Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 74. Genel Kurul görüşmeleri için bulunduğu New York'ta 10. Türkiye Yatırım Konferansı gala yemeğinde konuştu.
Etkinliğe katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, organizasyona ev sahipliği yapan TAİK'e teşekkür etti ve toplantının her iki ülke yatırımcıları için hayırlara vesile olmasını diledi.
Toplantıdaki iki ülke yatırımcılarının Türkiye ve ABD arasındaki mevcut bağları geliştirmek için büyük emek verdiklerini belirten Erdoğan, iki ülkenin de bu çabalardan faydalandığını söyledi.
Türkiye'yi de yakından etkileyen pek çok gelişmenin aynı anda yaşandığı kritik bir dönemden geçildiğine işaret eden Erdoğan, küresel düzenin parametrelerini sarsan bu sürecin, uluslararası ilişkilere hakim olan ortam kadar, iş dünyasını da yakından ilgilendirdiğini vurguladı.
Ticaret savaşlarının, belirsizliği artırmanın yanı sıra gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerinde ağır tahribatlara neden olduğunun altını çizen Erdoğan, "Yaklaşık 250 trilyon doları bulan küresel borç stoku ise durumun hassasiyetini apaçık ortaya koyuyor. Türkiye olarak, dünyanın en büyük ilk iki ekonomisinin sorumluluk bilinciyle hareket edeceğine inanıyoruz. Anlaşmazlıkların Dünya Ticaret Örgütünün yerleşik teamülleri çerçevesinde en kısa sürede çözüleceğini ümit ediyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, böyle bir dönemde gerçekleştirilen toplantının, tarafların birbirini daha iyi anlamasına, Türk ekonomisi hakkında çok daha doğru bir resim çizilmesine vesile olacağına inandığını ifade etti.
"SIKINTILI SÜRECİ AŞIYORUZ"
Türkiye ve ABD arasında ortak çıkarlara dayalı, güçlü, kapsamlı ve stratejik müttefiklik ilişkisi bulunduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlişkilerimizde zaman zaman görüş ayrılıkları yaşasak da ortaklığımız bugüne kadar pek çok zorluğun üstesinden gelmiştir. Son dönemde de Türk-Amerikan ilişkilerinin ciddi şekilde test edildiği bir süreci hep birlikte yaşadık ancak değerli dostum Başkan Trump'la aramızda tesis ettiğimiz yakın diyalog ve iletişim sayesinde, bu sıkıntılı süreci aşıyoruz. Tabii bu birilerini de rahatsız ediyor veya kıskandırıyor. İki lider olarak ülkelerimiz arasında pozitif gündeme odaklanmak istiyoruz. Bu pozitif gündemin en önemli unsurlarından biri de ekonomik ve ticari ilişkilerimizin gerçek potansiyeli yansıtacak düzeye ulaştırılmasıdır. Sayın Başkan'la yaptığımız görüşmede ikili ticaret hacmimiz için 100 milyar dolarlık bir hedef belirledik. Enerjiden müteahhitlik hizmetlerine, turizmden tekstile iki ülkenin nispeten üstünlük sahibi olduğu alanlarda iş birliğimizi çeşitlendirme kararı aldık. Bu hedef doğrultusunda hem iki ülke yetkilileri hem de özel sektör temsilcileri önemli çalışmalar yapıyor. Bilhassa, Türk-Amerikan İş Konseyi'nin hazırladığı raporun bu hedefe yönelik gayretlere ışık tutacağına inanıyorum."
ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross'un Türkiye ye yaptığı ziyareti anımsatan Erdoğan, Ross'un hem ilgili bakanlar hem de özel sektör temsilcileriyle bir araya geldiğini, kendisinin de Ross ile beraber Türkiye'de önemli yatırımları bulunan Amerikan firmalarının temsilcilerini kabul ettiğini hatırlattı.
Halihazırda bin 800'den fazla Amerikan firmasının, teknolojiden gıdaya, sağlıktan bilişime çok geniş bir yelpazede Türkiye'de faaliyet gösterdiğini aktaran Erdoğan, bu firmaların Türkiye'deki güncel yatırımlarının 50 milyar doları aştığını bildirdi.
Son 17 yılda Amerika'dan Türkiye'ye 12 milyar dolar civarında doğrudan yatırım gerçekleştiğini belirten Erdoğan, bugün itibarıyla Türk firmalarının Amerika'daki yatırımlarının da 5 milyar dolara yaklaştığını kaydetti.
"CARİ AÇIK SORUNUNU ÖNEMLİ ORANDA ÇÖZDÜK"
Türkiye'nin toplam ihracatının son 12 aylık dilimde yüzde 5,2 artarak 170 milyar doları bulduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Bu yılın ilk 8 ayındaki ihracatımız 117 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırarken, ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 86'yı buldu. Yıllarca ekonomimizin yumuşak karnı olarak gösterilen cari açık sorununu önemli oranda çözdük." dedi.
