Hamza Dağ, yaptığı açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Kıbrıs konusuyla ilgili açıklamasını ve sonrasında yaşanan süreci de değerlendirdi.
Kıbrıs konusunun Türkiye'nin dış politikası açısından önemine işaret eden Dağ, şunları kaydetti:
"Kıbrıs meselesi, daha önce de ifade ettiğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti dış politikasının kırmızı çizgisidir. Üstelik Kıbrıs'a yönelik hassasiyet 2002'den değil, Cumhuriyet'in kurulduğu dönemden itibaren Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de üzerine eğildiği bir meseleye yönelik hassasiyettir. Daha önce de orada sondaj faaliyetleri gündeme geldiğinde, biz bölgeye Ege Üniversitesinden bir gemi göndermiştik. O zaman bazı kesimler 'Sismik gemiyle petrol mu bulacaksınız, doğal gaz mı bulacaksınız?' diye tabiri caizse dalga geçmişlerdi. Şimdi ise 3 tane gemimizin arama faaliyetlerine katıldığı bir süreci yaşamaktayız. Kıbrıs'a Oniki Ada'ya yaklaşıldığı gibi yaklaşmak mümkün değildir. Dün Oniki Ada'yı bıraktık, bugün Kıbrıs'ı bırakmayı konuşup bir de bıraksak, devamında birilerinin bizden İzmir'i, Şanlıurfa'yı istemeyeceklerini bilemeyiz."
Kıbrıs'ta verilen mücadelenin ülkenin geleceğine ilişkin önemli bir mücadele olduğunu ifade eden Dağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Böyle bir açıklama, yetki alanı olmadığı için belediye başkanının işi değildir. Bu açıklamanın yapılmasının ve ortaya çıkmasının ardından gelen tepkiler, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından yalan beyan ile bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Yalan da ilgili gazetenin ses kaydını paylaşmasıyla ortaya çıkmıştır. Son olarak, Sayın Soyer böyle bir konuda yalan söylemeye tevessül ettiyse, ilerleyen zamanda İzmir ile ilgili konularda İzmirlilere de yalan söylemeyeceğini bilemeyiz."