntü aldığını, Samsun merkezde bir otelde kaldığını, valilik merkezde görüntü almak istediği sırada görevlilerce uzaklaştırıldığını öğrendik. Otelde kiminle kaldığı, yanına kimlerin gidip geldiği konusunda bir bilgiye ulaşamadık." dedi.
Sanık avukatlarından Ahmet Çavuş'un, "10 Nisan 2017'de İstanbul Başsavcılığına verdiğiniz ifadede, 'Olay yeri inceleme ekibinin dışarıda olduğu bana iletilince istihbarat görevlilerine olay yeri ekipleri gelinceye kadar şubeye ait kamerayla çekim yapılması talimatını ben verdim' ve 'görüntüleri aynı zamanda devrem olan C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer'e temin ettiğimiz başka bilgilerle gönderdik' diyorsunuz. Doğru mudur?" diye sorduğu Yalman, "Evet doğrudur. Tarih olarak hatırlamıyorum ama Ali Fuat Yılmazer'in talebi olması üzerine bu görüntüleri İstihbarat Daire Başkanlığı ile bağlantısı olan bilgisayar üzerinden gönderdim." ifadesini kullandı.
Bu bilgileri neden daha önce olayı araştıran müfettişlere vermeyip de olaydan 10 yıl sonra Başsavcılığa verdiği sorulan tanık Yalman, "Burada herhangi bir kastım yoktu. O dönemde ifademde bunları söyleyip söylemediğimi şu an hatırlamıyorum. Lütfen burada bir kasıt aranmasın." karşılığını verdi. Yalman, avukat Çavuş'un, "Bütün olayları FETÖ'ye yükleme kolaycılığı olabilir mi bu?" sorusunu da, "Bu görüntüleri Yılmazer'e gönderdiğim Samsun adliyede verdiğim ifademde açıkça yer almaktadır. 'Bu kişi bizdendi, polisti, niye bilgi vermedin' hususunu unutmuş olabilirim." yanıtını verdi.
GÖRÜNTÜLERİN MUHAFAZA EDİLMESİ
Avukat Çavuş'un, "Basına sızan 44 saniyelik görüntüleri CD olarak herhangi bir şekilde çoğalttınız mı?" sorusunu da yanıtlayan Yalman, "Şubemde bir harddisk içinde muhafaza ettim. Çekmecemde bulmadılar. Ben müfettişlere sundum. Bir de CD olarak çıkardım. Gerekçem şuydu, Vali, müdür yardımcımıza elimizdeki görüntüleri ve bilgileri soruyor. 'Bunlarla ilgili elinizde varsa gönderin' demesi üzerine bir CD'ye döktüm. Dönemin il emniyet müdür vekiline sundum. Sonra geri getirmesi üzerine çekmeceme koydum. Müfettişlere kendim sundum. Harddisktekini de ben kendim sundum." dedi.
Görüntüleri Ali Fuat Yılmazer'e gönderdiği bilgisini Emniyet Müdürü Mustafa İlhan'a söyleyip söylemediği sorulan Yalman'a, bilgi verdiğini belirtmesi üzerine, dün ifadesi alınan Mustafa İlhan'ın kendisine bu yönde bir bilgi vermediği yönünde ifade verdiği uyarısı yapıldı. Yalman da, "Ne şekilde ifade verdiğini bilmiyorum. Ancak istihbarat şube müdürleri, il emniyet müdürüne bağlı görev yaparlar. Ben ilettim. İlettiğim esnada bana, 'Keşke bana sorup da gönderseydin' şeklinde bir cevabı olmuştur." açıklamasında bulundu.
"SAVCININ, 'BAYRAĞIN ÖLÇÜLERİNİ ALALIM' SÖZLERİNİ DUYDUM"
Bir ifadesinde FETÖ'cüler tarafından mağdur edildiğini beyan ettiği ancak görev yeri değişikliklerine göre herhangi bir mağduriyet yaşamadığının görüldüğü hatırlatılan tanık Yalman, ne gibi bir mağduriyet yaşadığı sorulunca, "Orada FETÖ tabiri geçtiğini hiç hatırlamıyorum. Bu tabir günümüzde kullanılmaktadır. Evet epey mağdur oldum. Görüntüler çıktıktan sonra çok sıkıntılı zamanlar geçirdim. Soruşturma oldu, ifade verdim. İzmir'e geldim, herkes bana bir şüpheli, bir vebalı gibi baktı. Mağduriyetim bundan dolayıdır." ifadesini kullandı.
Ogün Samast'ın üzerinde bulunan Türk bayrağıyla ilgili, "Elinden almayın foto çekilsin" diye sorulup sorulmadığına ilişkin açıklaması istenen Yalman, "Türk bayrağı montunun dış cebinde katlanmış vaziyette duruyordu. Hiçbir şekilde içinden çıkartmadım. Sadece silahı görevlilere teslim ettim. TEM'de Samast'ın ifadesinin alınması sırasında, personelin, 'Cebinde bayrak var' sözlerini duydum. Bunun üzerine savcının, 'Ölçülerini alalım, ifadeye geçilim' konuşmasını hatırlıyorum. Başka da ilgim olmamıştır." karşılığını verdi.
Tanık Yalman, Ogün Samast'ın Samsun'a geldiği otobüsün yol güzergahı boyunca sivil plakalı bir otomobil tarafından izlenip izlenmediği sorusuyla ilgili de, "Bize öyle bir bilgi gelmedi. Bizim ilimize komşu tesislerde durmuş otobüs. Herhangi bir araç ya da sivil ekip veya personelin olduğunu duymadık." dedi.
Dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı İsmail Hakkı Günay'ın da Ogün Samast'ın yakalanması ve görüntülerinin basına verilmesiyle ilgili tanıklığına başvurulduktan sonda duruşmada, savcı ve sanıklar ile taraf avukatlarının talepleri alındı.
Ara karar verilmek üzere duruşmaya ara verildi.