ABD'nin Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı 5'inci ve en fazla ithalat yaptığı 4'üncü ülke konumunda olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ancak dünyayla en fazla ticaret yapan ülke olan Amerika'nın ülkemizle ticaretinin 21 milyar dolarda kalmasını biz yeterli görmüyoruz. Hükümetlerimizin ortak çabası, sizlerin desteği ve iki Devlet Başkanı olarak ortaya koyduğumuz güçlü irade ile 100 milyar dolar hedefine süratle ulaşabileceğimize doğrusu ben inanıyorum. Burada öncelikle bir pürüzü gidermemiz gerekiyor. Ticaretini güçlendirmek isteyen ülkeler aralarına engel koymaz. ABD'nin ülkemize karşı uygulamaya koyduğu bazı tedbirleri yeniden değerlendirmesini ve kaldırmasını istiyoruz. Bilhassa çelik ve alüminyum ihracatımıza yönelik olarak getirilen ilave tarifeler ve Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi'nden çıkarılmamız gibi kararlardan geri dönülmesi gerekiyor. Bu konuda birçok ülkeye getirilen istisnalardan Türkiye de yararlanmalıdır. Ayrıca ABD'nin önümüzdeki dönemde almayı planladığı önlemlerden de Türkiye'yi muaf tutmasını bekliyoruz. Zira biz her şeyden önce stratejik ortağız. Bu, yıllara dayalı. Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine başlanmasının da yine ticaret hacmi hedefine ulaşılması bakımından yararlı olacağına inanıyorum. Böyle bir anlaşma, öncelikle iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunacaktır. Bunun yanında anlaşma, Türk ve Amerikan şirketlerinin iki ülkenin mücavir coğrafyalarına açılmalarına, hatta üçüncü ülkelerde ortak projeler geliştirmelerine de imkan sağlayacaktır."
"SON DERECE GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI"
Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana Türk ekonomisiyle ilgili kasıtlı, ön yargılı, mevcut durumu resmetmekten ziyade temennileri dillendiren bir kampanya sürdürüldüğünü belirten Erdoğan, "Halbuki, Türkiye küresel ekonomideki daralmaya, etrafındaki siyasi, güvenlik ve insani krizlere rağmen bölgesinde bir istikrar adası olmaya devam ediyor. Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temelleri son derece güçlü ve sağlıklıdır. 2002'den bu yana 215 milyar doları aşan doğrudan yatırımın Türkiye'yi tercih etmesi, bunun işaretlerinden biridir." diye konuştu.
Etkisini giderek daha fazla hissettiren küresel ekonomik durgunluğa rağmen, Türk ekonomisinin canlılığını koruduğunu, uluslararası yatırımcılar için Türkiye'nin en önemli çekim merkezlerinden biri olmayı sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Küresel doğrudan yatırımlar 2018 yılında yüzde 13 gerilerken, Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımlar yüzde 13 artarak 13 milyar dolara ulaştı. Yeterli mi? Değil ama artıracağız. Böylece 199 ülkenin yer aldığı en fazla dış yatırım alan ülkeler sıralamasında 2018 yılında bir önceki yıla göre 4 sıra yükseldik. Yine bu dönemde ABD ülkemize en fazla doğrudan yatırım yapan 6'ncı ülke oldu." dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bugün satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13'üncü, Avrupa'nın 5'inci en büyük ekonomisi olduğunu söyledi.
İş yapma kolaylığı ve altyapı yatırımları bakımından Türkiye'yi her açıdan cazip hale getirmeye yönelik kararlılıklarının devam ettiğini belirten Erdoğan, Dünya Bankası iş yapma kolaylığı endeksinde Türkiye'nin son 10 yılda 30 basamak yükseldiğini bildirdi.
"BU SENE TURİZMDE REKORA KOŞUYORUZ"
Erdoğan, 2018 yılı itibarıyla 46 milyon ziyaretçiyle küresel sıralamada Türkiye'nin iki sıra daha yükselerek en çok turist çeken altıncı ülke konumuna geldiğini anımsatarak, "Bu sene turizmde rekora koşuyoruz. 2019 yılında bu rakamın 50 milyonu aşmasını bekliyoruz. Turizm sektöründe yakaladığımız başarının da etkisiyle ekonomimizi cari açık veren bir durumdan cari fazla veren bir duruma getirdik." diye konuştu.
