Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in işgali altındaki topraklarda yeni yerleşim birimlerine onay vermesini, bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönelik politikasının yeni ve açık örneği şeklinde niteleyerek, İsrail'in bu yasa dışı kararını reddettiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşimlerde 2 bin 342 yeni konutun inşa edilmesine onay vermesinin, bölgenin demografik yapısını değiştirmeye yönelik politikasının yeni ve açık bir örneği olduğu belirtildi.
Bu yıl İsrail makamları tarafından onaylanan toplam ilave yerleşim birimi sayısının, geçen seneye kıyasla neredeyse yarı yarıya artmış olmasının, İsrail'in iki devletli çözüm vizyonunu tahrip etme hedefinin somut göstergesi olduğuna işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Uluslararası hukuku alay edercesine hiçe sayarak Filistinlilerin temel haklarını çiğnemeyi sürdüren İsrail'in bu yasa dışı kararını reddediyor, uluslararası toplumun tüm üyelerini, bir kez daha Filistin halkına uygulanan işgal ve zulme karşı çıkma sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz."
RAKAMLARLA YAHUDİ YERLEŞİMCİLİĞİ
Filistin resmi verilerine göre, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te 150 Yahudi yerleşim birimi ve İsrail tarafından da "illegal" kabul edilen 116 küçük yerleşim biriminde 653 bin 621 Yahudi yerleşimci yaşıyor. Yerleşim yerlerinin yüzde 47'si Kudüs çevresinde bulunuyor.
Yahudi yerleşim birimleri, Batı Şeria topraklarının yüzde 10'unu işgal ediyor. İsrail bunun yanı sıra Batı Şeria topraklarının yüzde 18'ini askeri gerekçelerle işgal ederken, yüzde 12'sini Ayrım Duvarı'yla bölüyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Aralık 2016'da aldığı 2334 sayılı kararla, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep etmişti.
Tüm Yahudi yerleşim yerlerini yasa dışı kabul eden uluslararası toplum, bu uygulamayı ayrıca iki devletli çözümün önündeki en büyük engellerden biri olarak değerlendiriyor.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in "1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yeni Yahudi yerleşim birimlerinin inşasına son vermeyi kabul etmemesi" nedeniyle Nisan 2014'te durmuştu.