Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, dün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen programa katıldı. Erdoğan, özetle şöyle dedi:
HER GÜN 137 KADIN CİNAYETİ: Birleşmiş Milletlerin hazırladığı bir rapora göre, dünyada her gün 137 kadın, eşi ya da bir yakını tarafından öldürülüyor.
Ülkemizde de, maalesef vicdanlarımıza hançer gibi saplanan, bizi insanlığımızdan utandıran elim vakalar yaşandı. Maalesef ki, kadına yönelik şiddet, tüm dünyada yaşanan, küresel bir sorundur. Belli bir coğrafyası, dili, dini ya da ırkı yoktur.
MAHREM ALAN ZEMİN OLAMAZ: Her şeyden önce, kadına yönelik şiddetin eşler arası ya da aile arasındaki 'mahrem alan' kavramıyla meşrulaştırılmasının önüne geçmeliyiz.
Mahrem alan, şiddetin uygulanmasına zemin olduğu anda, insan hakları ihlali başlamış demektir. Böylesi bir durumda mahremiyet ortadan kalkar. Sözkonusu olan şiddetse, kol kırıldığında, yen içinde kalamaz.
KADINLAR MÜLK DEĞİL: Sıfatları ne olursa olsun, insanlar hiçbir şekilde birbirlerinin sahipleri olamazlar. Erkekler kadınları mülk edinemezler. Üstünlük iddia edemezler.
Kimsenin bir başkasının bedensel ve ruhsal bütünlüğünü zedeleyici eylemler gerçekleştirmeye hakkı yoktur.
AHLAK İNSANİ FAZİLET: Kadın cinayetleri haberlerine dönüp baktığımızda, faillerin, sebep olarak kıskançlık, namus, boşanmayı istememe gibi nedenler sıraladığını görüyoruz. Özellikle ahlakla ilişkilendirilmiş sebepler başı çekiyor. Unutmayalım ki, ahlak insani bir fazilettir. Cinsiyetten bağımsızdır. Başkasının ahlakından sorumlu olmak, kimsenin görev tanımı değildir.
TAHAMMÜL EDEMEYİZ: Kadınların etrafına çevrilen çembere çeşitli meşrulaştırılmalar aransa da, bunların içinde en hazin olanı, dinin kaynak gösterilmesidir. Kuran-ı Kerim erkeklere değil, tüm insanlığa indirilmiş bir kitaptır. Ahiret gününde her kul, kendi amel defteriyle baş başa kalacaktır. Ve kimsenin cinsiyeti hafifletici bir sebep olarak görülmeyecektir. Tek bir insanın öldürülmesini tüm insanlığın öldürülmesiyle bir tutan İslam dininin, kadın katliamlarının ve şiddetin kaynağı olarak işaret edilmesine asla tahammül gösteremeyiz.
MÜCADELE SÜRDÜRÜLMELİ: Umuyorum ki, bir gün gelecek ve hiçbir kadın korku terörü altında bir hayat sürmeyecek.
Fakat o gün gelene kadar mücadelemizi sürdürmeli, toplumsal dönüşümü beraberinde getirecek adımları da atmalıyız.
Kadınların güçlü, eğitimli ve güvende olduğu toplumlar, kendini geleceğe taşıyabilecektir.
Kadınları tüm yönleriyle güçlendirmenin, gelecekte önemli meyveler vereceğine inanıyorum. Bırakın kadınların bir damla kanının dökülmesini, bir damla gözyaşı dökmelerine dahi toleransımız yoktur.
ADLİ DESTEK BİRİMİ GELİYOR
AILE, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 2020- 2021 yıllarını kapsayan 75 maddelik 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı'nı açıkladı. Selçuk, bazı maddeleri şöyle sıraladı: Adliyelerde "adli destek birimleri" oluşturacağız. ASDEP gibi uygulamalarla, hanelerdeki kadına yönelik şiddet vakalarını daha çabuk tespit ederek, bireylerin sosyal hizmet modellerimizden yararlanmalarını sağlayacağız. Kadına yönelik şiddet olaylarına dair risk analiz modülü geliştireceğiz. Sadece mağdurlara değil şiddet uygulayanlara yönelik önleyici tedbirleri etkin şekilde uygulayacağız. Öfke Kontrol Programları yürüteceğiz. Aile Danışmanlığı'nı yaygınlaştıracağız.
ŞİDDET YÜZDE 19.1 AZALDI
İÇIŞLERI Bakanı Süleyman Soylu programda yaptığı konuşmada, "10 aylık verilere göre 124 bin 521 aile içi ve kadına karşı şiddet olayı meydana gelmiş ancak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.1 azalış gerçekleşmiştir. Yine bu yıl on aylık verilere göre 70 bin 897 kişi hakkında koruyucu tedbir kararı verilmiş, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde iki artış kaydedilmiştir. Ciddi ve samimi bir gayret içindeyiz. Toplumun tüm kesimleri ile istişare halinde, bu sorunu çözmek için çalışıyoruz" dedi.
İSLAM AHLAKI BUNA İZİN VERMEZ
DIYANET İşleri Başkanı Ali Erbaş da toplantıda yaptığı konuşmada, "Şiddet eskiden beri tekrarlanan olgu olarak cahiliye toplumlarına ve zihniyetine mahsus bir insanlık suçu. Kadına şiddeti reva gören bir düşüncenin, İslam ahlakından ve tefekküründen kendisine dayanak bulması mümkün değildir. Bugün kadının hayatını karartan ve aileyi zehirleyen şiddet sarmalından bizi kurtaracak yegane yol, Peygamberimizin bu tavsiyesine kulak vermektir. Her Müslüman, Peygamberimizin hayat modelini özümseyerek, ilişkilerimizin temeline insaf, adalet, şefkat ve merhameti yerleştirmek zorundadır" ifadelerini kullandı.