Bankacılık sektörünün de gerek teknolojik altyapısı gerekse de şoklara karşı dayanıklılığıyla Türkiye'nin en önemli sektörlerinin başında geldiğini belirten Erdoğan, "Yaklaşık yüzde 18 düzeyinde olan Türk bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı yüzde 8 olan uluslararası standartların oldukça üstünde yer alıyor." dedi.
"AMERİKA'NIN DEMOKRASİYE KASTEDENLERE KUCAK AÇMASI ÇOK BÜYÜK ÇELİŞKİDİR"
Türkiye'nin son 17 yılda bir taraftan ekonomisini büyütüp, vatandaşlarının refah seviyesini adaletli bir şekilde yükseltirken, demokrasisine dönük pek çok saldırıyı da püskürtmeyi başardığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz darbe girişimi Türk demokrasisini hedef alan en büyük terör eylemlerinden biridir. Darbe teşebbüsü gecesi 251 vatandaşımızın hayatına mal olan bu menfur eylem milletimizin dirayeti ve direnişi sayesinde akim kalmıştır. Son üç yıldır bir taraftan örgütü tasfiye etmek diğer taraftan da darbecilerin hukuka hesap vermesini sağlamak için çaba harcıyoruz. En alttan en tepeye kadar son darbeci de yargıya hesap verene kadar FETÖ ile mücadelemizi sürdüreceğiz ancak ortaya koyduğumuz klasörler dolusu delile rağmen FETÖ elebaşının Pensilvanya'da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi milletimizi ve şehit ailelerini rencide ediyor, yaralıyor. Demokrasi ve özgürlükler konusunda iddia sahibi bir ülke olan Amerika'nın demokrasiye kastedenlere kucak açması çok büyük çelişkidir."
Erdoğan, ABD makamlarının bu konuda gerekli adımları atmalarını beklediklerine dikkati çekerek, "Siz değerli özel sektör temsilcilerinin de ihale yolsuzlukları, kara para aklama, sahte evrak düzenleme, usulsüz bağış ve rüşvet gibi bir dizi kirli işe bulaşan bu örgüte karşı dikkatli olmanızı rica ediyorum. Bu örgüt Amerika'da işlettiği yaklaşık 180 charter okulda vergi mükelleflerince ödenen 800 milyon doları yaşa dışı faaliyetleri için kullanıyor. FETÖ'nün karanlık yüzünün ifşası konusunda sizlerden destek bekliyoruz. Dünyanın 150 ülkesinde faaliyetlerini işte buradaki charter schoollardan topladığı paralarla yönetiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin demokrasinin gereklerinden ve serbest piyasa ekonomisinin kurallarından taviz vermeden yatırım ortamını güçlendirmeye devam edeceğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin daha fazla doğrudan yatırım çekmesi için, uluslararası yatırımcıların güvenle ve daha çok yatırım yapmaları için gerekli yasal düzenlemeleri yapmayı sürdüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin aynı zamanda Avrupa'ya, Kafkaslar'a, Orta Doğu'ya ve Kuzey Afrika'ya erişimi olan istikrarlı bir ekonomik, ticari çıkış yolu olduğunu dile getirdi.
Türk Hava Yollarının 125 ülke, 313 şehir ve 316 havaalanına uçarak dünyanın en çok ülke ve dış hat noktasına uçan hava yolu olduğunu anlatan Erdoğan, geçen yıl ilk etabı açılan İstanbul Havalimanı ve diğer mega yatırımlarla Türkiye'nin çok daha stratejik bir konuma geldiğini vurguladı.
Türkiye'nin genç ve nitelikli nüfusuyla ciddi iş gücü potansiyeline de sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Karşımızdaki fotoğraf ülkemizde güzel bir yatırım ortamının ve çok büyük fırsatların bulunduğunu gösteriyor. Hemen her gün yatırım yapmak isteyen uluslararası firmaları ülkemizde misafir ediyoruz. Yatırım Ofisimiz başta olmak üzere tüm kurumlarımızla kendilerine her türlü desteği sağlıyoruz. Amerikan firmalarının uluslararası yatırımları teşvikler konusunda sağladığımız kolaylıklardan istifade etmesini istiyoruz. Ülkemizde yatırım yapacak, katma değer oluşturacak ve istihdam sağlayacak herkese kapılarımız sonuna kadar açıktır. İki ortak ve müttefik olarak ilişkilerimizin tarihi seyrine yakışır şekilde hareket etmemiz halinde ekonomi dahil ikili ilişkilerimizin tüm veçhelerinde parlak bir geleceğin bizi beklediğine doğrusu inanıyorum. Bu parlak geleceği sizlerle inşa etmek ve paylaşmak istiyoruz."
Tüm kurumların yatırımcılara gereken desteği vermeye hazır olduğunu tekrarlayan Erdoğan, katılımcılara teşekkür etti.